English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bekleyemem

Bekleyemem traduction Anglais

2,002 traduction parallèle
Henry'i bekleyemem.
I can't wait for Henry.
O kadar bekleyemem.
Well, I can't wait that long.
Polisi bekleyemem.
I can't wait for the police.
Ben Kurt gibi birinin içerdeyken bu hareketi hayra yorumlamasını bekleyemem.
well, I don't think wolf is gonna interpret this move the same Way.
Miden bulanmış ve yorgunsun. Yani senden masada dans etmeni bekleyemem.
Well, you're feeling nauseous and tired so I can't expect you to be dancing on the tables.
- Hiç bekleyemem!
- Like hell we are.
Bekleyemem.
No, it must be now.
O kadar bekleyemem.
I can't wait that long.
Sırf hiçbir şey yapmadan bekleyemem.
I can't just stand by and do nothing.
Gaby'yi uzun süre görüp mutlu olmasını bekleyemem.
I can't wait till she gets a good, long look at Gaby.
Üzgünüm, ama şu anda olan şeyler var ve anlamanı da bekleyemem.
I'm sorry, but there are things happening right now that I can't expect you to understand.
- Haftaya kadar bekleyemem.
I can't wait till next week.
Acele et, bütün gece bekleyemem.
Hurry up, I don't have all night.
Tüm gün bekleyemem.
I haven't got all day.
Artık hiç bekleyemem. Bunu daha sonra da söyleyeceğim.
I can`t wait another chime l`ll say this one last time
Sadece bunların geçmesi için bekleyemem yada olmamış gibi davranamam.
Just can't wait for this all to be over so I can just pretend it never happened.
Lütfen söyle, bekleyemem.
Please tell me, I can't wait
Ben de bekleyemem.
I can't wait, either.
Bekleyemem.
- I can't... I can't wait.
Bekleyemem.
I can't wait.
Dakik olmak zorundasın Seni bekleyemem.
You've gotta be on time. I don't want to wait for you.
Çabuk ol, bütün gün seni bekleyemem.
Hurry up, I haven't got all day.
On iki saatin kaldı. Daha fazla bekleyemem.
You have exactly twelve hours left, I can't wait any longer,
Hayır, daha fazla bekleyemem.
- No, I can't wait any more.
Bunu bekleyemem, yapamam.
I can't do this, I can't.
Beni affetmesini bekleyemem, ama en azından edebileceğini ümit ederdim.. Ben değiştim.
I-I wouldn't expect her to forgive me, but I could hope she could at least... see I've changed.
Sadece--disarida bekleyemem. Bekleyemem.
I just--I can't stand out there.I can'T.
Seninle bağlantı kursun diye 50 dakika bekleyemem.
Not to wait 50'for your contact.
Bütün gün bekleyemem.
Ain't got all day.
Bekleyemem!
I won't wait!
Yarına kadar bekleyemem.
I won't wait for tomorrow.
Senin bunu sonunda anlayacağın umuduyla sonsuza kadar bekleyemem.
But I can't just keep waiting around until you finally realize that I can't.
Buraya gel. Bütün gün bekleyemem.
Come on now. I ain`t got all day.
Hadi bütün gece seni bekleyemem.
Come on, don't take all night about it.
Bekleyemem.
I couldn't wait.
Şey, o kadar bekleyemem.
Well, I can't wait that long.
- Tüm gün burada bekleyemem, dostum.
- Can't keep this shit turning all day, mate.
Eddie, bekleyemem.
Eddie, I can't wait.
Daha fazla bekleyemem.
I can't wait any longer.
- O çok gelecek. O kadar bekleyemem 12'de çıkmam lazım.
- I was just about to say that.
Yani senden benim kadar güçlü olmanı bekleyemem ya da benim kadar görmüş geçirmiş olmanı.
That means I can't expect you to be as strong as me or as grown-up.
Bekleyemem, Bunu şimdi istiyorum!
I can't wait, I want it now!
Hayır, iki hafta bekleyemem.
No, I cannot wait two weeks.
Burada oturup bekleyemem.
I can't just wait here.
Bütün gün o pisliği bekleyemem.
I'm not gonna wait all day for this cocksucker.
Tepkisini görmek için senin ölmeni bekleyemem.
I'm not gonna wait till you're dead to see her reaction.
Düşecek, diye bütün gün yüreğim ağzımda bekleyemem..
I cannot spend the whole day waiting for it to fall...
Bütün gün bekleyemem.
I ain't got all day.
Bilet kontrolümü önce yapacağım ama uzun süre bekleyemem.
I'll check-in first, but I won't wait long.
- Artık seni bekleyemem, Víctor.
- I can't wait for you any longer, Victor.
Bütün gün bekleyemem.
It was not the whole day.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]