English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Burada mısın

Burada mısın traduction Anglais

7,271 traduction parallèle
Viola, burada mısın?
Viola, you here?
Burada mısın?
You here?
Sarah burada mısın?
Sarah? You in here?
- Hâlâ burada mısın?
- You're still here?
- Hala burada mısın, baba?
You're still here baba?
Canım burada mısın?
Love, are you here?
Carrie canım burada mısın?
Carrie, love, are you here?
- Burada mısın?
- Are you here?
- Hala burada mısın?
- You're still here?
Glory, burada mısın?
Glory, you in here?
Sabahtan beri burada mısın?
You were here the whole time?
Evladım! Oğlum burada mısın?
_
Benim gibi birinin burada kalmasının tuhaf olduğunun farkındayım ama açıkçası burası benim dinlenme yerim.
I know it's weird that a guy like me would live here, but, honestly, this is just where I rest.
Kral Ecbert daha önce burada çalışan ırgatlardan bazılarını bize yardım etmeleri için ayarlamış.
King Ecbert has arranged for some of the laborers who worked here to help us farm the land.
Şimdi aklımın içine ettin işte çünkü şu anda burada 20 tane falan ceset olduğunu düşünüyorum.
See, now you know what happens to my brain, because now my brain thinks there's like 20 bodies...
Burada rahat mısın?
You okay here?
Joe Calzaghe'nin kariyeri başladığında... 3 Kasım 2007 Joe Calzaghe Mikkel Kessler'e karşı 1993 yılında, tam burada, Cardiff Arms Parkındaydım. Şampiyonluk Unvanlarının Birleştirilmesi
It was here in the old Cardiff Arms Park that Joe Ca / zaghe's career began back in 1993.
Burada yaptığımız şeyin önemini kavramanın senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Bu yüzden üçünüze de ihtiyacım var.
I know how difficult it is for you to see the scope of what we're doing here, but that's why I need the three of you.
Yarında burada olacak mısın?
Are you gonna be here tomorrow?
Sen burada yaptığımız işin büyük bir parçasısın, Savannah.
You're a big part of the work we're doing here, Savannah.
Kahvaltını sık sık burada mı yapıyorsun?
You have breakfast here often?
- Lütfen bize burada neler olduğunu anlatır mısın?
- Can you please tell us what's going on here?
Demek istediğim burada olma nedenim neler olduğunu bulup soruşturmanın yararınıza olmasına dikkat etmektir.
I mean, that's why I'm here, to find out what's going on And to look out for your best interests in the investigation.
Burada zorla tutsak edildim. ABD vatandaşı olarak bu koyduğumun kapısını paramparça edip özgürlüğüme kavuşmaya her türlü hakkım var.
I'm being held as a prisoner against my will, and I have the right, as a citizen of the United States, to blow a hole in that fucking door and walk out as a free man.
Eğer yemeye başlarsan duramazsın ve o ölür. Biz de burada hâlâ aç kalırız anladın mı?
If you start feeding, you won't be able to stop, and then he's dead, and the rest of us still starve, all right?
Saatlerdir burada kıçını oynatmanı bekliyorum.
I'm the one who's been waiting for you to move your ass. Let's go.
# Burada kadınım Çocuklarım da
♪ my woman's here ♪ ♪ my children, too ♪
Burada neler olduğunu anlatın bakalım.
Oh, tell me what's happening here.
Son günlerde çok acayip şeyler olduğunun farkındayım. Bunu burada yapmamalısın.
So, I know there's a lot of crazy stuff going down right now.
Burada değildin, adamla tanışmadın bile ama bir anda o senin öğrencin ve ben de onu çalmış mı oluyorum yani?
You haven't even met the guy, but all of a sudden, he's your client that I'm stealing?
Ve ben burada yokken beni vajinalı bir karıyla mı aldattığını söylüyorsun bana?
And you mean to tell me that he's been out here cheating on me with fish?
Burada bir tür yanlış anlama var anladın mı?
Calm down. There's been some sort of misunderstanding here, alright?
Burada bitip bitmediğini anlamaya çalışıyorum. Ya da dahası olup olmadığını.
I'm just trying to figure out if this is it, or you know... if there's more to it.
Cassie burada değil, anladın mı?
Cassie's gone, okay?
Maalesef o sahte iyilik ışığı burada bu duvarların içinde.
I'm afraid that false light is here inside these walls.
Burada oturacağım ve sosisli sandviçimi yiyeceğim. Ve sıramın gelmesini bekleyeceğim.
I'm going to sit there and eat these corn dogs and wait for that buzzer to buzz.
Bütün gece karanlık madde üzerinde çalışıp bir şey bulamadığın için üzgünsün. Şimdi de alan değiştirerek büyük bir hata yaptığından endişeleniyorsun. Bütün gün burada oturup somurtacak mısın?
Ah, you're upset because you spent the whole night working on dark matter and didn't make a breakthrough, and now you're worried you made a huge mistake switching fields, and you're gonna sit around and sulk all day?
Burada yalnız başımayken ev arkadaşının gelmeyeceğinden emin misin peki?
Oh, and you're sure your roommate's not gonna come back while I'm here alone, right? 'Cause that'll be awkward.
Burada ne işimiz olduğunu anlatacak mısın?
You want to tell me what we're doing here?
Aynen böyle yapacağım ve sen de burada olduğum için çok mutlu olacaksın.
That's what I'm gonna do, and you're gonna be happy as hell that I'm here.
- Burada tüttürmek zorunda mısın?
Do you have to smoke in here?
Üçünüz suratınızı asmış burada otururken biz paracıklarımızı iki kişiye kaybediyorduk.
While you three were sitting here looking glum, we were losing our coin to two...
- Neden burada? - Anladığım kadarıyla her şey Charles'ın komşudan gazete çalmasıyla başlamış.
- Apparently, it started when Charles stole his neighbor's newspaper.
Beni öylece burada vuracak mısın, dostum?
Are you just gonna shoot me right here, man?
Ben burada dondurma külahımın zevkini çıkarmaya çalışıyorum.
I'm trying to enjoy my cone over here.
Bunların hepsi başımıza iş açacak, Jim. Bana güven, senin burada olmaman hepimiz için daha iyi olacak.
This is all gonna come back on us, Jim, and believe me, it's gonna be better for all of us... if you're not here.
Kocan morg köşelerinde çürüyüp gömülmeyi beklerken sen burada sarayındaki kraliçe gibi dünyayı umursamaksızın babamın parasını nasıl harcayacağım derdindesin.
While your husband is rotting in some meat locker, waiting for a decent burial, here you are just living like the queen of the castle without a care in the world, except for how you're gonna spend Dad's money.
Saat sabahın 7'si. Burada ne işin var?
It's 7 : 00 a.M. What are you doing here?
Li-Na'nın burada ne yapmak istediğini anlatacak mısın?
You want to tell us what it is Li-Na wants here?
Bir de... Düşündüm de, yeminimi falan ettikten sonra sen de uygun görürsen beni burada işe alır mısın?
I was hoping, you know, if you think it's appropriate once I get sworn in and everything, consider hiring me.
Tanrı'yı tanımamış olsaydım, burada olmazdım sen de olmazdın.
If I hadn't learned to turn to God, I wouldn't be here and neither would you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]