Beyaz saray traduction Anglais
3,368 traduction parallèle
Beyaz Saray'dan amına koyayım.
The fucking White House.
Az önce Beyaz Saray'a davet edildim.
I've just been invited to the White House.
Filipinler'in Beyaz Saray'ı bu.
It's the White House of the Philippines.
Başkan yarın Beyaz Saray'ın önünde demeç verecek.
Tomorrow, in front of the White House, the President will make his announcement.
- Beyaz Saray yetkilileri -
The White House has asked...
Yok o şimdi Beyaz Saray'da meşgul.
No, he's busy in the White House.
Burası Beyaz Saray'dan daha güvenli!
This is safer than the white house!
FBI'dan, Beyaz Saray'dan telefonlar geliyor ve şimdi basın da olaya dâhil oldu.
We're getting calls from the FBI, the White House, and now the press is involved.
Beyaz Saray'da da böyle bir liderlik gösterseydiniz bunların hiçbiri yaşanmazdı.
If only you... You'd showed such leadership in the White House, maybe none of this would have happened.
Bir toplantı yapmak için sizleri Beyaz Saray'a davet ediyor. Detaylı olarak konuşmak istediğimiz bazı konular var mesela geriye kalan düşman Decepticonlar'ın avlanma işi ne durumda gibi.
over to the White House just to powwow, where we get maybe some more specifics about how exactly you're hunting the enemy Decepticons left.
Bekleyin, Beyaz Saray'dan arıyorlar.
Hang on, I have the White House.
Beyaz Saray'da telaşlı bir hava var.
Boy, is it a flurry of excitement over here at the White House.
Peki ya gizli servise girsek ve beyaz sarayı korumaya çalışssak
What if we actually went into the secret service and, like, tried to protect the white house? I think...
Ayrıca, Beyaz Saray'a gittik ve Bayan Obama'yla, şirketlerimizin 2015'te piyasadan 1,5 trilyon kaloriyi azaltacağını ilan ettik.
Also, we went to the White House, and we did an announcement with Mrs. Obama that our companies would be pulling 1.5 trillion calories out of the marketplace in 2015.
Bence Beyaz Saray'ın verdiği mesaj çok talihsizdi, çünkü bunun sebebi yiyecekler.
And I think that was a very unfortunate message for the White House to put out because it is the food.
Şimdi ise Beyaz Saray'a gidiyoruz ve yine aynı kardeşler bana "Tom Amca" diyor.
Now we headed to the White House, and them same brothers telling me I'm Uncle Tom.
Georgia, Augusta'dan bir sokak çocuğu, şu anda Beyaz Saray'a doğru gidiyor.
A street kid from Augusta, Georgia, headed to the White House right now.
Dünkü vahşi metro saldırısına geri dönecek olursak, Beyaz Saray bir bildiri yayınladı. Başkan, New York'daki olayları yakından takip ettiğini, ve bütün dualarımızın bu trajediden etkilenen ailelerle olduğunu söyledi.
Turning back to yesterday's brutal subway attack, the White House has issued a statement, saying the President is monitoring events in New York City and his thoughts and prayers go out to the families affected by this great tragedy.
Sadece bu istasyon ve Beyaz Saray'ın erişimi var.
Only this station and the White House have access.
Beyaz Saray mı?
The White House?
Neden Beyaz Saray'ın var?
Why the White House?
Beyaz Saray santral. Bu güvenli bir hattır.
White House switchboard.
Ben Beyaz Saray özel kalemiyim, neler bildiğimi düşün.
I am the White House Chief of Staff, think of what I know.
Beyaz Saray kartını görebilir miyim Bay Ryan?
- May I see your White House pass, Mr. Ryan?
Dan, Beyaz Saray'a mı koşturdun?
Dan, did you go running back to the White House?
Hükümetin kepenk kapatmasından kaçınırsak Beyaz Saray kârlı çıkar.
We avoid a government shutdown and the White House gets credit.
Beyaz Saray'a geri dönmem lazım.
I have to get back to the White House.
Ben şu an Beyaz Saray'da çalışan eski bir dostum.
I'm an old pal who now works at the White House.
O zaman, yakın bir zamanda Beyaz Saray'a gel, beraber bir yemek yiyelim.
Well, you come by the White House and have lunch with me sometime soon.
Beyaz Saray'ı karıştırmamı istemiyorsan bir çare düşün.
Figure it out, unless you want me to get the White House involved.
İkisi de hem Beyaz Saray'dan hem de partiden.
Both wives from the White House.
Obama, Beyaz Saray'da.
Obama's in the White House.
Beyaz Saray'a dönmen lazım.
You need to come back to the white house.
Bakkaldan bile esrar alabiliyorsun Beyaz Saray'da bir zenci var, iki erkek birbiriyle evlenebiliyor.
You can buy pot in the strip mall, they got a black guy in the White House, and two men can marry each other.
Hatta onlardan birini Beyaz Saray'a bile soktu.
He even brought one of them into the White House.
Bütün gün boyunca ses çıkarıyor ama bu saatte, çok... Beyaz Saray. Tenha.
All day long it's buzzing, and at this hour it's so... desolate.
Baş yatırımcıların Beyaz Saray'a bağlantılı olduğunu söyle.
Say that the principal investor has strong ties to the White House.
Sizin Hak reformu tasarısını Senato'dan nasıl geçirdiğinizi gördüğümde asıl gücün Beyaz Saray'da olduğu kafama dank etti.
When I saw you push entitlement reform through the Senate, it was clear to me where the real power in the White House is.
Tusk'ın da Beyaz Saray'a bağlantısı var.
Tusk has ties to the White House.
Enerji krizi yükseldiğinde Beyaz Saray nadir toprak elementlerini mi depoluyor?
The White House pushes rare earth subsidies when the energy crisis spiked?
Beyaz Saray gelip geçici.
The White House is finite.
- Beyaz Saray'a direkt bağlantı.
- a direct line to the White House.
fakat bu iste sadece senin degil beyaz saray'in da destegine ihtiyacimiz var.
But it's very important that the White House backs us up on this, not just you.
beyaz saray'da calisabilir miyidin eger kampanya sirasinda ben seni onermesem?
Would you even be working in the White House if I hadn't recommended you during the campaign?
ben isimi yapmazsam beyaz saray raydan cikar ( kezban dedekted2 ).
The White House would fall off its rails without me doing my job.
Yarım saat önceki Beyaz Saray açıklamasına göre eski başkan Finnegan gazetecilerin salıverilmesini pazarlık etmek için özel temsilci olarak gidiyor.
30 minutes ago, the white house announced former president Finnegan as a special envoy to negotiate for the journalists'release.
Beyaz Saray boşboğazdır.
The white house is a sieve.
Bu sirki Beyaz Saray'a getirmemi istemiyorsunuzdur.
You don't need me dragging this circus to the White House.
Bütün gün Beyaz Saray'da takılmayı mı tercih edersin?
You'd rather be stuck at the White House all day?
Beyaz Saray'ın önemli bir meselesi hakkında konuşacağınızı söyleyin.
Tell him you have important White House business to discuss.
Kocamın müsteşarı... onunla Beyaz Saray'dayken irtibat kurdular.
My husband's chief of staff- - the kidnappers got to him in the White House.
saray 16
saraybosna 26
beyaz 290
beyazlar 25
beyaz adam 58
beyaz diş 24
beyaz çocuk 22
beyaz şarap 29
beyaz mı 31
saraybosna 26
beyaz 290
beyazlar 25
beyaz adam 58
beyaz diş 24
beyaz çocuk 22
beyaz şarap 29
beyaz mı 31