English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ 5 ] / 50 dolar mı

50 dolar mı traduction Anglais

840 traduction parallèle
50 dolar mı?
50 dollars?
50 dolar mı?
$ 50?
- Hepsine 50 dolar mı?
- $ 50 for everything?
Her lavaboya gidişinde gerçekten sana 50 dolar mı veriyorlar?
Do they really give you $ 50 whenever you go to the powder room?
... 50 dolar mı?
Fifty bucks?
- 50 dolar mı dedin?
- You said $ 50, huh? Hey.
- Yarım dolar mı?
- 50 cents?
Yarım doları ver bakalım.
Give us the 50 cents.
Yani bir öğretmen 50 dolarını almaya razı mı oldu?
Do you mean to say that a teacher let you give him $ 50?
- 50,000 dolarım var.
- I've got $ 50,000.
Sen bana, sen olmasan 50 dolarımı aldığım gibi dersin ya her zaman.
Like if I didn't have you, I could take my 50 bucks,
Sonra ay başı gelince sonra... Evet, ay başı gelince 50 dolarımı aldığım gibi...
... And when the end of the month comes... and when the end of the month comes, I'd take my 50 bucks
Her birinize 50 dolar ceza veriyorum.
I'm gonna fine you $ 50 apiece.
Mahkemeye saygısızlıktan... 50 dolar daha ceza veriyorum.
I'm gonna hold you for contempt of court... and fine you another $ 50.
50 dolarımız yok, biliyorsun. Onun da 100 doları yok.
We haven't got $ 50, let alone him having $ 100.
50 dolarımız varken iyiyim tabii.
That $ 50 makes everything all right.
- 50 dolarımız yok.
- We haven't got that $ 50.
50 dolar alayım.
That's 50 bucks.
Şimdilik sadece 50 dolar avans verin Ben de ablanızız bulayım. - Garanti veriyorum.
Now you just get me a small retainer, say, 50 bucks and I get your sister.
Hisselerini buraya getirmelerini söyle ve bir dolar başına yarım sent vereceğim.
Just tell them to bring their shares over here, and I will pay 50 cents on the dollar. You never miss a trick, do you, Potter?
Biri beş sentle yaptığı telefon görüşmesiyle bankalarımdan birine rüşvetle baskın düzenletebiliyorsa yılda 50 bin dolarımı alan politikacımın bana nedenini söylemesini istiyorum.
If someone can buy a raid on one of my banks For a nickel phone call, I want my $ 50,000-A-Year politician
Ancak yapamıyorum çünkü 50,000 dolarım yok.
But I can't do it, because I haven't got $ 50,000.
İhtiyacım olan 50 bin $'ı senden istemeye karar verdim..... Dolar, mücevher ne olursa beni kurtarır.
I need the $ 50,000 I settled on you, and the jewels and... well, anything a dollar can be raised on.
At yarıştırmış en iyi beylerden birinden 50 dolar alacağım.
I'll get the 50 from the finest gentleman that ever raced a horse :
Bu koca kulaklarım beni yanıltıyor mu? Yoksa buraya benden 50 dolar kopartmaya mı geldin?
Do these flapping old ears of mine deceive me, or did you come here to put the bite on me for 50 bucks?
Ama jokey ve masraflar için bana 50 dolar lazım.
But I need the 50 slugs for the jockey and for expenses.
- Bu sabah Edna'dan 50 dolar aldım. Ama Broadway Bill kaybederse onunla evleneceğime söz verdim.
- I got 50 from Edna this morning, but I had to promise to marry her if Broadway Bill loses.
Bir tane doru atımız var, koşum takımıyla beraber 50 dolar.
We got a sorrel you can have, $ 50, saddle and all.
50 dolar mı?
I told you before.
Bahse varım kostümler 50.000 dolar tutmuştur.
I bet the costumes cost $ 50,000.
Bayım ben bir parça sığır eti için size 50 dolar verebilirim.
Mister, I'll give you $ 50 for one slice of beef!
- Gerçekten çabucak 50 dolarım var.
- I got $ 50 coming real quick.
Yarım milyonla 7 50 bin dolar arası.
Anywhere from a half a million to three-quarters of a million dollars.
"Size 10,000 dolar ve Kârımın % 50'sini borçluyum."
"I owe you $ 10,000 and 50 % of the profits."
Homewood Kredi'den 50 dolar almıştım.
I borrowed $ 50 from the Homewood Finance Company
Buna 50 dolar yatırdım şimdiye kadar değil mi?
I've invested about 50 bucks so far, wouldn't you say?
Yaklaşık 50 dolarım var.
I've got about $ 50.
50.000 dolarım yok.
I haven't got it.
- Evet, 2.50 dolarım kaldı.
- Yeah. I got $ 2.50 left.
50 dolarına iddiaya varım buzunu ben eritirim.
I got 50 bucks that says I can defrost her.
Bir dakika. Ben de varım. 50 dolar.
Wait a minute, I wanna piece of that. 50 bucks.
- Ne yapıyoruz şimdi? - 50 Dolar'lık zammımı alıyorum.
- What do we do now?
Bu sıçanların her biri lavabo için 50 dolar vermesine rağmen, banka hesabım altı ay öncesine göre 9 dolar azalmış.
In spite of the fact that most of these rats fork up $ 50 for the powder room like little dolls, I find I have again by actual count $ 9 less in the old bank account than I had six months ago.
Sana elli bin dolar kazandırdım.
I just saved you $ 50,000.
Sonra burnumun dibine 50 bin dolar sallayarak sen çıkageldin sonsuza dek utanacağım şekilde, satıldım.
Then you came along dangling $ 50,000 a year under my nose and, to my everlasting shame, I sold out.
Ne kadar dayanacak bilmiyorum. Günde 3 dolar 50 sentle geçinmeye çalışıyorum.
I'm trying to live on 3.50 a day.
Kitabına 1.5 dolar ödemediğime memnunum 2.00 dolar!
I'm glad I didn't pay $ 1.50 for your book. $ 2.00!
Senin üzerine 50 dolar koyuyorum Kazanırım ve diğer bir gün fazladan 25
I'll bet you $ 50 I top you. I'll take it. And another $ 25 a day additional.
Bu sizin için bir şans, Bir arkadaşım var... 50 dolar için gönüllü mü olacak?
And that's lucky for you, I happen to have a friend... Who'd be willing to do what for my 50 dollars?
Meksika'da aldığın 10.000 peşinatla toplam 50.000 dolar ediyor. İlk kontratımızdaki rakam.
Now with the $ 10,000 advance paid to you in Mexico it makes it a total of $ 50,000 and completes our original contract.
- 50 bin dolar mı?
- $ 50,000?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]