De ki traduction Anglais
30,353 traduction parallèle
Sen de kimsin ki?
Who are you, anyway?
De ki... Patronunuzun dediği tüm o şeyler. Ben bunlarla mı suçlanacağım?
All those things that your, your boss said, is that what I will be charged with?
O İtalyanlara de ki..... kuzey yakasından uzak dursunlar.
You tell those Italians to stay the hell out of the north side.
Bilmem ki, hapiste ders veriyorum ve sen de var mısın diye bakınıyorum.
Oh, I don't know. I tutor at the prison, so I keep an eye out for you.
Eğer Matteuz'a konuşmuşsa belli ki bize de bir şeyler söyleye bilir.
If it spoke to or through Matteusz, maybe it could tell us something.
Çok eski bir teknoloji itiraf etmeliyim ki ben de tam anlayamadım.
Very old technology, which, I confess, I don't fully understand.
Şüphe yok ki ikinizin türünü de bildiğimiz kadarıyla ölüm için savaşırsınız.
Regardless, the little we know of both your species suggests a fight to the death.
- İyi de o perili köşke girmedin ki.
You never went into that haunted house.
Bu hiç de sürpriz değil ki.
Well, that's not a surprise at all.
Eminim ki aynı şeyler sizin için de söylenmiştir J'onn J'onnzz. Ama birileri size güvenmeyi seçti.
I imagine the very same thing was once said about you, J'onn J'onzz but someone gave you the benefit of the doubt.
O kadar uzun süredir uzaylıları kovalıyorum ki belki de hepsinin kafese tıkılması gereken birer düşman olmadığını düşünmek aklımın ucundan bile geçmedi.
I've been hunting aliens for so long that I never really stopped to consider that maybe they weren't all hostiles to be caged.
Kendisiyle farklılıklarımıza rağmen, konu çocuklarımız ve onların eğitimi olunca ki özellikle de sanat, birlikte hareket edebileceğimiz hakkında konuştuk.
We just talked about the fact that despite our differences, we can reach across the aisle when it comes to our kids and their education, especially in the arts.
Bu hayatın güzel yönünü sana göstermek istedim ki sen de bunu mahvetmek istemeyesin.
I wanted to show you what's good about this life so you wouldn't want to destroy it.
Yanında ki de Corinne.
And Corinne. Forget the shotgun.
Ve tabi ki, yaramayabilirdi de.
And also, it might not.
Görünen o ki, bunu anlayan yegane kişi de benim...
And... and I seem to be the only one that's putting this...
Tabi ki de.
Of course not.
Tabi ki, biz göremesek de Tanrı Karen'ni görebilir.
Of course, the Lord can see Karen, even though we cannot.
Söylemeliyim ki yakışıklı sevgilinin çarpık bacaklı başka bir kızı becermesi yeterince kötüyken bir de annen yaşındaki çirkin kadınlarla beraber olması gerçekten can yakıcı bir durum.
Must say, bad enough when your fancy man's knocking another girl bandy-legged, but when it's some boiler twice your age... Well, that's really got to sting.
- İyi de bilmiyordun ki.
- Well, you didn't know.
Hem de hiç, kim uyuyabilir ki?
Not at all. Who could?
Demem o ki, Dara muhtemelen arada annesini ziyaret ediyordur bu yüzden belki biz de etmeliyiz.
All I'm saying is Dara probably pays her mother a visit from time to time, so maybe we should, too.
Ki çoğu kişi de buna "yankı uyandıran bir başarı" der.
Which most would call a resounding success.
Ben de öyle ama görünen o ki, biz gittikten sonra bir şeyler değişmiş ve iyi anlamda değil.
Well, neither do I... but apparently, things have changed since we left, and not for the better.
Görünen o ki, 21.yüzyılda yaptığınız şeyler gelecekte düşündüğümüzden de fazla şeyi değiştirmiş.
Well, apparently your work in the 21st has been a greater agent of change in the future than we thought.
Görünen o ki, büyük planın şu ana kadar yaptığı tek şey her şeyi öncesinden de beter bir hale getirmek oldu.
Looks like all the grand plan has done so far is screw things up worse than before.
Ben de o müdüre dedim ki...
So, I told that principal,
Ben de öyle sanıyordum Todd ta ki önemsediğin tek şeyin kendin olduğunu fark edene kadar.
Yeah, I thought so, too, Todd, until I realized that you only care about yourself.
Michael emekliliğin tadını çıkarır, ki buna gerçekten ihtiyacı vardı ben de diken üstü yaşamaktan kurtulurum.
Michael's gonna get a chill retirement, which, frankly, he desperately needs, and I can finally relax.
Bu genç anne biliyordu ki bu sözleri yazmak hayatını tehlikeye atacaktı ama yine de yazdı.
A woman so scared she didn't even own a computer. A young mother who knew that just- -
Ve sürekli düşünüyorum ki bu adamla çıkmaya yeni başladım ve o çok hoş, bir de...
And all the time I'm thinking, "I've just started going out with this bloke and he's lovely and..."
Düşündüm ki borcumu ödemek için elimden geleni yaparsam belki de peşimden gelmezdin.
I thought if I did everything I could to repay, to make it up, somehow... Somehow, you'd never come after me.
Programa gitmemi sen istiyorsan, tabi ki de gideceğim.
If you want me to go on that show, of course I'll do it.
Ki ne zamanım var ne de sabrım... Bu yüzden hakkında ne düşündüğümü açıkca belirteyim şantajcı, aşağılık müvekkiline.
I have neither the time nor the patience, so let me be perfectly clear about exactly what I think of your blackmailing, sleazeball client!
- Evet. ... bir de tabii ki Zipadee-Zip.
- Yeah... and, of course, Zipadee-Zip.
O zaman sen de onlara şöyle de A, cenaze törenini yarın yapacağız zaten B, tabii ki küllerini savuracağım, tuvalete ama ve C, iğrenç derecede obezsin dişlerini fırçalaman gerek ve orospunun tekisin.
and C, don't fall into any shit. Ah! Well, tell them :
Tam altı sayfa. Hem öyle daha uzun görünsün diye her cümleye "İlginçtir ki" şeklinde de başlamadım.
Six pages, and I didn't even do that thing where I try to make it longer by starting every sentence with
Doğru oranda dürüstlükle her şeyi anlat ki ikimiz de mutlu olabilelim.
Be, like, the exact right amount of honest so that we can both be happy.
Ayrıca üzerinde çalıştığım bazı şarkı sözleri de var ki tamamlanmadan biri tarafından görülmesini istemem.
Plus some song lyrics I've been working on, and I'd rather not let people see those until they're finished.
Sen de benim kadar iyi biliyorsun ki bu tip çoğul kişilikler hayatın daha erken dönemlerinde mesela çocuk istismarı gibi sebeplerden ötürü oluşur.
You know as well as I do dissociative disorders of this type almost always arrive much earlier in life and from childhood abuse.
Buna diktatörlük diyoruz ki genelde de kabul görmez.
Well, that's called tyranny. And it's generally frowned upon.
Benim sana yardım etmeye söz vermiş olmam gibi. Ki tüm alaycılığına rağmen etmeye de devam ediyorum.
Just like I promised to help you and still am, despite your constant mockery.
Ki bu durumda belki de ona söylemem gerekiyordur.
Which means maybe I'm obligated to tell her.
Maalesef ki size de cevabım hayır.
Yeah, that's a hard pass as well.
Şu an ki halin de pek iyi görünmüyor.
Well, your present is not looking so good, either.
Robotların insanlar gibi davranması için uğraşıyorsun. Ne yazık ki ne kadar gelişmiş olsalar da onlar yine de robot.
It's just I keep thinking you're trying to get robots to act like people, and, unfortunately, no matter how sophisticated they are, they're still robots.
Kalief hem diğer tutuklulardan hem de gardiyanlardan o kadar çok dayak yedi ki, birçok kez intihara teşebbüs etti.
[man] Kalief suffered through so many beatings, both by the people he was locked up with and the guards, he ended up attempting suicide on several occasions.
Bir yerlerine o kadar çok sınırlama emri sok ki nefes bile alamasınlar. Bunu bu akşam Per Se'de benimle yemeğe oturana kadar yapmanı istiyorum.
I want you to shove so many restraining orders up their ass they can't even breathe, and I want it done by the time we sit down for appetizers tonight at Per Se.
Ufak, temiz bir karla payını satın almak için buradayım ki sen de böylece yeni avukatın her kim olacaksa onu tutmak için kullanırsın çünkü ben olmayacağım, o kesin.
I'm here to buy your shares back at a tidy little profit so you can use it to hire whoever you want to be your lawyer because it sure as hell isn't gonna be me.
Ben de onlara dedim ki, program kendi kendine oraya gitmedi.
And I'll tell you what I told them, it didn't magically appear on their doorstep.
Ben... Dinle sorun şu ki ; eğer Sutter'ı yakalarsan Kevin'ın eşini de yakalayacaksın. - Sen neden bahsediyorsun?
I... look, the problem is that if you're gonna get Sutter, you're also gonna get Kevin's wife.