English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ D ] / Dinle

Dinle traduction Anglais

88,325 traduction parallèle
- Dinle. -... kucağına düşmüş duruyor sense hayır diyorsun.
- Listen... falls right into your lap, and you say no?
- Beni dinle.
Okay, listen.
Beni dinle Norman.
Listen to me, Norman.
Norman, bir beni dinle.
Norman, please just listen to me, okay?
Alex, lütfen. Beni dinle. Beni dinle.
No, Alex, please, please, listen to me... listen to me.
Dinle bir. Oraya gidebiliriz.
No, no... no, we can go there.
Şunu dinle.
Check this.
Dinle dostum, bu konuya bayılmam beni hayal edemediğin kadar kızlara yaklaştırıyor.
Listen, man, being a lover of the genre has gotten me more ass than you could ever imagine.
- Sadece dediklerimi dinle, tamam mı?
Just listen to what I say, okay?
Dinle, geçen gece söylediğim şeyler affedilmezdi. Ve onlardan hiçbirini demek istemedim, çok çok üzgünüm.
Listen, the things that I said the other night were unforgivable, and I didn't mean any of it, and I am so, so sorry.
Dinle, istersem burayı dilimle bile temizleyebilirim
Listen, I can lick this plate clean if I want to.
Dinle, Matthews.
Listen, Matthews.
- Hele beni bir dinle?
Hear me out, all right?
Dinle.
Look, okay.
- Beni dinle.
- you wouldn't call her. - Okay, listen.
Dinle Alex, hepimiz Charlie'yle zor zamanlar geçirdiğinizi biliyoruz. Fakat bunun işini etkilemesine izin veremezsin.
Look, Alex, I, of all people, get that you're having a hard time with Charlie, but you can't let it affect your work.
Hayır, söyleyeceklerimi dinle.
No, no. Hear me out, hear me out.
Dinle, bir daha aileme yaklaşırsan ne olacağını açıkça belirttim sanıyordum.
Listen, I thought I made it pretty clear what would happen - the next time you came near my family.
Dinle, sana ihtiyacım var.
Look, I need you.
Dinle, bize ateş eden sarı ceketli... adam var ya... evime geldi.
Listen, the guy in the yellow jacket... That guy who shot at us... He came to my house.
Dinle beni, sizi kurtaracağız.
Listen to me, we're going to get you free.
Dinle, söylediğim hoş değil ama, ama bu harekat... planı bütün Tom, Dick ve Harry'leri aldı.
Listen, I'm not being funny, but that scene log has got every Tom, Dick and Harry going.
Dinle, kızgın olduğunu görebiliyorum, ama sanırım gitmelisin.
Listen, I can see you're angry, but I think you should leave.
Katie, beni dinle.
Katie, listen to me.
- Lütfen beni dinle.
- Please just listen to me.
- Dinle...
- Listen...
- Tara, bir dinle...
- Look, Tara...
Dinle beni.
Listen to me.
- Beni dinle.
- Listen to me.
Beni dinle.
Listen to me.
Dinle...
Listen...
Tamam canım, dinle...
Ok darling, listen...
Dinle, karını her ay kontrol için getir.
Listen... bring your wife here every month for checkup.
Tara, beni dinle.
Tara, listen to me.
Dinle, buraya kadar, bu hayatımın en büyük kararı.
Listen... this is it now... the final verdict.
Dinle, kapatmalıyım.
Listen, I've got to go.
Şunu dinle.
Listen to this.
Dinle.
Listen.
Beni dinle Suzanne.
Hey, listen up, Suzanne.
Del, beni dinle.
Please, listen.
Dur biraz, beni dinle.
Hang on, listen to me.
Thomas, lütfen bi dinle!
Thomas, please, listen!
Dinle.
Oui, bon. _
Dinle.
Listen...
Dinle beni mal herif.
Listen to me, cunt.
- Dinle beni...
- Listen to me...
Dinle dostum, benim bir kızım var, tamam mı?
Listen, man, I have a daughter. Okay?
Dinle, sana bir tavsiyem var.
Listen, I have some advice for you.
Şunu bir dinle.
So, get this.
Dinle alakalı şeyler var bugünlerde.
Thing about religion nowadays?
Dinle, tamamına inandığımı söylemiyorum. Ya biraz da olsa haklıysa?
I'm not saying I believe all of it... what if he's just a little bit right?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]