English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Burada

Burada traduction Anglais

502,842 traduction parallèle
Burada gördüğü son yüz ben olacağım.
I will be the last face she sees here.
Burada ne halt ediyorsun?
What the hell are you doing here?
Burada değiller.
They're not here.
Burada hiçbir şey öğrenemezsin! Hiçbir şey!
You can learn nothing in here!
Yani burada yanında olmalısın.
So you need to be here with her.
- Sen burada kalıyorsun.
- You're staying here.
Evet, onları burada istiyorum.
Yeah, I want them here.
Burada ne yapıyorsun?
What are you doing here?
Burada seninle tanışmak isteyen birisi var.
There's someone who wants to meet you.
Tamam, işte burada.
OK, here's one.
Sarah ikinizin burada...
Sarah doesn't know you two
Ezra Lue burada.
Ezra Lue is here.
Sarah burada.
Sarah's here.
- S burada mı?
- Is S here?
- Bunu burada sneinle yapmıyorum.
- I'm not doing this right now
Burada, ah.. biraz, ah.. tekniksel hata var gibi.
There, uh... seems to be some, uh, technical difficulty.
Burada senin için hiçbir şey yok.
There's nothing for you here.
Megan seni burada gördüğünü söylemişti ama ona inanmadım.
Megan said she saw you here, but I didn't believe her.
Burada zurna çalmıyor.
We're not at sea.
Burada ayrılma vakti geldi demek Bayan Wheeler.
Aw... well, I guess that means goodbye, Mrs. Wheeler.
Burada ne işin var senin?
What are you doing'here?
Şu an burada oluşunu başka neyle açıklayabilirsin?
How else do you explain the fact that you're standing here now?
Burada ne yapıyorsunuz?
What are you doing here?
Burada ne yapıyorsun?
Hey, what are you doing'here?
Sevgili dostlar, bugün burada Danny ile Riley'nin evliliğini kutlamak için toplandık.
Dearly beloved, we are gathered here today to celebrate the marriage of Danny and Riley.
Burada suç unsuru bir şey varsa bile, biz izin çıkartana kadar gelip onları toplar gider.
If there is something incriminating in here, then he might come back and get it before we can get a warrant.
Burada olmaz.
Not here.
Seni burada bırakmayacağız.
We're not leaving you here.
Liseden kız arkadaşım burada!
How about I set you up with him?
- Burada ne işin var?
I mean, what does she do all day?
Annem kendini Ben'in odasına kilitledi ve odadan çıktığında bizi burada görmezse koltuktan ilk kalkan kişi utancından yerin dibine girecek.
Come here. Look, everyone's been telling me I'm wasting my time chasing Elle and I should get off of her and on someone else.
- Burada hizmet çok kötü.
I got to go! Excuse me?
- Burada da takılabiliriz.
We could cozy up down here.
Burada olmalı.
Okay? It has to be here.
Kimmy burada olsaydı Kimmy'ye dönmesi için yalvarmanı söylerdi.
If Kimmy was here right now, she would tell you to beg Kimmy to come back.
Elbette burada kalabilirsin.
You can totally stay here.
Burada kendimizi daha iyi hissetmek için başkalarının zayıflıklarını kullanırız.
Here, we use each other's weaknesses to make ourselves feel better.
Burada kal.
Stay put.
Annem bu akşam burada olamayacak.
So my mom isn't gonna be here tonight.
Burada kalıp televizyon da izleyebiliriz.
You know, we could stay here and watch TV.
Bir süre televizyon izledik ve sonra geceyi burada geçirir mi diye sordum erken kalkması gerektiğini söyledi ve gitti.
We watched TV for awhile and then when I asked him if he was spending the night, he said he had to get up early and left.
Burada ne arıyorsun?
What are you doing here?
Burada mı?
Here?
Burada şüpheli bir durum var.
Something's fishy here.
- Akşam burada mı kaldın?
- Did you stay here all night?
- İç Güvenliğin burada ne işi var?
What is Homeland doing here?
Kusura bakma, burada ne işin var?
I'm sorry, what are you doing in here?
- Burada seksi kızlar var dedin.
I kind of have a guy. - Well, I don't really know him yet, but I know that he's the one. - Oh.
- Tucker, burada neler oluyor?
Liz!
Burada ne varmış?
Ooh! What have we got here?
- Ne oluyor burada?
What's going on here?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]