English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / Your word

Your word traduction Turc

5,666 traduction parallèle
- Do I have your word?
- Söz veriyor musun?
But I just can't take your word for it.
Ama bunun için sadece senin sözüne güvenemem.
We can't take your word for that.
Bunun için sana güvenemeyiz.
Well, you have honored your word to me.
Bana verdiğin sözü tuttun.
I believed you when you said you wanted us to have a life together, but this is our future : you breaking your word and abandoning me to an empty home so you can run off
Birlikte bir hayat istediğini söylediğinde sana inanmıştım. Ama geleceğimiz bu : Sözünden cayıp beni boş evde yüz üstü bırakıyorsun ki,
I'll take your word for it and I'll get it seen to.
Bir ara baktırırım ben ona.
It's your word against mine.
Senin sözüne karşılık benimki.
I thought you were a woman of your word.
Sözünün eri biri olduğunu düşünmüştüm.
I'm gonna need your word on this, carl.
Söz vermeni istiyorum Carl.
As long as you keep your word, I have no reason to continue.
Sözünü tutarsan daha ileri gitmek için bir sebebim olmaz.
If you don't keep your word...
Olur da... sözünü tutmazsan...
At your word, I give the command.
Söylemenizle, emri vereceğim.
~ I have your word?
- Söz veriyor musun?
~ You gave me your word.
- Bana söz vermiştin.
Give me your word that my people can leave as free men and women.
Bana söz ver halkımın erkek ve kadınları burayı özgür olarak terk edecekler.
Gonna keep your word to her?
Peki ona sözünü tutmayacak mısın?
Gonna keep your word to her?
Verdiğin sözü tutacak mısın?
Your word?
Söz mü verdin?
Surely you're not going to go back on your word.
Sözünden dönüp gidemezsin.
Do i have your word that for once you will honor that?
Bir kere olsun sözünü onurlandıracağına dair söz verebilir misin?
You've broken your word.
Sözünü bozdun.
I need your word it wasn't you.
Bunu yapmadığına yemin eder misin?
And we're supposed to simply take your word as faith.
Ve bizim senin sözlerine basitçe inanmamız gerekiyor değil mi?
Your word?
- Söz mü?
I'll hold you to your word.
Sözünü hatırlayacağım.
Well, I'm done taking your word.
Yalanlarından bıktım.
As soon as you're on board Boat One your word is law.
Gemi Bir'e bindiğin anda sözün kanundur.
- You gave me your word.
- Söz vermiştin.
It's because I cannot believe a word out of your mouth.
Ağzından çıkacak tek bir kelimeye bile inanmamamdan dolayı.
Because if you got no problem with me, how about putting in a good word with your Aunt Lacey, huh?
Çünkü benimle bir sorunun yoksa Lacey teyzenle aramı yapsana?
Cruz, you should talk to your union rep before you say another word.
Eğer başka bir kelime söylemeden önce Cruz, sizin sendika temsilcisi konuşmak gerekir.
Word to the wise- - you might want to think about keeping an eye on your boy tonight.
Bu gece arkadaşına göz kulak olmayı düşünebilirsin.
Can I just have a word with you, Kevin, regarding your next season's rental on t'caravan?
Seninle biraz konuşsak olur mu Kevin? Önümüzdeki sezon kiralayacağın karavanla ilgili.
"You hardly said a word during our negotiation, " until you demanded your 50 %.
Anlaşmamız sırasında tek kelime etmedin ta ki paranın % 50'sini talep edene kadar.
Your official cover legitimizes your assignment but not a word to anybody.
Resmi gizliliğin, görevini meşru kılar ama kimseye bahsetmek yok.
Need to have a word with you about your boss.
Sizinle, patronunuz hakkında konuşmamız gerekiyor.
Can you explain your plan without using the word sonic screwdriver?
Bu planı sonik tornavida sözcüklerini kullanmadan açıklayabilir misin?
One kind word and your judgment takes flight.
Tek bir nazik sözcükle bütün yargıların ortadan kalkıyor.
I'm not gonna believe a word that comes out of your mouth.
Ağzından çıkan tek bir kelimeye dahi inanmayacağım.
That word rolls so easy off your tongue.
Ne kadar da kolay çıkıyor ağzından. Şekeri uzatır mısın?
- Your word is sh- -
Senin sözlerin boktan.
I guess word travels pretty fast in your circles.
Sanırım senin çevrende, sözler çabuk hareket ediyor.
I'll give you plenty of time to make your gate... my word.
Sonra reklam yapman için bolca zamanın olacak, söz.
Well, at least that word won't come from your mouth.
En azından bu kelime senin ağzından gelemeyecek.
I want you to look at me and say the first word that comes to your mind.
Bana bakmanızı istiyorum Ve dişi söyleyin Aklınıza ne gelirse hadi
By the time I healed up, word had spread about what happened to you. And to your baby.
İyileştiğim süre boyunca sana ve bebeğine olanlar kulağıma kadar geldi.
Every word that came out of your mouth was a lie!
Ağzından çıkan her kelime yalan.
12 complete strangers will make or break your case Before you've said one word of your opening statement.
Tamamen yabancı on iki kişi açılış duruşmasında siz tek kelime etmeden davanızı kazandıracak ya da yerle bir edecek.
Any word on what happened to your wife?
- Karına olanlarda gelişme var mı?
They put the word out, right after your buy got hit, that they had smack to sell.
Sizin mallar çalındıktan hemen sonra eroinleri olduğu haberini yaydılar.
Word is, Tyler had nothing to do with coming after your guns.
Söylentiye göre Tyler'ın silahlarınızın çalınmasıyla alakası yokmuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]