Dediler ki traduction Anglais
757 traduction parallèle
Bana dediler ki Türkiye'de her yer baharat, baharatlı çorba kokuyormuş.
I was told that Turkey smells of spices, of soup with spices.
Dediler ki...
They said...
Dediler ki, bana nasıl gözcülük yapılacağını gösterecekmişsin.
They said you wanted to show me how to go on watch.
Doktorlar bize dediler ki : "Et yerseniz hapı yutarsınız."
The doctor warned us against eating meat.
Dediler ki, ortalık iyice kızışmış en güzeli, küçük bir salata gibi buzlukta durmakmış.
Yes, they said it's getting hot and hotter and to stay in the icebox like a good little salad.
- Ama dediler ki...
But I was told...
Rio'da Carmen'i söylüyordum ve duyup dediler ki ;
It's Genevieve Linden. I was singing Carmen in Rio and they heard me and said :
Dediler ki, saatlerden söz ediyormuş... yeşil saatlerden.
I'm told he talks about clocks... green clocks.
Bana dediler ki ordular böyledir, bütün ordular böyledir ve değişmezler.
They tell me that armies are like this, that all armies are like this and that there is no changing them.
Dediler ki, sizin bölüğünüzde yalnız Gaskonlar varmış yüreğime bir ateş düştü.
They say, that in your company, it frightens me, you are all Gascon.
Dediler ki, öldürdüğü adamın kızıyla birlikte kalıyormuş.
They told me he was living with the daughter of the man he killed.
"Kim bizi bu şehirde tanır?" Dediler ki, "Steve Lacey."
"Who do we know in this town?" They said. "Steve Lacey."
Tabii, dediler ki, "ona biraz yetenek verelim."
Sure, they said, " Let him have a little talent.
Dediler ki, otur Otur, tekneyi sallıyorsun
For the people all said sit down, sit down, you're rockin'the boat
Dediler ki, otur Otur, tekneyi sallıyorsun
People all said sit down, sit down, you're rockin'the boat
Dediler ki, dikkat et Gidiyorsun cennete
For the people all said beware, you're on a heavenly trip
Dediler ki, dikkat et, Dikkat et, devireceksin tekneyi
People all said beware, beware, you'll scuttle the ship
Dediler ki ağabeyim hayattayken, onlardan borç para almış.
They said my brother owed them money when he was alive
Sonra profesörle Washington'lu meslektaşları benimle temas kurup... Phillip hakkında korkunç şeyler anlattılar ve bana dediler ki... onunla ilişkim olduğu için devletin gözünde "çok değerli" biriymişim.
Eventually, the Professor and his Washington colleagues approached me with a few sordid details about Phillip and he told me that my relationship with him made me "uniquely valuable" to them.
Dediler ki :
They said :
Dediler ki bu adam, Bay Lowe...
They said that Mr. Lowe fellow...
Şey, dediler ki size ne zaman jöle getirilse siz hep tavuk istermişsiniz.
Well, they told me you always wanted chicken when you were brought jelly.
Bana dediler ki, seçici davranıyormuşsun.
I'm told you pick and choose.
O zaman dediler ki : "Eğer biraz biliyorsanız dördümüz paylaşalım".
So they said, "Then how about a four-way split?"
Havariler ona dediler ki : "Yahudiler sana taş atmaya çalıştılar, ve sen şimdi geri mi dönmek mi istiyorsun?"
The disciples said to him : " Rabbi, the Jews were just trying to stone you, and you want to go back there?
Dediler ki bilmiyoruz.
They said they... didn't know.
Bana dediler ki...
They said that...
- Bekleyin, Kaptan. Dediler ki...
Wait, Captain, it sounds like...
Bana dediler ki ölüm...
They told me death is not...
O yüzden bu herif beni zorla almak istediğinde dediler ki... " Sen doğduğunda annen öldü.
So when this man forced himself on me, they said " When you were born your mother died
Dediler ki biz çok pahalıymışız!
- They said we cost too much!
Golf oynamak için. Arkadaşlar dediler ki- -
It's about this, I asked my friends.
Dediler ki, iyileşti.
Now he's well.
Dediler ki Gettysburg'da öldü. Little Round Top civarında.
They said Gettysburg is where he fell, at a place called Little Round Top.
Gelmeden önce bana dediler ki bataklık insanlarının benekli derileri ve perdeli ayakları vardır.
Before I came here, they told me the Marsh People had spotted bellies and webbed toes.
- Ama uçuş okulunda bize dediler ki...
- But at flying school they told us...
Dediler ki, istedikleri sadece...
They just told me they want...
Dediler ki, nehri havaya uçurmuş.
They say he was dynamiting the stream.
Bana dediler ki...
They told me...
Bilirsin, bana dediler ki...
You know, they told me...
Dediler ki bir iş ve bir ev bulduğu anda... buradan ayrılabilirmişsin.
They said that if you had a job over your head, that you... Well, that you could leave this place.
Bana dediler ki... bugün herkesi öldür.
They tell me kill everyone today.
Bana dediler ki...
I was told that...
Ve tanrılar ona göründüler ve dediler ki...
And the god appeared to him, saying these words :
Dediler ki, o, "Müjdelenme" sırasında melek kelamından şüpheye düşmüştür.
They said that during the Annunciation, she doubted the words of the angel.
Dediler ki...
They told me...
Evet, bir gün bir adam öldürdüm, dediler ki :
# Yes, I killed a man one day, so they say
Bak, sen yokken çok sözün geçti burada. Bir değerin var ki, onu övdüler Hamlet'e, üstüne yok dediler.
You have been talked of since your travel much, and that in Hamlet's hearing, for a quality wherein, they say, you shine.
Öyle başarılıydı ki bu makina... Fransız aristokratlarının kafalarını kesme konusunda... daha sonradan adına Tanrı dediler.
So successful was this machine... at cutting off the heads of the French aristocrats... they named it after its creator.
Dediler mi ki... bir gün... durup dururken ansızın... geri gelebilir?
Did they tell you... that one day... just like that... all of a sudden... it might... come back?
Dün tam tuvaletteyken dediler ki "Hey, Johnny..."
Just yesterday in the cloakroom, they said "Hey, Johnny..."