Ben yaşlıyım traduction Anglais
408 traduction parallèle
Ben yaşlıyım, biraz eski kafalıyım ve kötü huyluyum.
I'm old and made of dry cork and bad-mannered.
Ben yaşlıyım, ölsem de fark etmez.
I'm old and it don't matter if I die.
Bayanın bana gerçeği söylediğini hala anlamadın mı? Aptalda olsan gençsin. Ama ben yaşlıyım.
Don't you realise that her sister told me the truth, how you were a young fool, and I was an old one, which is worse.
Ben yaşlıyım.
I'm old.
- Oh, ben yaşlıyım.
- Oh, I'm old.
Hayır, ben yaşlıyım.
No, I'm just an old coot.
Ben yaşlıyım efendim.
I'm old, sir.
Ben Yaşlıyım ve sonsuza kadar yaşamayacağım.
I'm old, I'm not eternal.
Ben yaşlıyım, saklasam ne olacak?
I'm old, shouldn't I know that?
Ben yaşlıyım.
I am old.
Şey, sorun şu ki, ben ondan çok daha yaşlıyım ve şu anda beş kuruş param yok.
The truth is, I'm so much older than she is... and now I haven't a cent to my name.
Ben zaten yaşlıyım ve söz verdim.
I am old, and I gave my word.
"Ben de onun kadar yaşlıyım."
"I'm as old as her myself."
- Ama ben çok yaşlıyım.
But I'm too old.
Bak İngiliz. Ben senden çok yaşlıyım.
Englishman, I am much older than you.
Ben umutsuz vakayım. Artık tercihlerimi değiştirmek için de çok yaşlıyım.
I'm a hopeless case, far too old to alter my preferences now.
- Ben de yaşlıyım, beni de yıksınlar.
I'm a pretty old act. Maybe they better tear me down, too.
Gidecek hiçbir yerim yok.Şimdi yaşlıyım, bu yüzden ben de seni düşündüm.
I've nowhere to go now I'm old, so I thought of you
Çünkü pek çok şey için yaşlıyım, Samarra, Ama ben ölmek için çok gencim.
Because I am too old for many things, Samarra, but I am too young to die.
Çünkü sen çok gençsin ve ben çok yaşlıyım.
Because you're so young and I'm so old.
Ben onun için çok yaşlıyım.
Then I'm pretty old for her.
Oh, şu günlerde kendine yeterli olmanın moda olduğunu ve başkalarına muhtaç olmamanın moda olduğunu biliyorum, fakat ben eski kafalı olmaktan rahatsız olmayacak kadar yaşlıyım.
Oh, I know it's fashionable these days to be self-sufficient and not need people around, but I'm old enough not to mind being old-fashioned.
Ben senin için çok yaşlıyım, bu mu?
I'm too old for you, is that it?
Hayır, ben çok yaşlıyım.
No.
Bu tür şeyler için çok yaşlıyım ben.
I'm too old for that sort of thing...
- Ben oyun oynamak için çok yaşlıyım.
- I'm too old for games.
Evladım, ben bunun için çok yaşlıyım.
Oh no, I'm too old forthis, my child.
Ama, Ichi-san, ben çok yaşlıyım...
But, Ichi-san, I'm too old...
Ben oldukça eli yüzü düzgün bir yaşlıyım.
I'm quite a presentable old party, you know.
Ben çok yaşlıyım.
I am too old.
Ben de çok yaşlıyım.
I'm too old.
Ben, yaşlı bir cadıyım, sana yardım edeyim.
-... she's gonna pour your fear out.
Sizce ben ahlaksız yaşlı adamların oyuncağı olmayı kabul edecek tipte bir kız mıyım?
Do you think I'm the type of girl who would agree to be some dirty old man's toy?
Ben bu işler için oldukça yaşlıyım artık.
This isn't a dance for me. I'm too old.
Ben bunun için fazla yaşlıyım.
Oh no, I'm too old for this
Çok tuhaf. Herkes İvan Petroviç ya da yaşlı aptal annesi Maria Vasilevna'yı dinliyor fakat ben ağzımı açtığımda hepiniz kendinizi kötü hissetmeye başlıyorsunuz.
It is funny... everybody listens to Ivan Petrovich and his old idiot of a mother, Maria Vasilevna, but the moment I open my lips, you all begin to feel ill-treated.
Ben kendime yas tutmuyorum, ama benden sonra gelenler için yaslıyım.
I'm not mourning for myself, but for the people who come after me.
Ben zaten hasta ve yaşlıyım.
I'm already sick and old now.
Ben senden daha yaşlıyım!
I've had more than you!
Ben bunun için fazla yaşlıyım.
I am too old for that.
- Ben yaşlı görgüsüz birisiyim fakat Mercedes'e bişeyler sormalıyım.
I'm an old man without manners, but I must ask Miss Higgins a question.
- Ben daha yaşlıyım.
- I'm older.
Çok soğuk ve ben çok yaşlıyım.
It's too cold and I'm too old.
Ve ben de senin derdini dinlemek için çok yaşlıyım.
And I'm too old for you to be worrying about any other reason.
Fakat ben senden daha yaşlıyım ve oraya gideceğim.
But I'm much older than you, and I'm going over.
Ama ben çok yaşlıyım!
I'm too old!
Ben artık bu işler için çok yaşlıyım.
I'm getting too old for this sort of thing.
Ben bu tür şeyler için çok yaşlıyım.
I'm too old for this sort of thing.
Ben Eva'dan daha yaşlıyım.
I'm much older than Eva.
Ben onun babasından daha yaşlıyım.
I'm... I'm older than her father.
Yaşlıyım ben.
I'm old.
yaşlıyım 21
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yapacağım 68
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yapacağım 68