Много traduction Turc
68,907 traduction parallèle
Что ж, я впечатлён, как много труда ты вложил, чтобы подловить меня.
Beni tuzağa düşürmek için bu kadar zahmete girmenden etkilendim.
Да. Он много раз говорил мне об этом.
Evet, o kadar çok anlattı ki.
И откуда вы так много знаете об адвокатской работе?
Avukatlık hakkında bu kadar şeyi nereden öğrendiniz?
Тут не так много работы.
- Pek büyük bir iş değil.
Много денег.
Çok para.
Вокруг много тех, кто пострашнее Саламанки.
Bu konuda Salamancalar'dan daha fazla korkman gereken kişiler var.
По-моему, у Ким много дел.
Kim'in anlatacağı çok şey var sanırım.
Это много значит, но, когда мы только начали работать, я обещала вам, что ваша компания будет моим приоритетом, так и есть.
Çok şey ifade ediyor. Ancak bu işe ilk başladığımızda size tek odak noktamın Mesa Verde davası olacağını söylemiştim. Bunda da ciddiydim.
Каждый из вас много значил для Джейсона.
Her biriniz Jason'ın dünyalara bedel olduğunu bilirsiniz.
Конечно, все могут попробовать, но Бетти уже так много съела прямо сейчас, что быть Лисицой это то, чего не хватает.
Tabii ki denemek isteyen herkese yer var, ama Betty'nin tabağında şu an çok yemek var Ve Vixen olmak tam zamanlı bir olaydır.
Нет, Джеральдина, у нас есть тайна, много тайн, если честно.
Hayır, Geraldine, bir sırrımız var, çok yönlü sır, aslında.
Знаешь, это много значит.
Uzun süreçlerden geçti, malumun.
Много мыслей в голове?
Aklını karıştıran bir şey mi var?
Впереди нас ждёт много долгих ночей.
Bizim için çok uzun bir gece olacak.
К нам поступило много вопросов о предстоящем соревновании.
Yaklaşan takıma destek toplantısı hakkında birçok soru geldi.
Но это слишком много, слишком быстро.
Olacağımı sandım. Ama bu çok fazla, çok hızlı.
Не много.
Fazla bir şey yok.
Это надо будет обсудить нам понадобится много дней и много бургеров.
Tartışılır. Onca günden ve burgerden sonra.
Полли хранила так, так много секретов от нас.
Polly bizden çok sır sakladı.
Я умею петь, и во мне много агрессии, которую нужно направить в позитивное русло.
Şarkı söyleyebilirim ve olumlu bir şeye sebep olacak çok fazla saldırganlığım var.
Много.
Bir sürü.
У меня есть много дел, здесь.
Sen git, Bob Lee, burada yapacaklarım var.
В твоем брате слишком много странного.
Kardeşinle ilgili çoğu şey garip
У твоей матери много проблем с твоим братом, да и вообще.
Annen kardeşin yüzünden epey şeyle uğraşıyor şu sıralar.
Много проблем, ясно? У всех нас.
Hepimiz çok şey atlattık tamam mı?
У тебя слишком много теорий, Джефф.
Birçok teori ortaya attın, Jeff.
Их здесь так много?
O kadar çok var mı?
Они захватили много людей, перекрыв большие города, и у них есть большие ходячие дроны, которые разрушают любые крупные поселения, так что большинство выживших разбежались.
Büyük şehirleri duvarla kapattıklarında bir çok insanı topladılar. Daha sonra büyük dronlarla ana yerleşim bölgelerini ayırdılar. Böylece hayatta kalanların çoğu dağıldı.
У приятеля были проблемы, задавал много вопросов.
Bir keresinde bir arkadaşım onlara soru sorduğu için başı belaya girdi.
Много чего знаю, но мне никогда не дадут шанс.
Bazı şeyler biliyorum. Ama bana bir fırsat vermeyecekler.
У меня много дней отпуска накопилось.
Birikmiş bir sürü mazeret iznim var.
Потеряла много крови.
Çok kan kaybediyor.
Я много занимаюсь йогой.
Çok yoga yapıyorum.
Нужно обработать очень много улик.
Üzerinden geçilmesi gereken çok sayıda kanıt var.
— Много повидали...
- Macera dolu bir dönem.
Только знай, всё, что я делаю, может поставить под сомнение нашу преданность, а прямо сейчас у нас так много дел в разработке.
Ama şunu bil, yaptığım herşey sadakatimizin sorgulanmasına neden olabilir. Ve şu anda, çok önemli işler yapıyoruz.
Но я так много народу вижу.
Ama birçok insanla tanışıyorum.
Я сделал много звонков, Кэти.
Bir çok yeri aradım, Katie.
Много.
Oldukça fazla.
Не так-то много информации, сэр.
Çok fazla bir şey yok efendim.
У меня не так-то много собеседников, кроме мамы и преподобного Голайтли.
Peder Golightly ve annemden başka insanlarla konuşma şansım olmuyor.
Ну... Это маловероятно, но не невозможно. Я много раз его доставала.
Bu münkün değil, ama imkansız da değil onu bir çok defa elledim.
Да уж, в мире вообще слишком много ненависти.
Hep birlikte nefret edilen bir sürü şey var.
Не знаешь? ( Ханна ) Папе уже много-много лет.
Babam biraz eskidi o kadar.
- Завтра мы отбываем в Прагу, нужно еще много сделать, и я...
Yarın Prag'a gidiyoruz. Ve yapacak çok şey var, ve ben...
Пока кто-нибудь, однажды, много лет спустя,
Ta ki... Birisi, bir gün bundan yıllar sonra, ve nihayet harika bir çocukluk yaşayana kadar.
Им придётся много чего сопоставить, чтобы связать Уильяма Крэндалла с твоим разговором с Олегом, особенно так быстро. Да.
William Crandall'ın tutuklanmasıyla Oleg'in seninle konuşmasını birbirine bağlamak için birleştirmeleri gereken bir sürü parça var özellikle de bu denli kısa sürede.
Уже много лет дом Ланнистеров — один из сильнейших в Вестеросе.
On yıllar boyunca Lannister Hanesi Westeros'ta asıl gücün sahibiydi.
Присяга не отнимет у вас много времени.
Diz çökmek hiç vakit almaz.
Ваша милость, он уже уничтожил много наших кораблей.
Majesteleri, donanmamızın büyük kısmını batırdı bile.
- Много всего.
Çok şey.
много лет назад 372
много денег 162
много друзей 21
много раз 393
много времени прошло 77
много времени 55
много места 20
много работы 133
много чего 197
много лет 128
много денег 162
много друзей 21
много раз 393
много времени прошло 77
много времени 55
много места 20
много работы 133
много чего 197
много лет 128