Diğer yandan traduction Anglais
1,271 traduction parallèle
Diğer yandan, senin sergilediğin marjinal uzmanlık şeyle ilgili çizim.
On the other hand, what you show marginal proficiency at is drawing.
Diğer yandan, kızı elinden çalınan bendim.
But it was me... who had his daughter stolen from him.
Diğer yandan, diğer yandan...
"On the one hand, on the other hand..."
Jolie cevaplarını kaybetti ama diğer yandan madalyalara bakın!
Jolie loses all the answers, and look at all those medals.
Diğer yandan televizyonda olduğu için fazla mutlu da gözüküyor.
She looks to happy to be on TV.
diğer yandan biz rahatız.
And meanwhile we are so happy.
Tamam, ama diğer yandan... uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebiliriz, gerçi ne kadar iğrenç, dokunaklı, ve korkakça olursa olsun...
Okay, on the one hand we can live a long, healthy life... albeit as disgusting, pathetic, cowardly...
diğer yandan cesaretimizi toplayabiliriz, eğer biraz varsa, ve ormanı fırtınaya verip kahraman olabiliriz.
On the other hand, we could gather our courage, if we had any... and storm the fortress and be heroes.
Diğer yandan patronların üzerine gidilmesini önemsemiyorum, ama kendi işçilerine para bile ödemeyen bazı grupların mevcut olduğu uluslararası bir meseleyle karşı karşıyalar.
Things have to change forever, for our future! Well said! Hello.
Diğer yandan ise, başka seçeneğimiz yok,... askerler savaş alanında talimlerini yapmak zorundalar.
I'd rather fight than wait for their soldiers to come and kill us.
Diğer yandan, pek şanslı değildim.
I, on the other hand, wasn't so lucky.
Diğer yandan, ben hâlâ boşum.
I, on the other hand, am still available.
Diğer yandan sen Sebacea'lı gibi görünüyorsun, ancak enerji imzan oldukça farklı.
On the other hand, you do look Sebacean, yet your energy signature, is quite dissimilar.
- Diğer yandan?
- What's the other half?
Ama diğer yandan sen, görevde bile değilmişsin.
You, on the other hand, weren't on the job.
Diğer yandan Sylvia...
Sylvia, on the other hand, she was headstrong.
Diğer yandan, kumarhaneye girişiniz yasaklandı.
In the meantime, you're banned from the casino.
Diğer yandan bu akşamki konserden sonra bitecek, tamam mı?
Besides, it's gonna be over after the concert tonight, okay?
Diğer yandan, Nasedo'nun hala Tess olduğunu bilmiyoruz.
Besides, we don't even know if Nasedo is Tess anymore.
Diğer yandan erkek arkadaşlar bunun içindir.
Besides, that's what boyfriends are for.
Ve diğer yandan, neden senin için tamam ama benim için değil?
And besides, why is it okay for you and not okay for me?
Diğer yandan.
Besides that.
Senin kemik yapın, diğer yandan... 100 % insan.
Your bone structure, on the other hand... is 100 % human.
Diğer yandan, her zaman karşına yeni şeyler çıkar.
On the other hand, something new always comes along.
Diğer yandan, bu bir çeşit fırsat.
On the other hand, it is kind of an opportunity.
Diğer yandan, Amerikan arabaları için ne dersen de.
On the other hand, say what you want about American cars...
Diğer yandan, görevlerini yerine getirdi.
On the other hand, he has fulfilled his duties.
Bozayı bir yandan korkusuz bir yırtıcı diğer yandan hassas bir dev.
The grizzly bear... on the one hand a fearsome predator... on the other, a gentle giant.
Bir taraftan çocukların istekleri bir diğer yandan da kendi sorunlarım.
On one hand are the needs of the kids and my problems on the other.
Diğer yandan, çok hoşsun.
Either way, that's nice of you.
Bir yandan size ihtiyacı var, diğer yandan da sizden kurtulmak istiyor.
He needs you, but he also has to become independent.
Elde böylesine güzel duran bir şey diğer yandan nasıl olup da çirkinliklere neden olabiliyor?
How something so beautiful on one hand could cause such ugliness on the other.
Diğer yandan sen doğuştan her şeye sahipken hiçbir şey başaramadın.
You, on the other hand, were born with everything... and from it, fashioned nothing.
Diğer yandan, burada endişelenmemiz gereken çok şey var.
Besides, we have plenty to worry about right here.
Diğer yandan, mektup gerçekse ve onu aramamalarını söylediyse, bir nedeni vardır.
But if the letter's real, she told them not to look for her.
Diğer yandan geçen hafta yeni oluşan bir yıldızla karşılaşmıştık hatırladın mı?
For another... Remember that protostar we ran across last week?
Bizden biraz daha kısalardır, yüzlerinde değişik pullar vardı, ama diğer yandan sana ve bana oldukça benziyorlardı.
- A little shorter than us, weird scales on their faces. But otherwise, pretty much like you and me.
Diğer yandan, en sevdiğiniz dondurma, tereyağlı ve fındıklı olanı.
Although, I do know your favorite ice cream flavor is butter pecan.
Ama diğer yandan, bu sürpriz olmadı.
On the other hand, it's not surprising.
Ama diğer yandan harika ve özeldir.
But it's also wonderful and special.
- Diğer yandan, Kyle'ın kızgın olmak için haklı sebepleri var.
You know, on the other hand, Kyle has every right to be angry.
Diğer yandan ben hiç susmuyordum.
I, on the other hand, was full of words.
Diğer yandan Aidan..
Aidan, on the other hand...
Diğer yandan Samantha kendini fazla açık görüyordu.
Samantha, on the other hand, saw herself a little too clearly.
- Diğer yandan, ben grevdeyim.
I, on the other hand, am on strike.
Diğer yandan kendi kendime "Nasıl bir örnek oluşturuyorum?" diye düşünüyorum.
On the other, I'm saying to myself, what kind of example am I setting?
Sen, diğer yandan üç tanesini bozmayı başardın.
You, on the other hand, have managed to crash three.
Diğer yandan, Aku oldukça iyi ve yerimizi biliyor, sadece kara birliklerini göndermez aynı zamanda kurtulmamamız için kaçış rotamızı da bloke eder.
On the other hand, Aku is quite brilliant and, knowing our position, would not only send his ground troops to destroy us but would also block our escape route, forcing us to surrender.
Koştuğunda, belkemiği hareket ediyor bir yandan diğer yana, tıpkı bir sürüngen gibi, ancak tüyleri var ve tıpkı memeliler gibi oyuklarda yaşıyorlar.
As he runs, his backbone moves As he runs, his backbone moves from side to side like a reptile's, but he has hair and lives down a burrow, like a mammal.
Yukarıdan aşağıya, bir yandan diğer yana.
From top to the bottom, from the side to the side.
Diğer bir yandan ise sen ve ben.
And you have me on the other side.
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğerleri nerede 149
diğer tarafa 33
diğer bir deyişle 112
diğer taraftan 148
diğeri ise 20
diğeri 113
diğerleri 136
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğerleri nerede 149
diğer tarafa 33
diğer bir deyişle 112
diğer taraftan 148
diğeri ise 20