Bu george traduction Anglais
1,857 traduction parallèle
Bu George.
This is George.
Berbat bir hayat bu George.
It's a stinking life, George.
Belki de bu George denen herif başka bir şeydir insan biçiminde bir yaratık falan.
But maybe this guy, George, is something else. Some kind of a creature maybe, in human form?
Bu George Miller, çok başarılı filmlerin yapımcısı bunlara "Babe" de dahil,
This is George Miller, the man responsible for a series of box office hits including "Babe",
Sparky, bu George.
Sparky, George.
- Hey, bu George.
- Hey, it's George.
Bu George Rills'den çalınanın aynısı.
This chip's just like the one stolen from George Reals.
Bu George Rills gibi değil. Bu önceden tasarlanmış.
This is not like George Reals, this is premeditated!
Bu George Clooney.
That's George Clooney.
George O'Malley bu programa katılmayı kıl payı başardı.
George O'Malley barely made the cut to get in this program.
- Bu konuyu daha ne kadar tartışacağız, George?
How many times do we have to go through this?
Bu nasıl oldu bilmiyorum.
[George] I don't know how this happened.
Kendine bu kadar yüklenme, George.
Don't be so hard on yourself, George.
Bu harika, George.
Oh, that's great, George.
George, kariyerimiz bu programın ellerinde.
This program will make or break our careers.
Peki bu arada, sen ne yapıyorsun?
If there's no Mark George, who's paying the bill?
George Clooney olsa bu evde bir kızı yatağa atamaz.
George Clooney could not get laid in this place.
Benim adım George W. Bush, ve bu mesajı onayladım.
My name is George W. Bush, and I approved this message.
Bu tür espriler bana hitap etmiyor, George.
Th kind of humor doesn't really appeal to me, George.
Bu cehennem George. Cehennemdeyim.
This is hell, George, hell,
Bu seni neden ilgilendiriyor George?
How is this any of your business, George?
- Bu akşam George'a geliyor musun?
You coming to The George tonight? Yes, please.
- General George, bu bey doktorum, Bay Woodcourt bu zavallı küçük hasta için bir yer bulmak için yardımımı istedi, aklıma hemen siz geldiniz "General George bize yardım eder" diye.
General George, my dear physician, Mr Woodcourt, sought my assistance in finding a place for this poor young patient, and I immediately thought of you What's this? "General George will help us out," I said Bring him over here, Phil
Bu, bir sayının kapağının neden George Bush'a fatih derken bir diğerinin Kanadalıları korkak insanlar olarak aşağıladığını açıklar.
This would explain why the cover of one issue called George Bush a conqueror, while another insulted Canadians as wimps.
Bu maçı alırsam, George, bana lakabımın anlamını söyler misin?
And if I do win, George, then will you tell me what my nickname means?
O halde, George, bu Sparky.
Well, then, George, meet Sparky.
George, doğru mu bu?
George, is that true?
George'un gittiğine inanamıyorum, bu tamamen benim suçum.
I can't believe George is gone, and it's all my fault.
George, bu o harita!
George, it's the map!
Ve bu yüzden... Georgie'nin yüzünü mahvetmişti.
And for that, he ruined George's face.
George, bu da Russell.
And George, and this guy right here's Russell.
Etmeyecek. Bu adamları kimsenin görmediğini söylediler, George.
They said nobody saw these guys, George.
Söylüyorum sana, George, bu bir hata.
I'm telling you, George, it's a mistake.
George ölse bile bu işi halledebiliriz, değil mi?
With George dead, we can still fix this, right?
Sevgili George, yeni evimdeki her şey çok güzel ama bu sabah sular kesildi.
My good George, all things in my new apartment, they are delightful. Yet this morning I am troubled with a draught.
George Bush ve Karl Rove bu insanlara çok şey borçlu.
Watch, George Bush and Karl Robs they must to this people great, great moments.
Bu, George Jackson.Bütün plaklarını aldım
It's George Jackson. I had all of his albums.
Bu sırada George Michael, arkadaşlarını onun 16. yaş gününe davet edebilmek için Maeby'nin ajandasını almıştı.
George Michael meanwhile got ahold of Maeby's address book to invite all of her friends to her Sweet 16.
Bu senin bıçağın değil, değil mi George Hearst?
That ain't your fuckin'knife, is it, George Hearst?
Benden bu kadar.
Give it to Asian George Clooney over here. I'm outtie.
Bu yeğenim George, Irak'tan yeni geldi.
This is my nephew George, just back from Iraq.
Bu, George Michael'ın başlaması için iyi bir açılış olmuştu.
This was as good an opening as George Michael was going to get.
Evet, neyse, bu arada George Michael nerede?
Yeah, well, where is George Michael, by the way?
Televizyonun Christine St. George'u benim keklerimi beğeniyor, bu çok heyecan verici!
Television's Christine St. George LOVES my brownies, this is so exciting!
Oh, Bayan St. George, bu harika bir şov.
Oh, Ms. St. George, that was a great show.
Ya bu olacaktı ya da Boy George.
It was either this or Boy George.
Bu Doris, George'un sekreteri, o...
It's Doris, George's secretary, she's...
Bu gemiyi kaçırdın George.
You missed the boat, George.
Beni bu işe girmem için çağırdığına ne kadar teşekkür etsem azdır, George.
I can't tell you how pleased I am you invited me to be in on this, George.
Ah, George, bu arada, mm, nerede yaşıyorsun?
Oh, George, by the way, um, where do you live?
George, bu kadın seni, herhangi birinin incitebileceğinden çok daha kötü incitti.
George, that woman hurt you as badly as anyone can be hurt.
george 3808
georges 86
georgetown 17
georgette 28
george washington 41
george costanza 30
george mu 17
george nerede 19
bu gece 1008
bu gece mi 195
georges 86
georgetown 17
georgette 28
george washington 41
george costanza 30
george mu 17
george nerede 19
bu gece 1008
bu gece mi 195
bu geceden sonra 17
bu gecelik bu kadar 23
bu gece gidiyorum 18
bu geceye kadar 18
bu gerçek olamaz 65
bu gerçek mi 81
bu gece görüşürüz 40
bu gece için 16
bu gece ne yapıyorsun 37
bu gerçekten güzel 22
bu gecelik bu kadar 23
bu gece gidiyorum 18
bu geceye kadar 18
bu gerçek olamaz 65
bu gerçek mi 81
bu gece görüşürüz 40
bu gece için 16
bu gece ne yapıyorsun 37
bu gerçekten güzel 22