Ayak traduction Anglais
17,708 traduction parallèle
El ve ayak kesmek genelde ya hırsızlık gibi bir suçun cezası ya da işkence yöntemi oluyor.
You know, removing the hands and feet are usually used as either a form of punishment for a crime, such as thievery, or as a method of torture. I mean, sometimes they...
Ancak NASA gibi devlet kurumlarının söylediğine göre Kızıl Gezegen'e ayak basmamız onlarca yıl sürecekmiş.
Government agencies like NASA say it will be decades before we set foot on the Red Planet.
Peki ya başka bir dünyaya ayak basan ilk insan olursam?
What if I was the first person to set foot on another world?
Sadece ayak parmaklarının üstünde duruyorum.
Just keeping you on your toes.
Onlar ayak değil efendim ama Taj Mahal mermeri gibi güzeldir.
They're not feet, madam... but fine like Taj Mahal marble.
Ayak uydurabilir mi?
Can he adapt?
El ve ayak bağları kesilmiş.
Hand and leg ties cut.
Buradakiler alt seviyedekilerle ayak takımı.
All we get in here is lieutenants and foot soldiers.
Biz sadece ayak takımıyız.
We're just the foot soldiers here.
Açıkçası... oradakilere ayak uydurabileceğimden emin değilim.
Truth be told, Dorothy... I don't even know if I can keep up in that room.
Evet ama değişikliklerin bilgisini alamazsak... ayak uyduramayız.
Yes, but if we don't have the information of the changes... we can't keep up.
Bir ayak kalınlığından fazla.
It's over a foot thick.
- Gargoyle, kutsal topraklara ayak basamaz.
The Gargoyle, he can't come onto consecrated ground. For now.
Ama sadece bir ayak izi var, kurbanlarla örtüşmeyen.
Yeah, but only one set of boot prints that don't match the victims.
Ve büyük bir adama ait ayak izleri.
And only one set of boot prints belonging to a big, hulking guy.
Ama dikkat çekmemeye çalışıyorlar. Bir portalden geçerek uzaylı toprağına ayak bastım ben.
But that's barely scratching the surface,'cause I've stood on alien soil, and I've jumped through a portal to get there.
O yüzden sanırım senin kalbinin beynine ayak uydurmasını sağlaman gerekiyor.
So I guess you, uh... You gotta get your heart to catch up to your head.
Babam, ayak izlerini laboratuvara gönderdi ama ikimiz de dev pençeli bir kurt adam ayağının nasıl bir çift spor ayakkabıya dönüştüğüne şaşırmış durumdayız.
My Dad's got the lab working on the shoe prints. But, uh we're both kind of mystified about how giant clawed werewolf feet turn back into a pair of sneakers.
Ayak parmaklarındaki etiketlerde yazan isimlerin girişlerini yapmam gerek.
I'll need to log the names off the toe tags.
Bir kurdun ayak izinde biriken yağmur suyunu içtiğinde ne olduğunu anlatan eski hikâyeyi duymuşsundur.
You've heard the old story of what happens when you drink rainwater from the paw print of a wolf.
Daha doğrusu sıkıcı bir ayak işi.
Honestly, it's more of a chore.
Senin tek yaptığınsa beni parçalara bölüp bin tane farklı, saçma sapan ayak işine yollamak!
And all you do, you just pick me apart and you send me on a thousand different, ridiculous errands!
- Profesyonellere ayak bağı olmayı kesinlikle istemem ama büyüklük ve kalınlığın doğru dürüst dağılımı, nakliyat şirketinin benzin anlamında işini oldukça kolaylaştıracağını düşünüyorum.
And I would never want to step on the toes of professionals, but proper distribution of the mass and density of the boxes inside the moving truck could have cost-saving effects for the moving company in the form of improved gas mileage.
Bu şekilde ayak izlerini bulamazlar.
That's how your footprints stay hidden.
Pekâlâ. Sol kalın ayak bileği, kırmızı.
All right, left cankle, red.
- Aferin, tatlım. Bir ayak parmağına 50 bin ödediklerini duydum.
I heard they're paying 50 grand a toe now.
Makul ayak kılı işte böyle olur.
That's the right amount of leg hair.
Ayak kıllarım gayet güzel.
My leg hair's fine.
Benim hiçbir ayak tırnağımda çıt yok.
I ain't got no toenails nohow.
Ana ayak trafik kapısını kullanmak zorundasın.
You're going to have to use the main foot traffic gate.
Neden küvetten yatağa hiç ayak izi yok?
Yeah, why weren't there no footsteps from the tub to the bed?
# Senin ayak izlerin, benim yolumda. #
"Your footprints... in my path..." - Ronny! Ronny!
# Senin ayak izlerin, benim yolumda. #
"Your footprints... in my path..."
Bu ayak takımını kendi başıma halledebilirdim.
I could've handled these C-listers on my own.
Sadece enkaz ve oldukça büyük ayak izleri var.
Just debris everywhere and some really big footprints.
Ayak uydurmak zorundayız.
We had to adapt.
It onları şimdi o ayak işi gitmek için almak zor olabilir.
It might be tricky to get them to go on that errand now.
Adam iki ayak üzerinde yürümeye başladı, Anneye yükü artmıştır.
As man began to walk on two legs, the burden on the mother was increased.
Ford'un bu yarışta ayak uydurması ve belki de kazanması bekleniyor.
Ford is expected to keep pace in this race, and maybe win.
6 ayak 4'üm, o arabaya binince, Gerçek şaside oturuyorduk.
I was 6 foot 4 so when you get into that car, you were sitting on the actual chassis.
On beş araba zaten parlak kırmızı Ford'a ayak uydurmaya çalışarak dışarı çıktı, Ve şimdi arabada bir çaylak sürücüsü var
Fifteen cars have already dropped out trying to keep up with the bright red Ford, and now there's a rookie driver in the car
Bakalım araban ona ayak uydurabilecek mi?
Let's see if your car can keep up.
Eski kocamın ayak işlerini yapmaktansa uyumayı tercih ederim.
I prefer it to running errands for my ex-husband.
Her numarada tüm ayak işlerini senin yaptığını söyledi.
She tells me you do all your own legwork for every con.
- Bana ayak uydur. Rhys.
Just go with me.
Bu kişinin ayak izleri senin arkandan geliyor.
This person's following in your footsteps.
Çocuklar ayak bağından başka bir şey değil.
Children are the definition of deadweight.
Herkes bilirmiş. Paskalya'da, ayak yıkayıp öpme ayininde ya Boston Baş Psikoposu seçilirse diye herkes dehşete kapılırmış.
It was public knowledge, and at Easter, at the washing of the feet, everyone was terrified that the Archbishop of Boston might be chosen.
Ayak uydurmaya çalış o zaman.
Then try to keep up.
- Hydra'nın ön ayak olduğu bir şey.
- Sponsored by Hydra.
Uzaylı ayak izi gibi değil mi?
Like alien footprints, right?