Bakın hele traduction Anglais
873 traduction parallèle
Şu çöplüğe bakın hele!
Look at this dump.
Bakın hele şu köpeğe nasıl kudurmuş?
Can't you see that's poisoned meat? 1
Bir adama adaleti veren ve şu tahtta oturan mahluka da bakın hele.
What a creature must sit on the throne... who lets a man like you deal out his justice.
Şu yerde yatanlara da bakın hele, beşikteki bebekler gibi tatlı ve huzurlular.
Will you look at the two of them, lying there, sweet and peaceful as the babes in the wood.
Sokağın aşağısından gelene bakın hele!
Look who's coming down the street.
Şuna bakın hele.
Well, fancy that.
Şu şapşala bir bakın hele.
Look at that sucker.
Minik güvercinime bakın hele!
There's a lovey dove!
Bakın hele, Dr. Watson, bu ne sürpriz.
Why Doctor Watson, what a surprise.
Bakın hele!
Well, I like that.
Bay Don Birnam, şu işe bakın hele.
Mr. Don Birnam, as I live and breathe.
Dedeye yaptıkları muameleye bir bakın hele.
Fine way to treat their grandfather.
Tesadüfe bakın hele!
If this isn't a surprise!
Şuna bakın hele!
Well, what do you know?
Vay canına, şu mutfak zeminine bakın hele!
My, look at the kitchen floor.
Bakın hele şu işe.
Well, well.
Şu konuşana da bakın hele!
Will you listen to the man!
Bakın hele, uyuyan güzel gelmiş.
Well, if it ain't the sleeping beauty.
Hey, şuna bakın hele!
Well, will you look at that!
Siz de çok zeki değilsiniz. Şuna bakın hele!
You're not so smart, either.
Bakın hele!
You see?
Şu küçük dövüşçüye bakın hele.
Say, he's some little scrapper.
Bakın hele, bu güzel kız da kimmiş?
Say, who's the pretty girl?
Bakın hele!
Just look!
Şuraya bir bakın hele.
Hey, lookee here now.
Teyzeye de bakın hele.
What a mother.
Pazarlamaya çalıştığınız şu zavallı küçük haplara bakın hele.
Look at these poor little white pills you're trying to peddle.
Bakın hele, Jack Lyons!
Why, Jack Lyons!
Bir ara oranın sahibine alıcı gözle bakın hele.
Just take a good look at the proprietor sometime.
Şuraya bakın hele!
Good Lord, look at this!
Şu kadına bakın hele.
Now, look at this cat.
Bir bakın hele.
Just look at it.
Kimi seçtiğine bir bakın hele.
See who he's chosen.
Şuna bakın hele, bütün kadınlarmış! Sen bir yavşaksın daha.
What're you talking about?
Sizin yaşınızda dört genç daha et almaya paraları yok. Kendinizden utanmalısınız. Açlıktan söz edene bakın hele.
Four boys your age and you can't manage to buy meat?
Şu kamuflajlı ahmaklara da bakın hele!
Look at these idiots in full battle dress!
- Ve şuna bakın hele.
- And just look at you.
Şuradaki memişlere bir bakın hele.
Have a look at those titties here.
- Bakın hele kim varmış burada.
- Oh, look who's here.
"İçki içiyormuşum", bakın hele!
'Been drinking', eh?
Şu kuşlara da bakın hele.
Look at all them pigeons.
Şuna da bakın hele, inkar da etmiyor.
Hey... she's not denying it!
Hanzomuza bakın hele.
Listen to the jerk.
Şuna da bakın hele,
Look at it.
Bir bakın hele kiminle uğraşıyorsunuz!
Take a look at who you're dealing with!
"Hele bir bakın, New York'tan kim gelmiş, Birnam kardeşler."
"Look who's here from New York, the Birnam brothers."
Bak hele, sen nasıl sisimize Tanrının belası dersin?
Now, how dare you call our fog wretched.
Sürücü sınavında altı kez başarısız Olan adamın bana söylediğine bak hele.
You failed your driving exam six times. Stay out of it.
- Bakın, hele...
- My dear woman...
- Bakın kim gelmiş hele, kardeşim...
- Now lookie here, Sister...
Hele bakın, kimi görüyorum?
Well, upon my word.
helene 63
hélène 27
helena 137
helen 922
hele 23
hele şükür 34
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
hélène 27
helena 137
helen 922
hele 23
hele şükür 34
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın bayım 46
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın burada kim var 25
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın bayım 46
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın burada kim var 25