English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Anlıyorsunuz

Anlıyorsunuz traduction Anglais

1,080 traduction parallèle
- Beni yanlış anlıyorsunuz.
You didn't understand.
- Anlıyorum. - Neyi anlıyorsunuz?
What do you know about it?
- Beni anlıyorsunuz, değil mi?
- You understand me, don't you?
- Anlıyorsunuz değil mi?
- You understand? - Of course.
Atlardan hoşlanmayan şehirli biri için onlardan iyi anlıyorsunuz.
You got a pretty good feel for a horse-shy city fella.
Anlıyorsunuz değil mi?
Know what I mean?
- Bal gibi anlıyorsunuz.
- Yes, you do.
Anlıyorsunuz, değil mi?
You do see, don't you?
Anlıyorsunuz ya, yaşamımın döngüsü bu oldu daha ben küçücük bir...
- You see, it's been the pattern of my life... from the time I was a...
Bundan ne anlıyorsunuz, Doktor?
What do you make of that, Doctor?
Siz dinliyor ve anlıyorsunuz.
You listen and understand.
Bundan ne anlıyorsunuz?
What do you make of that?
Memleketle ilgili, anlıyorsunuz.
It's a bucolic, you see.
Anlıyorsunuz, elbette.
You understand, of course?
Demek istediğimi anlıyorsunuz.
You know what I mean.
siz anlıyorsunuz.
That you do.
Bizimkinin daha iyi bir yol olduğunu elbette anlıyorsunuz.
Surely, you can see that ours is the better way. No.
Mr. Chekov, bundan ne anlıyorsunuz?
Mr. Chekov, what do you make of this?
Ne söylediğimi anlıyorsunuz.
If you see what I mean.
Şey, anlıyorsunuz işte, ailem.
Well, you see, my parents.
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz?
Do you know what I mean?
Madam, beni yanlış anlıyorsunuz.
Madam, you do me wrong.
Bu rakam çok sayılmaz, anlıyorsunuz ya?
And that's not much, you know what I mean?
Takındıkları bu tavrı anlıyorsunuz ya...
You see... the kind of attitude they had.
Anlıyorsunuz ya, insanlar bayrak törenine isteksizce iştirak ettiler.
You see, people attended the raising of the colors reluctantly.
"Alman Komünist Partisi çok yaşa!" Anlıyorsunuz ya... Neden anti-komünistsiniz Albay?
I know they helped the Resistance, and I'm also aware of the fact that
- Anlıyorsunuz ya.
- You know.
Bay Holmes, siz kemandan anlıyorsunuz.
Mr. Holmes, you know about fiddles.
Bundan ne anlıyorsunuz?
What do you make of it?
Anlıyorsunuz, değil mi, her şeye en baştan başlayacağım?
Well, I hate to cut this short, but I'm due back at the radio station. Please, you finish your tea.
Saygı duyulan bir konumum var. Belli türde kadınlarla bağlantılı olmaktan kişisel olarak büyük rahatsızlık duyarım. Eminim demek istediğimi anlıyorsunuz.
I have a position to respect I would feel personally, very uncomfortable to be connected with a certain kind of woman.
Sanattan anlıyorsunuz.
You're an art connoisseur.
Çekingen. Anlıyorsunuz ya?
Withdrawn.
Eminim bunu anlıyorsunuz.
You understand.
Burada işler farklı yürür. Anlıyorsunuz ya?
Well, that is, we do things differently from Venice, you see.
Şimdi, anlıyorsunuz, yaptığım şey, ikinizi de tekrar programlamak böylece, direk olarak bana hesap vereceksiniz.
Now... you see, what I've done is... I've reprogrammed both of you... so that now you'll respond directly to me.
- Tabii ki anlıyorsunuz.
Yes, you do!
Anlıyorsunuz, değil mı?
Yes, I do. I think I do.
Neden Sheraton'da çalışmak istediğimi anlıyorsunuz, değil mi?
Now you understand why I want that job with Sheraton.
- Niye vermediğimi anlıyorsunuz şüphesiz.
No doubt you understand why.
Siz bu işlerden gerçekten anlıyorsunuz.
I'll have a heart attack. You really know that stuff, don't you?
Gerçekten bitkilerden anlıyorsunuz, efendim.
- You have a real green thumb, sir.
Asla geri dönmedi, anlıyorsunuz ya.
He never went back, you see.
Anlıyorsunuz...
You understand...
Anlıyorsunuz değil mi?
Am I making myself clear?
Anlıyorsunuz ki, sizi uyarmıyordum... ama ilelebet neden burada... olduğunuzu söylüyordum.
You see, I wasn't warning you, but telling you why you are here... For all eternity.
Umarım anlıyorsunuz.
I'm sure you understand.
Anlıyorum. Kelimelerin sırasını karıştırıyorsunuz.
I see, uh, but recently you have been having
Fakat sanırım anlıyorsunuz ki, şimdi gerçek katili bulmama yardımcı olmak için en fazla güvenebileceğim tek kişi sizsiniz.
I thought you meant recently. Did I give that impression, sir? I'm sorry.
Anlıyorsunuz değil mi?
See?
Anlıyorsunuz değil mi? Evet, kabul ediyor musunuz?
So, do you agree?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]