English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ E ] / Emin olmalıyım

Emin olmalıyım traduction Anglais

923 traduction parallèle
Her neyse, öncelikle Nunnally'nin güvenliğinden emin olmalıyım.
I need to ensure Nunnally's safety first.
Dr. Jekyll'ın güvende olduğundan emin olmalıyım.
I must be assured of Dr. Jekyll's safety.
Dr. Jekyll'ın güvende olduğundan emin olmalıyım yoksa bunun hesabını sorarım.
I will be sure of Dr. Jekyll's safety, or I'll make you answer for it.
Aldığından emin olmalıyım.
I want to make sure he gets it.
Cevabın uygunluğundan emin olmalıyım.
I must be sure that it meets with your approval.
Bu mektup Matmazel Deluzy için çok önemli tamamen memnun olduğuna emin olmalıyım.
This letter is so important to Mademoiselle Deluzy I must be sure that you are entirely pleased.
Onun da bana saygı duyacağından emin olmalıyım.
And I'm making certain that he respects me.
- Emin olmalıyım.
- Just wanted to make sure.
Ya kafadan kontak değilse? Emin olmalıyım.
But if it's not a crackpot, I've got to be sure.
Galiba biliyorum, ama tamamen emin olmalıyım.
I think! do, but I have to be absolutely sure.
Köprünün havaya uçtuğundan emin olmalıyım, yoksa onarabilirler.
I must know it is gone. Not before the attack, they'd rebuild it.
Hayatında bir kadın olmadığından emin olmalıyım.
I must be sure there's no woman anywhere.
Senden emin olmalıyım daima seninle görüşemem.
But I'd have to be sure of you. I couldn't keep an eye on you.
- güzel, bundan emin olmalıyım.
- Well, I'll make sure of that.
Evet, ama emin olmalıyım.
Yeah, but I gotta be sure.
Emin olmalıyım.
I wanna be sure.
- Emin olmalıyım.
- I have to make sure.
Kardeşin Mickey olduğundan emin olmalıyım.
I gotta make sure it's your brother Mickey.
Emin olmalıyım kulaklarının, gözlerinin ve her şeyinin şey için biraz daha hazır olduğuna...
And I've got to wait till I'm sure... that your ears and eyes and your everything... are just a little more ready to... Well...
Ben yinede gidip görmek istiyorum, yatakta olduğundan emin olmalıyım.
I'll go have a look at him presently, make sure he stays in bed.
Paranın orada olacağından emin olmalıyım.
I gotta know the money will be there.
Parada anlaşmadan önce bunun memnuniyet verici olduğundan emin olmalıyım.
I'll have to make certain it's satisfactory before we settle on a price.
- Emin olmalıyım.
- l've gotta make sure.
Belki saçmalıyorum, ama emin olmalıyım.
Maybe I'm being foolish, but I must be sure.
Senden izin istiyorum, Vassili'nin doğru suyu getirip getirmediğinden emin olmalıyım?
Ah, will you forgive me if I make sure that Vassili gets the right kind of water?
Emin olmalıyım, öylesine unutkansın ki, Fitz.
I have to make sure, you're so forgetful, Fitz.
Böylece ben de iyice emin olmalıyım ki bu konuda ağzını asla açamayasın.
So that I may be dead sure that you will never open your lips on the matter.
Doğru aldığımdan emin olmalıyım.
I wanna make sure I get this right.
Önce ne kadar kazanabileceğinizden emin olmalıyım.
I should want to first ascertain what your earning potential will be.
Birinin güverteden düştüğümü gördüğünden emin olmalıyım.
I've got to be sure that someone sees me go over.
Uykuya dalmadığımdan emin olmalıyım.
I must be sure not to fall asleep myself.
Bunların düzenli olmasından emin olmalıyım.
I ought to be sure that these things are in order.
Fakat başlamadan önce, Bay Stanton, kesintisiz 20 dakikamız olacağından emin olmalıyım.
But before we begin, Mr. Stanton, I must be certain that we can have 20 uninterrupted minutes.
- İlgisinin devamlılığından emin olmalıyım. - Ona bundan vurdun.
I had to make sure he stayed interested.
Emin olmalıyım!
I must be sure!
Emin olmalıyım.
I must be sure.
♪ Emin olmalıyım ♪
♪ I must be sure ♪
Ancak emin olmalıyım.
But I must be certain.
Emin olmalıyım.
I have to be sure.
Bir adamı bu şekilde suçlamadan önce, kesin emin olmalıyım.
Before I accuse a man of that, I've got to be.
Bunun için sezgilerime bakmalı ve tam emin olmalıyım.
I've got to feel my way, make absolutely sure.
En önce sizin savunulmanız gerektiğinden emin olmalıyım.
I shouldn't have undertaken to defend you in the first place.
Kızın başına kötü bir şey gelmediğinden emin olmalıyım.
Just make sure nothing happens to that girl.
Adamlarımı aşağıya getirmeden önce zararsız olduğundan emin olmalıyım.
But before I bring my people down, I want proof it's harmless.
Ama orada yeterince su bulacağımızdan emin olmalıyız.
But we must be sure we will find enough water there.
Dur da önce salona bir göz atayım, güvenli olduğundan emin olmalıyız.
Better let me case the joint first, see if the coast is clear.
Yırtılmayacağından emin olmalıydım.
I wanted to make sure it wouldn't split.
Ben de sizin kadar şüpheliyim, ama emin olmalıyız.
I'm just as suspicious as you, but we must be sure.
Çocuklarımızın bütün temaslardan kaçındığından emin olmalıyız.
We must protect our children infection.
Doğru açıdan kırıldığına emin olmalıyız. Aksi halde her tarafımız kristal cam olur.
Now, we have to make sure that we hit the correct refractive, otherwise we shall get showered with crystal glass.
Bu yüzden bu işi tek seferde tamamlayacağımızdan emin olmalıyız.
So we'd have to make sure that we make a job of it first time.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]