English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Biliyorum işte

Biliyorum işte traduction Anglais

1,239 traduction parallèle
Biliyorum işte.
I just know.
- Biliyorum işte.
- I just know it.
Biliyorum işte.
I know.
- Biliyorum işte.
- I just do, ma'am!
Biliyorum işte.
I just know it.
Biliyorum işte o anlık heyecanla aklıma o geliverdi.
I know. It's all I could think of on the spur of the moment.
Şimdi ne yapacağımı kesinlikle biliyorum işte!
I know exactly what to do!
Nasıl olduğunu sorma, biliyorum işte.
Don't ask me how, I just know. I don't know.
Nereden biliyorsun? Biliyorum işte.
- How do you know?
- Onu biliyorum işte. Feromonlar... Vay canına!
That one I know, and it's pronounced pheromones...
- Biliyorum işte.
Do you play with yourself?
- Hayır. Ama biliyorum işte.
But I know we don't get along.
Biliyorum işte.
- I don't,
Evet, bu benim işte. Yemin edebilirim ki, sanki seninle herşeyi konuşabilirmişim gibi. Biliyorum, kesinlikle.. bu...
Yup, That's me, I swear, it's like I can just talk to you about anything, I know, exactly, lt's,
böyle davranmayacak kadar büyüdüğümü biliyorum. çılgınlık işte.
And I know I'm too old to act like this. It's nuts! First of all, please don't smoke.
Hala modayla ilgili bir işte çalışmak istediğini biliyorum.
I know you still want to work in the fashion industry
Biliyorum, anlatıyorum işte.
I know. I'm telling you now.
- İşte bunun için biliyorum.
- This is why I know.
Ve işte bu nedenle de, Caroline Crale'in suçlu olmadığını biliyorum.
I know that Caroline Crale was not guilty.
- Jack üzgünüm, bu işte ikinizin çok yakın olduğunuzu biliyorum.
- I'm sorry. I know you two worked closely.
Biliyorum, Micheal, bu yüzden sürpriz parti verebiliriz işte.
I know, Michael. That's why this is the perfect opportunity to throw her a surprise party.
Tedirgin olacak bir şey yok, biliyorum ama oluyorum işte.
I know there's nothing to be nervous about, but I am.
- Silecekleri çalıştırsana! - Biliyorum. İşte.
I know, I know.
- Pekâlâ Dawson, işte teklifim. Hızlı bir şekilde büyük paralar kazanmak istediğini biliyorum. Senin için Stepatech adında bir şirketin hisselerine yatırım yaptım.
I know that you need to make money and that you need to make it fast, so I've invested you in this biotech company called Stepatech.
Tamam, işte şimdi hasta olduğunu biliyorum.
Okay. Now I know you're sick.
- İşte, bahsettiğim şey bu. - Hayır, biliyorum.
- See, this is what I'm talking about.
İşte bu yüzden biliyorum.
Here's how I know.
Ama biliyorum işte.
But I do.
Kim olduğunu biliyorum, buldum işte.
I know who you are I got it
İşte bunu biliyorum.
J : I knew that : [Both Laughing]
- Biliyorum, ama yapacak bir şey işte.
- I know, but it's something to do.
Hangi işte berbat olduğumu biliyorum - koca olmakta.
I know which job I was the worst at - it was being a husband.
Kim olduğunu biliyorum, buldum işte.
I know who you are. I got it.
Biliyorum, bazı insanlar bu işte bir... üçkağıt olduğunu düşünebilirler.
- for certain people to accept at first. - Yeah.
Biliyorum geceleri yattığımda uyuyamayacağım. İşte dışarı çıktığında, olacak olan öldürmek veya başkaları tarafından öldürülmek.
I know I can't sleep at night, that when you go out, it'll be to kill or be killed.
Biliyorum, şansıma işte!
I know, Just my luck!
Benim korkunç bir anne olduğumu, düşündüğünü biliyorum ama kızımın işte nasıl olduğunu merak ettim.
Hello, Michael. I know you think I'm such a horrible mother... but I was just seeing how my daughter was doing at work.
Bu işte parmağı olduğunu biliyorum.
I know he's involved.
- Biliyorum iste.
I just know.
Biliyorum, emirlerimiz dünyadışı silahları ve teknolojileri araştırarak gezegeni düşmanlardan savunmak, fakat galaksiyi başka yararlı amaçlar için kullansak daha uygun olmaz mı, hastalıkları tedavi etmek için, ya da, işte bu durumda, dünyadaki açlığı çözebiliriz.
And I know our mandate is to seek out new weapons and technology to defend the planet from our enemies, but... wouldn't it be cool to exploit the galaxy for other beneficial purposes, like curing disease, or, well... in this case, possibly solving world hunger.
Biliyorum erken ama o günlerden biri işte.
I know it's early, but it's kinda been one of those days, you know?
İstediğini söyle ama ben ne olduğunu biliyorum. İşte.
Call it what you want, but I know what happened.
Biliyorum sen ediyorsun, ama bunu bir süredir düşünüyorum. Nefret etmiyorum işte.
I mean, you know, I know that you do, but I've, uh, been thinking about it, and I just don't.
Ve şöyle demem gerektiğini biliyorum, "Oh, Percy, ne gereği vardı"... ama vardı işte.
And I know I'm supposed to say, "Oh, Percy, you shouldn't have"... but you should have.
Çılgınca olan bu işte. Çünkü biliyorum.
That's what's crazy, because I know.
- Aferin, işte böyle. - Biliyorum baba, bu işi atlardan biliyorsun ama yumuşak ol biraz, acı çekiyor.
- I know you learned from horses, dad... but be gentle, he's in pain.
- İşte bu. - Biliyorum.
- That's what I'm talking about.
Biliyorum ki, sen bu işte hep başarılı idin.
You're good at that. You always were.
İşte bu yüzden biliyorum Bu gerçek aşktır diyorum
~ ~ This I know,'cause it's true love. ~ ~
Aslında basın gösteriminde çıkıp konuşmamam gerekiyor, biliyorum. Ama ben böyleyim işte, ne yapayım?
I know I'm not supposed to, you know, come down and talk to you before a screening with the... with the press, but you know, that's me, hey, what can I say?
Biliyorum, ve işte bu benim kalbimi kırıyor.
I know, and that's what breaks my heart.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]