Büyük bir hata traduction Anglais
2,723 traduction parallèle
Büyük bir hata yapmadan önce, bir şeyler yap.
Do something before you make a tragic mistake!
Büyük bir hata.
Big mistake!
Bence bu tür bir şeyi, düşünmek dahi büyük bir hata olacaktır. Bize karşı onlar...
I think it would be a mistake to get into that kind of thinking - us versus them.
Büyük bir hata yaptın, McQueen!
And your big mistake, McQueen!
Büyük bir hata yapıyorsun.
You're making a big mistake.
- Tamam, tamam. Lütfen bana olanların sadece büyük bir hata olduğunu söyle.
- Please tell me it was all a big mistake
Bu daha da büyük bir hata değil mi?
- An error larger.
Bu büyük bir hata!
This is a fucking mistake!
Büyük bir hata yapıyorsunuz!
You're making a fucking mistake!
Canımı bağışlarsan, büyük bir hata yaparsın
If you let me live, it would be your biggest mistake.
- Bu çok büyük bir hata.
- There's been a horrible mistake.
Büyük bir hata yaşandı
Big mistake has been cast
Arkadaşlar büyük bir hata yapıyorsunuz.
You guys are making a big mistake here.
- Bunu kendi başına satabileceğini sanıyorsan büyük bir hata ediyorsun.
- If you think you're gonna sell this thing on your own, you are sadly mistaken.
Sanırım büyük bir hata yaptım.
- I think I made a big mistake.
Carlos'un büyük bir hata yaptığını biliyorum.
I know Carlos made a big mistake.
Büyük bir hata yaptın.
You just made a big mistake.
Ama o gece otel odasında, büyük bir hata yaptım.
But in that hotel room, I made one tiny, colossal mistake.
Seni terkeden çocuk çok büyük bir hata yapmış.
That guy who ditched you made a big mistake.
Büyük bir hata yaptım.
I made a huge mistake.
Ve bu büyük bir hata mı? - Evet
Luke O'Brien lost the jury and lost the case.
Büyük bir hata yapıyor olabilirsin,.. .. ve dışarıda, hayatı senin vereceğin kararlara bağlı olan bir kız var. Tamam mı?
Okay, and you might be making a huge mistake, and there's a girl out there whose life depends on you getting this right.
Bence o bu kadar büyük bir hata yaptığını hala bilmiyor.
I don't think he even knows that he's made a huge, huge error.
Bak, onlara büyük bir hata yaptıklarını söyle, duydun mu?
! Hey, tell them they're making a big mistake, you hear?
Büyük bir hata yapıyorsunuz.
You're making a big mistake.
Bu büyük bir hata.
This is a huge mistake.
Fakat bu büyük bir hata olurmuş.
But that would have been a huge mistake.
Nathaniel, Büyük bir hata yapıyorsun.
Nathaniel, you're making a grave mistake.
Bunu neden yaptığını biliyorum. Çok büyük bir hata yapıyorsun.
I know why you're doing this, and you're making a huge mistake.
Çok büyük bir hata.
That is an epic mistake.
Büyük bir hata yaptık, sadece bir hataydı.
We'll just... It's a colossal, monumental error. It's just a mistake.
- Büyük bir hata yapıyorsun.
You're making a big mistake. Listen to me!
Büyük bir hata yapıyorsunuz!
You're making a mistake.
Büyük bir hata yaptık.
Oh, we made a huge mistake.
- Çok büyük bir hata yapmışsın.
Well, that's one hell of a screw-up.
"Büyük bir hata yapıyorum." diyorlarmış.
"Why am I doing this? I'm making a huge mistake."
- Çok büyük bir hata yaptım.
- I made a huge mistake.
Anne, Sophie... ben çok büyük bir hata yaptım.
Mom, Sophie... I made a big mistake.
Asgard seni buraya göndermekle büyük bir hata işledi.
Asgard has made a grave error in sending you here.
Jo, yapamazsın çok büyük bir hata olur "yada harika değil"
Jo, you can't. It'd be a big mistake.
Çok büyük bir hata yapıyorsun.
Well, you're making a big mistake.
Ben çok büyük bir hata yaptım.
I have just made a big mess.
Eğer çok büyük bir hata ise...
- Is the biggest mistake of all.
Büyük bir hata yapıyoruz.
That means nothing.
Çok büyük bir hata yapıyorsun.
You're making such a big mistake.
Valentino büyük bir hata yaptı, açıktan gidip pistten çıktı ve arayı açmaya devam etti. Kendini bariyerlere ya da bana fırlatmadığı için şanslıydı.
That was Valentino making a huge mistake, running wide, going off the track, holding it wide open and getting lucky that he didn't fling himself into one of the barriers and into me.
Bu her ne demekse, beni buraya getirerek büyük bir hata yaptınız,... şimdi sizin için kim gelecek bekleyin ve görün.
Whatever that means, you've made a big mistake bringing me here,'cause wait till you see what's coming for you now.
Senden bir halt olacağına inanmakla baban büyük hata etti.
You father was a fool to think you would ever amount to anything.
Büyük bir adli hata yapıyorsunuz.
Committing a huge miscarriage of justice.
- Büyük bir hata yapıyorsun.
You're making a big mistake.
Çünkü büyük ihtimalle feci bir hata yapmış olabileceğinizi biliyordunuz, eğer keşfedilirse, itibarınızın yerle bir olacağı bir hata mı?
Presumably because you knew you might have made a catastrophic error, which, if discovered, would ruin your reputation?
büyük bir hata yaptın 18
büyük bir hata yapıyorsunuz 31
büyük bir hata yapıyorsun 41
büyük bir zevkle 63
büyük bir ev 19
büyük bir tane 34
büyük bir sorunumuz var 17
büyük bir iş 26
büyük bir şey 20
bir hata 32
büyük bir hata yapıyorsunuz 31
büyük bir hata yapıyorsun 41
büyük bir zevkle 63
büyük bir ev 19
büyük bir tane 34
büyük bir sorunumuz var 17
büyük bir iş 26
büyük bir şey 20
bir hata 32
bir hata oldu 23
bir hata yaptım 105
bir hata yaptın 21
bir hata yaptı 16
bir hata olmalı 96
bir hataydı 48
bir hata yapıyorsunuz 18
hata 58
hata yok 46
hata bende 21
bir hata yaptım 105
bir hata yaptın 21
bir hata yaptı 16
bir hata olmalı 96
bir hataydı 48
bir hata yapıyorsunuz 18
hata 58
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptın 26
hata yaptım 57
hatalısın 27
hata mı 40
hata yapıyorsun 53
hatalıydım 64
hata yapıyorsunuz 42
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptın 26
hata yaptım 57
hatalısın 27
hata mı 40
hata yapıyorsun 53
hatalıydım 64
hata yapıyorsunuz 42