Altı dakika traduction Anglais
678 traduction parallèle
Altı dakika içerisinde oksijeniniz bitecek!
- [alarms blaring ] [ gasps] In another six minutes, you'll be out of oxygen!
Yılbaşına altı dakika kaldı. İlgilenenlere duyurulur.
It lacks six minutes to the New Year if anyone's interested.
Tarifemden altı dakika sarktı.
I'm six minutes behind schedule.
- Düşünmen için altı dakika veriyorum.
I'll give you six minutes to reconsider.
Yani... altı dakika.
Er... six minutes.
Bu da Brackhampton'a altı dakika demek, saatte 45 km hızla.
So that makes it six minutes before Brackhampton at, say, 30 mph,
On altı dakika.
Sixteen minutes.
Mutlak Savaşa altı dakika.
Six minutes to fail-safe.
Altı dakika var Stevie.
Six minutes to go, Stevie.
Yakalama altı dakika içinde gerçekleşecek.
Interception will occur in six minutes.
Altı dakika sonra aşağıda buluşuruz.
I'll see you downstairs in six minutes.
İşimi bitirmeme izin vermezsen, altı dakika içinde 3. Dünya Savaşı çıkar.
Roberta, let me finish what I've started, or in six minutes World War III begins.
Altı dakika mı?
Six minutes?
Altı dakika önce kalkan 8 : 13 trenine nasıl aktarma yaptın?
So how did you make the connection With the 8 : 13, which left six minutes earlier?
Tam olarak altı dakika, doktor.
Exactly six minutes, Doctor.
Karım ameliyat masasında sadece altı dakika kaldı ve öldü.
My wife existed only six minutes on the operating table, and then she was dead.
- Geri sayıma altı dakika.
Six minutes and counting.
Anladığım kadarıyla siz bu sabahki maça beş ya da altı dakika geç kalmışsınız.
I understand you were five or six minutes late yourself to that match this morning.
Altı dakika.
S-Six m-minutes.
İçeride altı dakika kaldı.
She was inside six minutes.
Altı dakika ya da öyle.
Six minutes or so.
- Altı dakika, vay be.
- Six minutes. Can you beat that?
Altı dakika yani?
Six minutes, you say?
Ringo altı ya da yedi dakika sonra buraya geleceğini söyledi.
Ringo said he'll be passing this way in... six or seven minutes.
On dakika içinde kendini büyük bir lambanın altında bulursun.
In 10 minutes you'd be sitting under the hot lights.
Altı olmasına beş dakika kalmış.
Five minutes to six.
Her zaman, Exeter'in güneş lambalarının altında birkaç dakika geçirme ihtimali var.
There's always the possibility you spent a few minutes under one of Exeter's sunlamps.
Şef, üç dakika sonra ışık hızının altına düşeceğiz.
Chief, we'll drop below light speed in about three minutes.
Hava sıfırın altına düşmeye başlıyor ve her dakika daha da soğuyor.
Mighty close to being below zero... and it's dropping every minute.
- Şimdi, bir dakika. ... geçitte bulunan ceset... ve Apaçinin altın haçı aldığı kişi aynı kişidir.
... whose body we found on the trail and who is the only person from whom the Apaches could have taken that cross.
Bekle bir dakika, altı tane daha.
Wait a minute, six more.
Her dakika gözetim altında olmalarını istiyorum.
None of those people must suspect that anybody's interested in them.
Üç dakika altı saniye.
- Three minutes and six seconds.
Dakiklerse, altı saat 43 dakika.
Six hours, 43 minutes. If the Klingons are punctual.
Altı dakika.
Say, six minutes.
Altı, belki yedi dakika.
Six, maybe seven minutes, sir.
Altı üstü beş dakika gecikeceksin.
So you'll be five minutes late.
Büyük yeşil şeye altı buçuk dakika var.
It's 6 and 1 / 2 minutes to the big green thing.
Altı makinalıyı stratejik noktalara yerleştirlerse on dakika içinde dört bölük askeri yok edebilirler.
Six machine guns, set on strategic places, will annihilate the four squads in ten minutes,
Kontrolü bir dakika içerisinde kontrol altına alacağız ve oyun devam edecek.
We'll have the situation under control in just a moment, and the ball game will go on.
Etap altı, 1 dakika 17 saniye... gemilere varış.
Point six, 1'1 " you get to the boat.
Dilinin altında beş dakika tut.
Keep it under your tongue for five minutes.
Mantilles'e uzaklık tam olarak yirmi altı dakika efendim.
No more.
Bir dakika, on altıncı mı on yedinci mi? Bilemiyorum.
Lemme see, sixteen, uh, seventeen century.
5 dakika sonra, onu garsonun altında... yatarken buldum.
Five minutes later, I found him lying on the floor underneath the waiter.
Altı haftadır niye sadece iki dakika uyuyabildiğimi sanıyorsun?
Why do you think I slept two minutes in six weeks?
Ve saat 06 : 20'de. Defonte konuşmasının sabahında, gece yarısından sonra altı saat yirmi dakika, bu konuşmayı yazıyor olduğunu iddia ettiğin zamandan yedi saat 20 dakika sonra
And at 6 : 20 a.m. on the morning of the Defonte speech, six hours and 20 minutes past midnight, seven hours and 20 minutes past the time that you claim that you were writing this speech,
altı dakika.
six minutes.
Yani yirmi dakika zamanın varsa, o liste altındakilere bakıyorsun... ve sana o sürede pişirebileceğin bütün yemekleri söylüyor.
You know, if you only have 20 minutes, you just look under 20 minutes... and it tells ya all the kind of things that you can make in that amount of time.
Senin sayende dün gece 17 dakika uyudum. Gözlerimin altı mosmor. Ve müzikal yaşlı kadınlarla ilgili değilse,..
I slept 17 minutes last night, thanks to you and with the bags I have under my eyes, unless it is about little old ladies I don't have a chance in hell.
- Altı, yedi dakika oldu.
- Six, seven minutes.
dakika 21
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı ay mı 24
altı yedi 26
altı tane 16
altı ay önce 37
altı hafta 22
altı ay 66
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı ay mı 24
altı yedi 26
altı tane 16
altı ay önce 37
altı hafta 22
altı ay 66