Nasıl bir şey traduction Anglais
7,728 traduction parallèle
Hep çamurda araç kullanmanın nasıl bir şey olduğunu merak etmişimdir.
I always wondered what mud-dogging was like.
Tamam, ama nasıl bir şey?
Okay, but what does that look like?
- Zoe, seninle tanışmadan önce BlueBell dışındaki hayatın nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum.
Zoe, before i met you, I didn't know what life outside of bluebell was.
Görünmez olmanın nasıl bir şey olduğunu... biliyordum.
I knew what it was like to be invisible.
Nasıl bir şey arıyorsunuz?
What are you looking for, exactly?
Annenle babanı kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
I know what it's like to lose your parents.
Mickey bunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyor.
Mickey's got no idea what he's in for.
Hem sakinleştirici hap nasıl bir şey ki?
What is a roofie, anyway? How much did you give her?
İçinde başka, dışında bambaşka bir insan olmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim.
I know what it's like... to be one person on the inside, and have the world see another.
Bunun nasıl bir şey olduğunu hayal bile edemezsin.
You can't imagine what that feels like.
Leviathan'ın yapmanızı istediği silah, tam olarak nasıl bir şey?
This weapon Leviathan wants you to build... what is it?
Saint Benezet'te yaşamanın nasıl bir şey olduğuna dair.
About how you like it at Saint Benezet.
Ama bir saniye ciddiyetimi koruyup soracağım : "Testisin tadı nasıl bir şey?"
But if I could just be serious for a second, "What do balls taste like?"
Başkalarıyla oynamanın nasıl bir şey olduğunu anlamaya başladın.
You have got to figure out how to play with others.
Eski kocanla çalışmak nasıl bir şey?
So, what's it like working with your ex-husband?
Bunun nasıl bir şey olduğunu bilemezsin.
You don't know what that's like.
Sana sokulmanın nasıl bir şey olduğunu göstereceğim.
I'll show you what it means to be stung.
Nasıl bir şey olduğunu hayal edebiliyor musun? Bir ömür, nefret ettiğin Bir adamın kollarında olmak?
Can you imagine what it feels like to be in the arms of a man you've hated your entire life?
Yalvarmak zorunda olmanın nasıl hissettirdiğini bilmeni hayatın boyunca her şey için özür dilemenin nasıl bir şey olduğunu bilmeni.
Just to know what it feels like to have to beg, to have to go through your whole life apologizing for everything.
Birini öldürmek nasıl bir şey, Lee?
What's it like to kill someone, Lee?
Sameen'in nerede olduğunu söylemezsen Julia senin gibi olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrenir.
You tell me where Sameen is, or Julia will know what it's like to be you.
Seni dönüştürdüğü şu kendine acımaktan bir hâl olmuş pislik yerine tekrar bir insan evladı olmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlayıp bir kere de sen beni kurtarsan ne olur?
So why don't you remember how to be a goddamn human being again instead of this self-pitying piece of shit that he turned you into, and save me for once?
Milyoner bir babaya sahip olmak nasıl bir şey hayal edebiliyor musun?
Oh, boy... can you imagine what it's like to have your daddy as a millionaire? Just dad...
Nasıl bir şey sıradan bir insanı her akşam eve gidip kendi çocuklarını öperek iyi akşamlar dilerken yüz binlerce çocuğu ölüme gönderebilecek biri haline dönüştürebilir?
What transformed this ordinary man into someone who was capable of sending hundreds and thousands of children to their death while going home every evening and kissing his own children goodnight?
- Nasıl bir şey?
- Something...?
Yerinde olmak nasıl bir şey bilmiyorsun.
You don't know what it's been like.
Ya hem orada olup nasıl bir şey bilmezsin?
How you be right there and you don't know nothing?
Nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz, Dr. Morgan.
You know what it's like, dr. Morgan.
Nasıl bir şey olduğunu hayal edebiliyorum.
I can well imagine what that feels like.
Nasıl bir şey olduğunu unutmuşum.
I forgot what this feels like.
Nasıl bir şey görmek istiyorum.
I want to know what it feels like.
İhtiyacım olandan çok daha fazla param var. Ortadan kaybolmak istemenin nasıl bir şey olduğunu bilirim.
I have way more money than I need.
Neredeyse terlemenin nasıl bir şey olduğunu unutuyordum.
I almost forgot what it feels like to sweat.
- Ajan olmak nasıl bir şey?
So, how is being a spy?
Zamanda yolculuk nasıl bir şey?
What's time travel like?
Duyduğum kadarıyla, elinde o kadar değerli bir şey varmış ki nasıl başa çıkacağını bilmiyormuş.
The way I hear it, he's got something so valuable he don't know how to turn it over.
Eyaletin en çok göz ardı edilen yerlerini nasıl koruyacağımı düşündüğümde aklıma yalnızca bir tek şey geliyor.
In examining how to protect the state's most overlooked places, I can finally only come to one conclusion.
Chris, nasıl böyle bir şey dersin?
Chris, how can you even say that?
Kimseye bir şey söylemeden önce olayların nasıl olduğunu bir düşün.
Think about how it went down first before you say anything to anyone.
Bir ön incelemeye gidersek ve yargıç bu davayı uzatırsa, 25 yıl hapsi hiçbir şey olarak düşünürseniz, dava reddedilirse kendinizi nasıl hissedeceksiniz?
If we go to the preliminary examination and the judge tosses this case, if you think 25 years to life is nothing, how are you going to feel if the case is dismissed?
Bu karanlık şey katilinin nasıl bir ucube olduğunu bilmiyorum ama güvenli bir yere ihtiyacın olursa...
I don't know what kind of freak has this killer darkness thing, but if you need somewhere safe...
Dünya benim etrafımda dönüyorken öyle bir şey nasıl mümkün olabilir?
How could that possibly be when the world revolves around me?
Bundan nasıl iyi bir şey çıkabilir?
How can anything good come of it?
Böyle bir şey nasıl yapılır?
What does it take to pull this off?
Müthiş bir şey yaptın, ve bunu nasıl yaptığını hatırlamıyor musun? !
You do one awesome thing, and you can't even remember how you did it?
Böyle bir şey olmasına nasıl izin verebildin!
How the hell could you let someone like this happen? !
Bir tedavi bulmak veya aşı yapmak neredeyse imkansız. Fakat yapabileceğimiz şey, bu salgını nasıl durdurabileceğimiz hakkında elimizdeki her bilgiyi toplamakla başlamak.
Finding a cure or making a vaccine is nearly impossible, but what we can do is take everything we know about how to stop an epidemic and use that knowledge
- Böyle bir veri bulunmuyor. - Böyle bir şey nasıl olabilir?
No such data exists.
Nasıl böyle bir şey olabilir?
How the hell is this happening?
Lütfen. Richard için her şey çok önemli. Bir günde ne kadar yük taşıyabileceğimiz kahvesinin nasıl olacağı.
Everything is important to Richard- - how many loads we can transfer per day, how he takes his coffee.
Yani, bildiklerimiz üzerinden gidersek ki çok bir şey bilmiyoruz, orası kesin, En Çok Arananlar sıralaman nasıl olurdu, "en fena" dan başlayıp "eh işte" ye doğru?
Yeah, I mean, just based on what we know about each other, which is not a lot to go on, I know, how would you rank us in order of Most Wanted, from, like, "super bad-ass", all the way on down to "cause for concern." Hm?
nasıl bir şeydi 29
nasıl biri 157
nasıl bir iş 21
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir his 21
bir şey değil 1063
nasıl biri 157
nasıl bir iş 21
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir his 21
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209