English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ D ] / Durum nasıl

Durum nasıl traduction Anglais

796 traduction parallèle
Orada durum nasıl?
How are things out there?
Bugünkü durum nasıl?
Is it a good bonus this year?
- Durum nasıl görünüyor?
- How does it look up there?
Oradaki durum nasıl?
How is it there?
Otelde durum nasıl?
What does it look like at the hotel?
Şimdiye kadar ki durum nasıl, Luke?
How do they stand so far, Luke?
Durum nasıl?
What do it look like?
Öteki uçta durum nasıl?
How are things down the other end?
- Cephede durum nasıl?
- How are things going up front?
- Yarın için durum nasıl?
- How does it look for tomorrow?
Durum nasıl?
How's it look?
Sence ondan sonra durum nasıl görünecek?
How do you think that's going to look?
- Tiyatroda durum nasıl?
- How's everything at the theater?
Hayır, durum nasıl?
No, how are things?
Orda durum nasıl?
Ηow's it going down there?
- Frank'in yerinde durum nasıl?
- How are things at Frank's?
- Peki, aşağıda durum nasıl?
- Well, how was it down there?
Tarlalarda durum nasıl Dick?
How are things in the fields, Dick?
- Durum nasıl?
- What do you say?
- Durum nasıl?
- How does it look?
Sweet River'da durum nasıl?
What's it like at Sweet River?
- Hastanede durum nasıl?
- How are things at the hospital?
- Tepede durum nasıl?
- How's it up on the hill?
Durum nasıl?
How is it?
Hastanede durum nasıl?
How is the hospital?
Burada, Berlin'de durum nasıl?
- How is the situation here?
Erik, dışarıda durum nasıl?
How does it look out there, Erik?
Oradan durum nasıl görünüyor?
How do things look from where you stand?
- Yüzeyin altında durum nasıl?
- How is it below the waterline?
- Durum nasıl?
_ How's it look?
Durum nasıl olursa olsun, size dair elimizde bilgi olduğunu inkar edeceğiz.
Whatever the circumstances, we must disclaim any knowledge of you.
Ben de diyemem. Sence durum nasıl çiçeğim?
Neither would I. How do you account for it, my flower?
- Durum nasıl?
- Well?
Anavatan'da durum nasıl?
Well, how are things in the fatherland?
Durum nasıl, Court?
How does it look, Court?
Sizde durum nasıl beyler?
What about you guys?
Durum nasıl?
What's the situation?
- Durum nasıl görünüyor Teğmen?
- How does it look, Lieutenant?
Bu, insanı çok mutsuz edebilecek bir durum, Mary... Nasıl yapacağını bilmeden kendini ifade etmenin bir yolunu bulmaya çalışmak gibi.
Well, that's something that'd make a man very unhappy, Mary - groping for the right lever, the means with which to express himself.
Özel sermayenin dikkatini bu işe nasıl çekeceğiz artık? Durum umutsuz.
How will we interest enough private capital?
- Burada üyeyse garip bir durum. - Nasıl?
- Now, surely that's odd if he's a member.
Sence Duke City, New Mexico'da... nasıl bir acil durum vardır?
How do you like that? What kind of emergency do you suppose they got in Duke City, New Mexico?
Nasıl yani? Bu da acil durum değil mi?
Whay is happening, isn't it an emergency?
Durum nasıl?
Well?
Biz senin adamlarınız, Bob fakat bu durum karşısında nasıl davranacağımızı oylayabiliriz.
Now, we've been your men, Bob but maybe we'll start voting on what gets done around here.
Bu durum ilk nasıl gelişti?
How did that come about?
Mike, bu durum karşısında nasıl hissediyorsun?
Mike, how do you really feel about the whole thing?
Jim, durum böyleyse..... Parma'nın ona hayal kırıklığı yaşattığı konusunda bir adamını nasıl ikna edeceğiz?
Jim, in the face of that, how can we possibly convince one of Parma's men that he's let him down?
- Evet, sizinki özel bir durum. - Nasıl yani?
Yes, yours is rather a special case.
Jihei, bu durum için nasıl bir mazeretin var?
Jihei, what's your excuse for this?
Durum değişti mi? Nasıl yani?
The situation has changed?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]