Buldum işte traduction Anglais
748 traduction parallèle
Ettiğimi buldum işte, açıkça bir soru sormakla.
Serves me right for asking a direct question.
Bekle bir dakika Trudy, buldum işte!
Wait a minute, Trudy, I've got it!
Buldum işte. Uşağı kıskanıyor!
My heavens, he's jealous of that valet!
Sırtımı kaşımaktan daha eğlenceli bir şey buldum işte!
Now I'll have all the fun again of startir from scratch!
Tesadüfen ben buldum işte.
It just happened to be me.
İşte buldum diyemiyorum.
I just can't quite put my finger on it.
İşte şimdi onu buldum.
I've found her.
İşte buldum.
Here we are.
Ben de. İşte orada buldum.
Neither do I. That's where I found it.
İşte sizi buldum çifte kumrular.
There you are, you two turtledoves!
İşte burada, buldum.
Ah, here we are. Here we have it.
İşte buldum.
Oh, here it is.
- İşte şimdi buldum.
- But, oh, what an idea.
İşte buldum!
Oh, here it is!
İşte buradalar! Buldum onları!
Here they are!
İşte buldum : "Motoru çalıştırmak."
Here we are : "How to start an engine."
İşte buldum, efendim.
Here we are, sir.
Güzel, işte buldum.
Of course, there you are, right there.
İşte buldum.
Well, here's one.
Onu buldum ama kocam hayal gördüğümü söyledi ama işte burada.
I found this, but my husband said I dreamed, and now it's here.
İşte, Peder, ben de ben de köşeye gittim ve kızı orada buldum.
Well, Father, I goes around the corner and there, like the Quimp says, I finds her.
İşte buldum seni, haydut, mezar soyguncusu!
Here you are, bandit, body snatcher!
Lloyd işte, parayı buldum!
Lloyd, here, I found it!
İşte onu böyle buldum.
That's how I found her.
Bob, işte buldum.
Bob, this is it.
Bakayım... işte buldum.
Let me see. Oh, I have it here.
İşte o zaman, yerde gömülü olarak buldum onu.
That's when I found it buried in the ground.
Onu buldum işte.
I've found it.
İşte buldum.
Oh, here she is.
İşte buldum seni!
There you are! Hiding!
- Sonunda buldum işte.
And at last, I've found you
İşte birşeyler buldum!
Here's something.
İşte bu doktorun çantası, Onu buldum.
Here's the doctors bag. I found it.
İşte buldum!
Say, that's it!
- İşte belamı buldum!
- Well, i'll be damned!
İşte buldum atımı Adı Paul Revere
I got the horse right here, the name is Paul Revere
İşte buldum atımı
I got the horse
"Bir bisikletlinin ölümü." İşte buldum.
"Death of a cyclist." Here it is.
Ben gözlerimi ve kulaklarımı açık tutarım, işte böyle buldum.
I keep my eyes and ears open, that's how I found out.
İşte buldum.
Right here it is.
Buldum işte.
I found it.
Çöp tenekesinin içinde, işte orda buldum.
In the trash barrel, that's where!
Paul nerede? ... İşte, buldum.
Paul pretends to be arguing with Simon.
İşte buldum seni.
There you are.
İşte, seni buldum.
Oh, Michael!
İşte bu, buldum!
That's it, I've got it!
İşte, buldum.
There it is.
- İşte buldum.
- Here it is.
Uzayın belirsiz boşluğunda dolanıp durdum, ve işte orada buldum... Mudd.
So I wandered out through unmapped space and here I found Mudd.
İşte buldum.
Ah, here we are.
İşte topu buldum.
Here's the ball.
işte 8558
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360