English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Istemem

Istemem traduction Anglais

19,846 traduction parallèle
Daha sonra olacakları görmeni istemem.
I don't want you to see what happens next.
Soyulmak istemem.
Don't wanna get looted.
Teşekkür ederim. Ama oğlumu garip bir duruma sokmak istemem.
Thanks, I appreciate it, but I wouldn't want to put my son in a awkward situation.
Kimseyi aşağılamak istemem ama 30 dakika içinde buradan gidiyoruz.
I don't want to insult anybody, but we're out of here in 30 minutes.
Hayır, istemem.
No, I-I don't.
Leydim, gereksiz sorunlarımla size rahatsızlık vermek istemem ama...
My lady, I hate to trouble you with the problems of those so far, far beneath you.
Öyle adlandırmak istemem ama galibiyetleri temsil ediyor, evet.
Well, I wouldn't say that, but, um... They represent victories, yeah.
Etrafımda dolaşıp ikinci sahibimmiş gibi davranan bir adamı hiç istemem.
I'd never have some man bossing me around, acting like he my second massa.
Tabi ki istemem...
Of course not.
Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem ama yakında sizi videoyu hazırlayan... kişiyle tanıştıracağım.
I don't mean to upset you but I will soon introduce you to the person... that made this video.
- Seni mesgul etmek istemem..
- I- - I don't want to keep you.
Ablasinin salakliklari yuzunden sokaga dussun istemem.
I don't want him living on the street just'cause his older sister's a fuck-up.
Sürprizi bozmak istemem ama tahmin edecek olsan bugün ne yapacağımızı söylerdin?
Um, so... I don't want to spoil any surprises, but, uh, if you had to guess, what - - what would you say we're doing today?
Yok yok, sizi böyle eli boş göndermek istemem.
No, no, no. I don't want you to leave empty-handed.
Katen gibi görünmek istemem ama Haley'nin yeni işi berbat bir şeye benziyor.
Not to sound like a total Katen, but Haley's new job seems whack.
- Eleştirmek istemem ama...
You got to be kidding me.
Öyle mi? Belki bu sefer ben istemem.
Well, maybe this time, I won't.
Molanı iş için kullanmanı istemem ama, virüsle ilgili sormam gereken bir şey var.
I don't want you to use your break for work but I did have a question about the virus.
Katie, seni kırmak istemem, ama en son hatırladığım kadarıyla, buradaki enfeksiyon hastalıkları üzerine doktorası olan tek kişi benim.
Katie, all due respect, the last time I checked, I'm the one with a doctorate in Infectious Diseases.
Kriz durumunda yanımda senden başkasını istemem, bunu bilmeliyim çünkü 8 ay sonra ben de böyle olabilirim.
There's no one I'd rather have in a crisis and, well, I should know because that could be me in eight-months time.
- Tek kelime daha istemem.
- Not another word.
Vazgeçmeni hiç istemem ki.
I'd never ask you to.
Övünmek istemem ama amacım memnun etmek.
Well, I don't want to brag, but I do aim to please.
- Sonunu söylemek istemem.
Well, I don't want to give it away.
Sizi alıkoymak istemem.
I'd hate to keep you.
Bunu pek istemem Kathrin.
I'd rather not, Kathrin.
O rahatsız anı kaçırmanı istemem.
I wouldn't want you to miss that, mmm-mmm... uncomfortable moment.
- Bu durumdan yararlanmak istemem.
- I can't take advantage like that.
İbnelik yapmak istemem ama burada kiralar korkunç durumda ve sen...
I don't want to be a dick or anything, but rent here is obscene and you...
Kanka sana bir şey sormak istiyorum ama fırsatçı gibi gözükmek istemem.
Hey, man, I want to ask you something, but I don't want it to seem like I'm being opportunistic
İlk iş günümde geç kalmak istemem.
I don't want to be late for the first day of work.
Beni bilirsin, kimsenin işine burnumu sokmak istemem.
You know me, I'm not trying to start nothing, all right?
Kabalık etmek istemem ama lütfen benden uzağa def olup gider misin?
Now, I don't mean to be rude, but would you mind getting the hell away from me?
Chip, ibnelik yapmam istemem ama, eğer sana on yıl süre bile versem... sen dört milyon doların yanına bile yaklaşamazsın.
Chip, I don't mean to sound like an asshole, but I could give you ten years, and you... you couldn't come close to making four million dollars.
Saygısızlık etmek istemem Sayın Bakan.
Out of respect, Madam Foreign Secretary.
Sürekli olarak yakından hizmet ettiğin insanlara duyulabilecek hislerin de farkındayım. Ama bu hisleri başka bir şeyle karıştırmanı istemem.
I am also aware of the feelings generated by continued close proximity to the people you are working for, but I would hate you to mistake those feelings for anything else.
Kabalık yapmak istemem ama...
Not to be indelicate, but...
Aynı duruma düşmek istemem.
I'd like to avoid that.
İlk defa biri hakkında ciddi düşünüyorsun... Sonra gelip omuzlarımda ağlamanı ve tişörtümü ıslatmanı istemem.
You're finally serious about a guy... don't want you crying on my shoulder, wetting my t-shirt.
Böyle bir şeyi istemem.
I didn't ask for that.
verdiğim yanlış kararların geleceğinizi etkilemesini istemem.
I can't let my errors in judgment affect your future.
istemem, hem onları tanımıyorum ki.
No. T... I don't know them.
Saygısızlık etmek istemem ama, Resmi olarak sonlandırıldığını bürodan duymak istiyoruz.
With all due respect, we'll wait until we hear back from the Bureau that it's officially terminated.
Eğer bu uçağı kaçırırsam, bu pislikle gecelemek zorunda kalacağım, bunu gerçekten istemem.
If I miss this flight, I'm gonna have to spend the night with this scumbag, and I really don't want to.
Kötü haberi daha beter hale getirmek istemem ama mutasyon böceklere de geçmiş.
Not to make bad news worse, but the mutation has jumped to the insects.
Saygısızlık etmek istemem Eleanor bu günlerde kapıdan çıkmak bile tehlike.
With all due respect, Eleanor, just walking out the front door is a risk these days.
Müşterilerimi ispiyonladığımı bilsinler istemem.
I don't want my customers thinking I ratted on them.
Eğer kaçınma şansım varsa onu suçlamak istemem.
I don't want to charge him with that if I can avoid it.
- Onu öldürmeyi istemem kötü mü?
Am I wrong to want to kill him?
İstemem gerekmiyordu.
You're my son.
İstemem.
I don't.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]