English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Belki o

Belki o traduction Anglais

12,248 traduction parallèle
Belki o zaman ikimiz de para kazanabiliriz.
You know, maybe we can both make some money.
Belki o yardım edebilirdi.
Maybe he could help.
Aslında birkaç ekleme yaptım, o yüzden belki ondan biraz fazladır ama erkeği tanımlayan şeyin evinin büyüklüğü olduğunu düşünmüyorum.
- Well, actually, I made a few additions, so, maybe a little more than that. But I don't think it's the size of a man's home that defines him.
Belki o kamera bize yardım edebilir.
Maybe that camera can still help us.
Belki o zaman tüm bu karmaşaya bulaşmazdın.
Then perhaps you wouldn't have got caught up in all this mess.
Ben seni ikna edemediysem, belki o edebilir.
If I can't convince you maybe she can.
Belki o yüzden öyledir.
So maybe that's why.
Ne diyorsam onu yapacaksın belki o zaman tüm bu paraya harcayacak kadar yaşarsın.
You do exactly what I tell you to do, maybe you'll live to spend all this money.
Belki o zaman onu aramalısın.
Well, maybe you should call him, then.
Belki o arama ekibi kardeşini bulur.
Maybe that search party finds your sister.
Belki o hediyeyle ne yapacağınızı Allah söyler.
Maybe he can tell you what to do with it.
Belki o biraz rayına sokabilir bunu.
Maybe he can make some of this work.
Belki o para Jeannie'ye Harry Rose tarafından verilmiştir.
Well, it could of been given to her, by Harry Rose.
Kızda o veritabanı dediği şeyden var. Küçük Derek'i bulmamıza yardım eder belki.
She's got some kind of database or something that she says will help us find little Derek.
Tüm zamanların en iyi boksörü değilim belki, ama o gün...
I may not be the greatest fighter of all time, but what I learned that day...
Kim bilir, kıçını bile o peçetelere siliyordu belki puşt.
I don't know if he's wiping his ass with them, or what.
O yüzden, belki de şunu düşünebilirsiniz bunu sizin için yapıyorum.
So, in a way... You could say... I'm doing this for you.
O... o belki bunu atlatır hemen.
He... He's probably past it now.
Ve o zaman belki kelimelerin Scott'ınkilerin beşte birine değer.
And then maybe all your words will be worth five of Scott's.
Üzgünüm, ben sandım ki belki saç yüzünden yani, o güzel ayakkabılar...
Sorry, I thought maybe because the hair - and, like, the cool shoes that...
Belki de büyükbababan kuşa dönüşen o şeyle ilgili hikâyeyi buradan uydurmuştur.
Hey that's probably where grandpa came with the tale of turning into a bird thing.
O öldü, böylece İtikad belki yaşayabilir.
She died so the Creed may live.
Belki de o kadar akıllıca değildir.
Well, maybe not smart enough.
Belki bize kederin 5 evresi hakkında seminer vermeliydin! O lanet broşürü okudun.
Maybe you could give us a seminar on the five stages of grief since you've so obviously read a fucking pamphlet.
Belki eskiden güzel günler görmüşsündür kardeşim. Ama o günler mâzide kaldı.
Maybe you were something in your day, brother, but that day is long gone.
Diyorum ki, o hâlâ senin baban, belki...
I'm just saying, you know, he is still your father, maybe...
Böyle aptal bir sürtük olup silahı atmasaydın.. ... belki peşimizdeki o şeyi öldürüp güzel ve eski usül bir mangal yapabilirdik.
If you weren't such a dumb cunt, you wouldn't have thrown the gun away and maybe we could kill that thing that's after us and have a good, old-fashioned barbecue.
O zaman belki de köpeğini biraz dinlemelisin.
Well, then maybe you should give your dog a listen.
O zaman belki ben odadaki herkesi öldürürüm.
Then maybe I kill everyone in the room.
O yüzdendir belki.
Maybe that's why.
Belki de o bir replikasyon.
Maybe she is a replicant.
O zaman belki ben burada kalmalı ve sana yardımcı olmalıyım, tabii buna engel olacak bir durum yoksa.
Then perhaps I could remain here and assist, if you do not mind me staying around a while.
O yeni... hiçlikten gelip ortaya çıkalı... belki iki ya da üç hafta oldu.
He's new... showed up out of the blue... maybe two, three weeks ago.
Belki de o anda o da bunu bilmiyordu.
But perhaps he did not then know himself.
Peki o zaman belki burada ne sikim işler döndüğünü söylesen iyi olacak.
Okay. Well, maybe you want to share with me what the fuck is going on.
Beraber santraç oynarsak o zaman belki biraz olsun unuturuz.
If we get together over a game of chess, it might.
Belki de o da bıkıp gitmiştir artık.
Maybe she's not there either anymore.
Belki de o çalılıktan hoşlanıyordu.
Perhaps he liked the thicket.
Belki de hikayen o kadar çılgınca değildir.
Maybe, your story is not so crazy.
Belki Nazilerin yalnızca kötü şöhreti vardır, o kadar.
Maybe these Nazis just got a bad reputation.
O zaman, belki biriniz siktiğim koyunu vurmalı.
Well, then maybe one of you should have shot the fucking sheep.
Belki sen de seninle ilgilenecek birini bulursun, ama o kişi yukarıdaki adam olmayacak.
Maybe then you'll find someone to take care of you too, but it's not gonna be that man upstairs.
Belki artık oraya birinin gelip... o yılışık suratındaki gülümemeyi silmesi gerekiyordur.
Mr Lee : Maybe it's time for someone like me... To come over there and wipe that smug grin off your face.
- O Ama sanırım onunla buluşmam gerekiyor, Bu yüzden belki sizi sonra görüşürüz.
- She's but I guess I should go meet up with her, so maybe I'll see you guys later.
Belkide haklıydılar, belki ben, ben o zamanlar hazır değildim ama şimdi hazırım.
Maybe they were right, maybe I wasn't I wasn't ready back then, but I'm ready now.
Eğer o bunu görürse, belki bana geri döner.
If she sees that, she might..... well, maybe she'll come back.
Belki de Jeannie'ye o maymunu vermek reklam amaçlıdır.
Maybe it WAS free advertising, giving Jeannie that monkey.
Ve belki görüşmek isteyeceğimiz tüm o insanlara artık telefondan bile ulaşamayacağız.
And with all of those people, that we may wanna talk to, we can't even get them on the phone.
Belki artık o kadar da küçük değil.
Maybe not so little anymore.
Belki ben de o insanlardan biriyimdir ve yapmamam gerekiyordur.
Maybe I'm one of those people and I'm not supposed to.
O gece Charlotte olduğunu düşündük ama belki de Alison'dı.
That night we thought that it was Charlotte but maybe it was Alison.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]