Diğer taraftan traduction Anglais
1,938 traduction parallèle
Diğer taraftan... Ben heyet onaylı enfeksiyon hastalıkları uzmanıyım.
On the other hand, I am a board-certified specialist in infectious disease.
Diğer taraftan, az önce toksikoloji raporu geldi.
On the other hand, the tox screen just came back.
Diğer taraftan...
On the other hand, I...
Ama, diğer taraftan, eğer babam o kadar akıllı olsaydı,... kafasında, votka yerine, bir kurşun olmazdı.
Yeah, but on the other hand, if dad was so smart, why would he have a giant hole in his head, where vodka should be.
Diğer taraftan, burdan çıktıktan sonra, ne olacak?
On the other side, when we get out of here, what's gonna happen?
Diğer taraftan ölçümler alıyorum, işte bu.
Getting readings from the other side, that's it.
Diğer taraftan birşey kapıdan geçiyor.
Something is coming through the gate from the other side.
Gidip bir ampul şırınga al, Mr.Benton'ın burun deliklerinden birine izotonik solüsyon sık. Diğer taraftan fışkıracaktır. İnanılmaz ölçüde iyileştiricidir.
Get a syringe, squeeze an isotonic solution into one of Mr. Benton's nostrils, it'll squirt out the other side.
Fakat diğer taraftan biraz olumlu aslında Çünkü kitap filan okumak için imkanım var Ve daha önemli mevzulara kafa yormak için
But in another sense, it's kind of positive because I have the opportunity to, like, read books and focus on more important things.
- Geriye kalanlar, diğer taraftan gidin.
- The rest, go that way. - Come on, run, Max.
Diğer taraftan sana bu ünvanı ben verdim. Çünkü bu takımın en gözde oyuncularından birisin.
But I gave you your title because you're one of the gutsiest players on my field.
Diğer taraftan, bebek yaptığınızdan beri, çok daha sinir bozucu bir iki kafalı ukala oldunuz.
On the other hand, ever since you two made a baby you've become an even more annoying two-headed know-it-all.
Yani buna diğer taraftan baktım.
So I looked the other way.
Bir eğitimci olarak, okul notlarına bağlı kalacağım. ... A, B, C, D gibi. Diğer taraftan sen kalabalıktan uzaklaşıp arkada takılacaksın.
Being an educator, I like to stick to the school grades A, B, C and D. You, on the other hand should stay with the back 13, thin out the herd.
Diğer taraftan.
The other way.
Diğer taraftan dayın, onun yeteneklerini hiç anlamadı huzursuzluk çıkarması ve yaramazlığı hariç.
Your uncle, on the other hand, never figured out what his talent was, except trouble and mischief.
Bana, diğer taraftan onun vasıtasıyla mesaj gönderdi.
He sent me messages through her from the other side.
Diğer taraftan, Leonard'la işler kötüye giderse iyi bir arkadaşımı da kaybetmiş olurum.
On the other hand, if things don't go well with Leonard, I risk losing a really good friend.
Diğer taraftan sorumluluk nedir bilmeyen... bir aktör var ki.... bahsettiğim geçmiş problemlerinin... ne olduğu belirsiz.
On the other hand, we have an actor here who's obviously disgruntled. Whose known past problems I just mentioned are less than ambiguous.
Diğer taraftan, Rüzgarla Konuşanlara baktığında, adalet olduğunu...
On the other hand, when you see "Windtalkers", there's a justice...
Diğer taraftan.
It's the other way around.
Diğer taraftan, steroidler kelliğe neden olmaz, ama ailenizde kellik varsa saçlarınızın daha çabuk dökülmesine neden olurlar.
Otherwise, steroids don't cause baldness, but if it runs in your family they might make you go bald faster.
Diğer taraftan rüşvet alarak başlar.
He starts taking bribes from the other side.
Diğer taraftan, Doris sadece senden hoşlanıyor.
Besides, Doris only likes you.
Ve Philippe'nin sesini diğer taraftan duyuyorduk.
And we hear Philippes voice on the other end.
Diğer taraftan,
And on the other hand,
Oysa diğer taraftan sen, üçte üçsün.
Clear majority. Whereas you, on the other hand, have a perfect score.
Matkabın ucu diğer taraftan çıkarsa fazla ilerlemişsin demektir.
If you come out the other side, you've gone too far.
Diğer taraftan, Büyük bir fırsat bu.
On the other hand, it's a big chance.
Diğer taraftan, ben sana dinlenmeni söylemiştim.
On the other hand, I told you to rest.
Diğer taraftan, hiç durmadan onun peşinde koştuğun zamanları da iyi hatırlıyorum.
On the other hand, I remember when you couldn't keep your hands off him.
Diğer taraftan, San Francisco gibi.
Oh, no, then again, San Francisco.
George Bush, diğer taraftan, delikanlı gibi adam.
George Bush, on the other hand, a man's man.
Diğer taraftan, bozulmuş mental durum, porfiryanın bir semptomudur.
Altered mental status, on the other hand, is a symptom of porphyria.
Diğer taraftan Edward'ın görsel mekanizması, görüntü tarayıcısı gibi çalışıyor. hızla paralel şekilde tarıyor ve sonra arşivliyor.
Now, Edward's visual apparatus, on the other hand, acts more like an image scanner, rapidly moving in parallel sweeps, and then archiving.
Raj olup ona cennet konağını sunuyorsun diğer taraftan Suri olduğunda sunduğun şey daracık bir gecekondu.
On one hand as Rai you are showing her heaven and on the other hand, as Suri you show her your grandfather's cottage.
Diğer taraftan 1 metre.
Three feet on the other side.
Diğer taraftan ben senin işini elinden almadım.
And I didn't take your job. I took a job.
Diğer taraftan!
On the other side!
Diğer taraftan, bağışıklık sistemi son derece aktif hale geldi.
The other thing is, the immune system was certainly in- - got into high gear, and that was...
Diğer taraftan da zaten emekli oluyorum.
On second thought... I'm going to retire.
Toshiko diğer taraftan gitmişti.
Toshiko. She went the other way.
Evet, Fakat diğer taraftan onlar, nasıl öğrenecek
Yes, but then how will they learn
Sayın müşterilerimiz, lütfen diğer taraftan yemeğimizi almaya devam edebilir miyiz?
Dear guests, please get food from the other side. Please.
Düşünmeliyim, ama diğer taraftan...
I shall think, but on the other hand...
Diğer taraftan, terörist bir saldırıyı önleyebilecekken hiçbir şey yapmadığımız ortaya çıkarsa, tarih hiçbirimize şefkatle bakmayacaktır.
On the other hand, if it got out that we could have prevented a terrorist attack, yet did nothing, history might not look so kindly on any of us.
Belki diğer taraftan sana bir haber getirmiştir.
Maybe she has another message for you from beyond.
Diğer bir taraftan ben çok şüpheli bir zamanlamayla hayatına girdim, sevgili Tibi.
I, on the other hand appeared in a very suspicious moment of your life, my dear Tibi.
Diger taraftan haklisin. Buraya gelme sebebim bu. Ama beni buraya getiren sey gözlerimi araçlarimin üzerinde tutmak zaten.
I mean, that's why I came in the first place, but keeping my eyes on my instruments is what got me here.
Diğer tüm kurbanlarımız ön taraftan boğazlanmışlardı.
And wasn't she strangled from behind? All the other victims were strangled from the front.
Diğer bir taraftan, zehirli gibi görünen bazı yılanlar aslında çok zararsızdırlar.
On the other hand some snakes which may appear to be venomous are in reality quite harmless.
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğer tarafa 33
diğer taraf 30
diğer bir deyişle 112
diğerleri nerede 149
diğeri ise 20
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğer tarafa 33
diğer taraf 30
diğer bir deyişle 112
diğerleri nerede 149
diğeri ise 20