Canımı sıkıyor traduction Anglais
1,148 traduction parallèle
Onlar oraya gittiler, ve şimdi hissediyorum... bu canımı sıkıyor, biliyor musun?
They went over it, and now I feel... that hurt me, you know?
Hannibal, bu gerçekten çok canımı sıkıyor.
FACE : Hannibal, this is really making me nervous.
Bu arabaların tümü canımı sıkıyor.
It's precisely all these cars that bother me.
Bu canımı sıkıyor.
And that bothers me.
- Canımı sıkıyor bu.
Truly makes me ill.
Canımı sıkıyor!
He bugs me.
Bu beni de rahatsız etmiyor, bununla birlikte, canımı sıkıyor.
Not that it bothers me either, however, it is annoying.
Canımı sıkıyor.
That's depressing.
Cidden canımı sıkıyor.
Really depressing.
Bunun neyle sonuçlanabileceği canımı sıkıyor.
What bothers me is where it could lead.
- Bu çok canımı sıkıyor.
- It really busts my hump
Sadece sağlıklı olmamak canımı sıkıyor.
The thing is it bothers me not to be healthy.
- Bu canımı sıkıyor.
- It bothers me.
- Evet, benim de canımı sıkıyor.
Yes, it bothers me, too.
Bu durum canımı sıkıyor.
That worries me.
- Neden işe dönmüyorsun? Burada olman canımı sıkıyor.
Why don't you go back to work, I don't like you hanging around here.
Bu kablo canımı sıkıyor!
This cable's pissin'me off!
Beni terk ediyorsun. Bu canımı sıkıyor.
This kills me, you leaving.
Şu 20 yıl olayı canımı sıkıyor.
This 20-year thing, it's kicking my ass.
Bu gerçekten canımı sıkıyor.
It really bugs me.
- Canımı sıkıyor.
- He bothers me.
- Böyle anlar çok canımı sıkıyor.
- These moments do try me.
Ve bu artık canımı sıkıyor. Neden?
You know how you're saying that history repeats itself?
Ceketle ilgili gerçekten canımı sıkıyor.
He's really been bugging me about the jacket.
Şimdi bu, beni ölmenin canımı sıkmasından daha çok canımı sıkıyor.
Now, that bothers me even more than dying bothers me.
Taş ocağına gidiyorum, kanal canımı sıkıyor.
I'm going to the quarry, the canal's a drag.
Bir muğlâklık dahi canımı sıkıyor.
One ambiguity bothers me.
Biri bile limitimin üzerine çıkıyor. Birini bırakmam lazım. - Birini alır mısın?
- Can you take one off my hands?
Şu anda Malta Delisine bakıyor ve acaba kolunu kırsa ve canını ciddi şekilde yaksa mı diye düşünüyor.
Right now, he's looking down at the Maltese Fool... thinking maybe he ought to break his arm... and cause him serious pain.
Bu adamlar canını mı sıkıyor?
Those guys hassling you?
Canımız fena halde sıkılıyor.
Spirits are abysmally low.
Bu adam canınızı mı sıkıyor?
Is this guy bothering you?
Um, çünkü canım sıkılıyor.
Because I'm bored.
Canını mı sıkıyor?
Does it make you nervous?
Canım sıkılmaya başlıyor gerçekten.
You know I'm getting really bored of their shit.
Anlaştığımıza ve bir yere gitmeyeceğinize göre yatırımımla ilgilenmem neden canınızı sıkıyor?
Well, since we have a deal and you're not going anyplace, what do you care if I take care of my investment?
Yani, canını sıkmıyor mu bu? — Canımı ne sıkıyor biliyor musun?
I mean, doesn't that depress you?
Şimdi bu kandırılmışlık baba mahrumiyetinden farklı bir şeye mi çağrışım yapıyor?
Now what wrong can it possibly refer to except this deprivation of her father?
- Bu adam canımızı sıkıyor.
I don't know who this person is, but he is annoying us.
- Canım sıkılıyor.
Eh, I'm bored.
Hey Peg, canım sıkılıyor.
Hey, Peg. I'm bored.
O, iyi bir kız ama bazen disiplinsiz davranıyor. Ve ben onu olabildiğince kanatlarımın altına almaya çalıştım.
She's a sweet girl who can be a little undisciplined at times, and I've tried to take her under my wing as best I can.
- Bir şey canını mı sıkıyor, oğlum?
- Is something troubling you, my son?
Zayır kaslarınız canınızı mı sıkıyor?
Then come to archery class! Don't cry if you fail!
Bunun bedelini fazlasıyla ödedim, ama artık canım acımıyor.
I paid a lot for it But it's all right now
Ne güzel bir tablo? Tüm aile bir evde yaşıyoruz ve.. ... kızımız donunu üzerinde tutamıyor!
That's a lovely picture, The oul'woman that lives in the shoe and the daughter that can't keep her knickers on!
Gittiği her iş görüşmesinde kızması canımı sıkmıyor.
I don't mind that every job interview he goes up on, he gets upset.
Neye canım sıkılıyor biliyor musun? Bu yemeği buraya getiriyorsun ama neden hiç dokunmuyorsun anlamıyorum.
You know, I don't know why I bother to bring you this food.
Düşündükçe, canım daha da sıkılıyor.
The more I thought about it, the less I liked it.
- Canını sıkıyor olmalıyım.
- This must be boring you.
Bu canını mı sıkıyor?
Mrs. Clemons was never taken to a lineup or to the Warren Commission.
canımı sıkıyorsun 28
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88