English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Aşağıda mısın

Aşağıda mısın traduction Anglais

269 traduction parallèle
Aşağıda mısın? Niçin yukarı gelmiyorsun?
Oh, Yoonah, You're here?
Aşağıda mısın?
You downstairs?
Aşağıda mısın?
Are you down there?
Kabo aşağıda mısın?
Kabo, are you there?
Ezra, aşağıda mısın?
Ezra, are you down there?
- Aşağıda mısın lan Ali?
- You down there, Ali?
David, aşağıda mısın?
David, are you down there?
Aşağıda mısın?
You under there?
Aşağıda mısın?
You down there?
Doug, aşağıda mısın?
Are you down there?
Aşağıda mısın?
Are you down here?
Laura, tatlım, aşağıda mısın?
Laura, honey, are you downstairs?
Solomon, aşağıda mısın?
Solomon, are you down there?
- Orada aşağıda mısın?
Are you down there?
Aşağıda mısın?
You're downstairs?
Hala aşağıda mısın?
Is he down here?
Aşağıda duracak mısınız siz?
Will you stay down?
Aşağıda su ısıtıcınız vardı sanırsam.
I'm sure you've got a kettle on downstairs.
Bayan,... eğer tanrımız, paganların ya da filozofların Tanrı'sı olsaydı... cennetin en üst noktasındaki sığınağı almış olsa bile... ıstırabımız onu, oradan aşağı sürüklerdi.
If our God were the god of the pagans or philosophers, though he might take refuge in the highest heavens, our misery would drag him down.
Ama herkesin bildiği bir şeydir, aşağıda olanların yükseklerdedir gözü. Merdiven çıkanın yukarıya çevriktir yüzü ama son basamağa ulaştı mı bir kez merdiven çevirir sırtını bulutlara bakar hor görüp birer birer basıp çıktığı basamakları.
But'tis a common proof that lowliness is young ambition's ladder, whereto the climber upward turns his face, but when he once attains the upmost round, he then unto the ladder turns his back, looks in the clouds,
Andrei, bunları aşağıda güvenli bir yere koyar mısın?
Please, Andreivich, will you put these in the safe downstairs?
Aşağıda hazır mısınız?
Ready?
Affınıza sığınarak, efendim ama onları aşağıda parmaklarıyla çalışırken görünce yani, biz düşündük ki... yani, arkadaşlar ve ben düşündük ki bir koşu yanlarına gidip... yani onlara yardım edebiliriz, efendim.
I beg your pardon, sir, but seeing them down there, working their fingers to the bones, well, we thought, that is, the lads and I thought, that we might just, well, nip along and give them a little hand, sir.
Aşağıda büyükbabamın tekerlekli sandalyesiyle bir örtünün altına sakladım.
- I hid it behind some palmettos..... at the foot of the path with Grandfather's wheelchair.
Fazla aşağıda değil,... bir tünel açıp, yere düşen altın tozunu alacağım...
If it ain't too far down, I'll tunnel and get some gold dust that's fallen through these floor...
" Tefaia'da, 8 / 4 / 1970'te, benden önce, Mesohorio'nun Polis Memuru, 35 yaşında, evhanımı, Hıristiyan Ortodoks, Sofia Goussis'u, Kostas Goussis'un karısını, ortaya çıkardı... ve O gönüllü olarak aşağıdaki itirafı yaptı :
" At Tefaia, on 8 / 4 / 1970, before me, Police Officer of Mesohorio, turned up Sofia Goussis, wife of Kostas Goussis, 35 years old, housewife, Christian Orthodox, and voluntarily confessed the following :
- Onun adres defteri ve aşağıda garajindaki şu sarışın bomba. - Evet? Tanıdığımı kim söyledi?
Who says I do?
Savaşçılarımızın yarısının tören için, aşağıda, Carillon'da olduğu zaman.
With half of our Warriors down on... During the celebration when all of our Warriors are down on Carillon.
Savaşçılarımızın yarısı aşağıda iken...
Almost anytime. With half of our Warriors down on...
Kutlama sırasında, savaşçılarımızın yarısı aşağıda Carillonda.
During the celebration when all of our Warriors are down on Carillon.
Aşağıda bağırmak zorunda mısın?
Do we have to shout about it down here?
Kadının biri beni acayip çirkin bulduğu için surdan aşağıya attı, sonra da, kuduz bir köpeğin saldırısına uğradım.
A woman pushed me off a rampart, finding me hideously ugly, and I got ravaged by a rabid dog.
u aşağılık bankacılar politikacılar... asıl onlar kokain yasa dışı olsun istiyor! Böylece sıçtığımın parasını kazanıp sıçtığımın oylarını da alıyorlar!
It's the fucking bankers, the politicians, they're the ones that wanna make coke illegal so they can make the fucking money and then get the fucking votes!
Azarías, in aşağı. Umalım da yarın işimiz rast gitsin.
Azarías, come down, let's hope we are lucky tomorrow.
Aşağıda mısın?
Hydraulic, Prime!
Aşağıda Cliff'in kulaklarını üzmek zorunda kaldım.
I WAS DOWNSTAIRS BENDING CLIFF'S EAR.
Sırtınızı da kullanın, daha hızlı çekin, yoksa hepinizi demirle aşağı atarım!
Put your backs into it, row faster, or I'll throw you all in iron!
Ve o aşağılıklar bize sömürücü bir sözleşme teklif ederse ya da kamyonlarını hattımıza sokmaya çalışırlarsa yapabileceğimiz tek bir şey var.
And if those bastards try to shove some belly robbing contract down our throats or try to push one of their trucks past our lines, there is only one thing we can do.
Bir gün, bu işi ayarladı, bir kızı eve getirdi. Çirkin bir fahişeydi, onunla ne yaptıysa yaptı, sonra... babasını uyandırıp : "Hey baba gel aşağıda güzel bir kız var.. ama annemi uyandırmayalım" dedi.
One time, he arranged this thing that he took this chick home... an ugly bitch, he did with her what he did, then he woke up his dad : "Hey dad, get over here, there's a fine lady let's not wake up mom." Their mom was religious and everything, so...
Ben köşede en üst odadayım, Efendim de, bir kat aşağıda, bahçeye bitişik odada ve Mösyö Hebworth zemin katta, tam çalışma odasının karşısındaki odada kalıyor.
I'm at the very, very top on the corner and Master, he's a floor below but he's next to the garden and Monsieur Hebworth he's on the ground floor just across from the study.
Başını yukarı ve aşağı da oynat ve ne olacağına bakalım başını yukarı kaldırır ve aşağı indirirse.
Move your head up and down as well, and see - let's see what happens. If she moves her head up, and moves her head down.
Ben bu şehrin ışığıyım aynı zamanda da aşağılık, sapkın ruhuyum.
I am the light of this city and I am its mean, twisted soul.
Aşağılara bakın da kutsal taslarınızdan boşaltın bağışlarınızı kızımın başına!
Look down and from your sacred vials pour... " your graces upon my daughter's head!
Kardeşini kızımın bluzu ile birlikte aşağıda görmek istiyorum.
Send your sister down with my daughter's blouse at once.
Aşağıda tanıştığımız o yaşlı, tatlı şey takma dişlerini kocasının birasına düşürmekten daha kötü bir şey yapabilecek durumda değil.
That sweet old thing that we met downstairs... isn't capable of anything worse than... dipping her dentures into her husband's beer.
İki Romulan'ın duyacağı şekilde ırklarını aşağılayarak beni iki pozisyon arasında sıkıştırıyor. Ya onları savunacağım ve böylece Romulanlar'a karşı sadakatim ortaya çıkmış olacak ya da savunmayacağım ve bu sayede aramızı bozarak nifak tohumları ekmiş olacak.
He makes a racial slur within earshot of two Romulans putting me in the position of either defending them thus, giving away my allegiance to them or letting the comment pass- - in which case he's managed to plant a seed of discord between us.
Cédric, aşağıda mısın?
I'II call you from down there.
Chunhyang aşağı sınıftandır. Eğer kelebek sadece çiçeği koklamaya gelir, sonra da çeker giderse, hayatımız perişan olur.
He leaves the South Gate of Seoul, and crosses Han River and several streams.
Şu senin pis küçük yaratığın aşağıda odamda ve eşyalarımı hacet gidermek için kullanıyor!
That filthy little creature of yours is down in my quarters and it's using them as a toilet!
Aşağıda bayağı geniş insan karışımın var.
That's quite an assortment of characters you have down there.
Çıkıp bir şeyler yiyecektim ve "Aşağıdaki adamı da alayım." dedim. Var mısın? - Teşekkür ederim, hayır.
Listen, I was gonna go out and get a bite to eat, and I thought, "Hey, why not grab the man down under?"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]