Diyorum sana traduction Anglais
3,314 traduction parallèle
Diyorum sana Jane, parti acayip bir şeydi!
I'm telling you, Jane, the party was out of control sick.
Diyorum sana.
I'm telling you.
Kes şunu diyorum sana.
I'm telling you to stop that.
Hey, sana diyorum.
Hey, I mean you.
Bu yüzden sana New Yorklu diyorum ya zaten.
That's why I call you "New York."
Ben de sana bir kelime daha etme diyorum Tom.
And I'm telling you, Tom, not to say another word.
Sana diyorum, bırak yapsın.
Out of five. I'm telling you, just let him do it.
Sana diyorum ki- - Maxine denen kadını unutmalısın.
I'm telling you - - you got to forget this Maxine woman.
Sana diyorum, kesik pantolon!
I'm talkin'to you, cut-offs!
Sana diyorum, harika olmuşsun.
I'm telling you, you look fucking wow!
Sana korkak diyorum!
I call you coward.
Ben sana ortadan kayboluyorum diyorum,..... ve sen Miami'deki en radyoaktif adamı kapıma mı getiriyorsun?
I-I tell you I'm going off the grid... and you bring the most radioactive man in Miami to my door?
SAna şimdiden diyorum, ben birden fazla çocuğa hayat veririm...
I'm telling you... I can give birth to as many kids...
Ben sana okuma mı diyorum.
I'm not saying don't read.
Tabii sana diyorum be.
Fuck, yes, I'm talking to you.
Sana diyorum!
I'm talking to you!
- Sana diyorum!
- I'm talking to you!
Bak, sana gerçek şişe bu diyorum.
Look, this is the real bottle.
Sana kardeşimden bahsedip, dikkatini dağıtmak istemiyorum ama diyorum ki, zamanla...
I don't want to distract you telling you about my brother but I'mjust saying so you knowthat with time...
Diyorum ya sana, mükemmel bir yöntem.
I'm telling you, it's the perfect cover.
Ben de sana diyorum, çocuktu sadece.
And I'm telling you, it was a kid. I saw him.
Matthew 16 : 18 : " Ve sana diyorum ki, sen Peter'sın...
Matthew 16 : 18 : "And I tell you, you are Peter..."
Sana diyorum, o kadar da muhteşem değil!
I'm telling you, she's not that great!
Ben de sana diyorum ki makine çoktan öğrenmeye başladı.
I'm saying it already is.
Ve bende sana diyorum ki, doktor, beni inceleyebileceğin ilk ve son yer otopsim olur.
And I'm telling you, doctor, the next, and only time, that you will examine me is at my autopsy.
Bu yüzden ben de sana, aramızda bir şey olamaz diyorum.
Which is why I'm trying to say nothing can happen between us.
Sana diyorum... burada, ne tür bir pisliğe öncülük ediyorsun bilmiyorum ama... bizden uzak dur.
I'm telling you and whatever garbage you have working under you to stay the hell away from us.
Ne dediğini duydum, sana diyorum, duydum!
- Hey! I heard what you said. Hey!
Bak yukardaki bişeyin sesi bu diyorum sana
It's probably audio from the set. No, no, listen. I have radio frequency interference.
Sana hep diyorum evde çocuklarla durmak dünyanın en zor işi.
I always tell you, staying home with the kids is the hardest job in the world.
Sana diyorum şişko!
I'm talking to you, you fat fuck!
Sana bu işi yapma diyorum Mickey.
I'm telling you not to do this, Mickey.
- Bak Nick, ben sana sadece bu herifle ne yapmayı planlıyorsan bir an evvel yap diyorum.
Look, Nick, all I'm saying is, whatever you're planning to do with this guy or gal or whatever, just...
- Sana değil kendime diyorum.
Not you I'm talking about me
- Hayır, sana bakış şeklini diyorum.
She was obviously offended. - No, it was the way she looked at you.
Bazen keşke sana o "Günün Cümlesi" takvimini vermeseydim diyorum.
Sometimes I wish I'd never given you that phrase-of-the-day calendar.
Sana, seninle daha iyi diyorum oğlum.
Better with you, man. I'm telling you.
Sana diyorum, eğer bu işe yararsa Tesler köklü değişiklikler yapacak ve senle ben değiştirilecek ilk kişiler olacağız.
I'm telling you, if this works, Tesler will make sweeping changes, and you and I will be the first to be replaced.
Sana diyorum. Cool'um artık ben.
Yeah, you laugh now, but I'm telling you...
Sana diyorum.
Hello, I'm talking to you.
Hey, sana diyorum!
Hey, I'm talking to you!
Beni bırakma diyorum sana.
Hold me back!
Bu yüzden sana gözlerini küçült diyorum.
That's why I'm telling you to shrink your eyes.
Sana bakıyorum ve neden bu berbat el çantasını giymiş diyorum.
I'm looking at you and thinking why is she wearing that hideous purse?
Sana diyorum, Taotie,
I'm telling you, Taotie,
Sana bir şey öğretmeye çalışan tüm uzman doktorlarla da yakmadan önce biraz büyüsen diyorum.
How about you grow up before you burn a bridge with every other attending who tries to teach you something?
- Sana diyorum ki...
I'm telling you...
Bir dostun ve kendini aptal durumuna düşürme alanında uzman bir kişi olarak sana gönülden diyorum ki çık git şu arabadan.
So as your friend... and a leading expert in the field of making an ass of yourself... I say to you... from the heart... get the hell out of this car.
Bir dostun ve kendini aptal durumuna düşürme alanında uzman bir kişi olarak sana gönülden diyorum ki çık git şu arabadan.
So, as your friend and a leading expert in the field of making an ass of yourself, I say to you from the heart, get the hell out of this car.
Lin, sana diyorum.
Lin, you.
Sana diyorum!
Girl. Hey!
sana 1211
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sanat 96
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana diyorum 139
sana söylüyorum 711
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana da iyi şanslar 18
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sanat 96
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana diyorum 139
sana söylüyorum 711
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana da iyi şanslar 18