Dinleniyorum traduction Anglais
168 traduction parallèle
Ben ayakta dinleniyorum.
I get my rest on my feet.
Hayır uyumuyorum, sadece dinleniyorum.
No I'm not sleeping just resting
Hayır, sadece dinleniyorum.
Oh, no, just a rest.
Bir gün savaşıyorum, sonra iki gün dinleniyorum.
I fight one day, then brood for two.
Bugün dinleniyorum.
Resting today.
Dinleniyorum.
Just resting.
- Biraz dinleniyorum.
- Just having a breather.
Öyleyse dinleniyorum.
Well, then I am relaxed.
Dinleniyorum.
I - I'm taking things easy.
Annene söyle tüm gece Sidney'le dans ettikten sonra, dinleniyorum ve müsait değilim.
You tell your mama that after all the dancing I done tonight with Sidney, I am resting and unavailable.
Bıraktığından beri burada dinleniyorum.
I've been resting here since you left me.
Dinleniyorum, tamam mı?
I'm resting, okay?
Şaşkınlığım için affedersiniz, ama hastayım ve dinleniyorum.
Sorry for the confusion, but I'm ill... and resting.
- Bir dakika dinleniyorum.
- I was just resting for a minute.
Dinleniyorum.
I'm on vacation.
Hayır, dinleniyorum sadece.
N-no, just resting
Dinleniyorum.
Praying.
Dinleniyorum.
I rest.
- Ben biraz dinleniyorum.
- I'm just resting.
- Ben dinleniyorum.
- I'm just resting.
Pazarları dinleniyorum.
I take Sundays off.
"Dinleniyorum. Yorucu iş."
"Resting. lt's tiring work, you know."
Bu arada, ben dinleniyorum.
Meanwhile, I'm resting.
Biraz vaktim var, dinleniyorum.
I've got a little time, I'm resting.
- Dinleniyorum.
- I'm resting.
Dinleniyorum. Tutkudan vazgeçtim.
I'm through with passion.
Hayır, şimdi dinleniyorum.
No, I rest now.
Biraz... Biraz dinleniyorum.
- Just... just having a little rest.
- Ölmedim, dinleniyorum.
- I'm not dead, I'm resting.
Şu sıra dinleniyorum ve insanlar paralarını evinde bırakmıyorlar artık.
I'm taking a rest. Nobody keeps cash at home.
Üç haftadır dinleniyorum. Gerçekten iyiyim.
I've had three weeks rest and look, I'm really well.
- Dinleniyorum efendim!
- Resting, sir!
İyi besleniyorum ve dinleniyorum.
l`ve been eating really well and resting.
Adam gelip "Burada ne yapıyorsun?" dedi, ben de "Dinleniyorum." dedim.
He says, "What are you doing?" I said, "I'm resting."
Burası ne plaj ne de park. "dedi. " Dinleniyorum. " dedim.
This ain't no beach or park. "I said," I'm resting. "
Dinlendiğimi biliyorum. Dinleniyorum.
I know I'm resting.
- Hayır, dinleniyorum.
- Are you sick?
Burada çok dinleniyorum.
So relaxing here.
Ben burada azıcık dinleniyorum.
I'm just resting here a minute.
Senin dinleniyor olman gerekir. Dinleniyorum zaten.
You're supposed to be resting.
Dinleniyorum.
Decompressing.
İki gündür dinleniyorum ve biraz hareket bana iyi gelir.
I've been resting for two days straight and resting makes me feel, well, restless.
- Geceleri de yatıp dinleniyorum.
At night, I rest, I sleep.
Dinleniyorum.
I'm resting.
Ne yapıyorsun? - Dinleniyorum.
- Just chilling.
- Dinleniyorum.
- Chilling.
Cennette dinleniyorum.
I'm chilling up in heaven.
- Buradayım, dinleniyorum.
I'm here. I'm resting.
- Dinleniyorum.
I am resting.
- Sadece biraz dinleniyorum.
I rest for a while.
Dinleniyorum.
I am resting.
dinle 8539
dinle onu 25
dinle ahbap 23
dinlen 93
dinle dostum 74
dinle baba 21
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinle beni 1110
dinle onu 25
dinle ahbap 23
dinlen 93
dinle dostum 74
dinle baba 21
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinle beni 1110