Eğer sen olmasaydın traduction Anglais
282 traduction parallèle
Eğer sen olmasaydın onunla giderdim.
I'd have gone with him if it hadn't been for you. For me?
Eğer sen olmasaydın, hala hizmetçilerimiz olurdu.
If it weren't for you, we'd still have a servant.
O'da istiyordu. Eğer sen olmasaydın.
And she would have too, if it hadn't been for you.
Eğer sen olmasaydın hayatım bomboş, yalnız ve çekilmez olurdu.
If it hadn't been for you becoming part of my life... all these years would have been empty and lonely... and unbearable.
Eğer sen olmasaydın...
If it wasn't for you...
Eğer sen olmasaydın, iki metrelik çukuru boylamıştım.
Without you I would be now, 2 meters below ground. Yes.
Eğer sen olmasaydın, uzun zaman önce köy havaya uçmuştu!
If it were not for you, he would've blown up the village long ago.
Cidden, eğer sen olmasaydın adam beni çoktan vurmuş olurdu.
Seriously, that guy would've shot me if you hadn't shown up.
Eğer sen olmasaydın Copper asla iyi bir av köpeği olamazdı.
Shucks, if it werent for you, Copperd never have turned into a good huntin dog.
Eğer sen olmasaydın o çoktan ölmüştü!
If it wasn't you he's dead already!
Eğer sen olmasaydın, o pigme kadın bilenmiş mango ile, çok ciddi şeyler...
If it weren't for you, that pygmy woman with the sharpened mango could have seriously...
Eğer sen olmasaydın Efendi benimle kalmaycaktı.
If not for you the Master wouldn't have stayed with me.
Eğer sen olmasaydın, arkadaşlarımı ağırlamam hiç de kolay olmayacaktı.
I wouldn't have been able to have my friends here if it weren't for you.
Eğer sen olmasaydın o şimdiye kadar evlenmiş olurdu.
If it weren't for you, she'd be married by now.
Eğer sen olmasaydın Hiç birimiz hayatta kalamazdık.
None of us would be alive if it weren't for you.
Eğer sen olmasaydın Antaeus beni öldürebilirdi.
Antaeus might have killed me if it hadn't been for you.
Eğer sen olmasaydın şimdi nerede olurdum.
You know where I'd be today if it weren't for you?
Eğer sen olmasaydın, bu olayın üstesinden gelemezdim.
I wouldn't be getting through this thing if it wasn't for you.
Eğer sen olmasaydın, bu kahrolası sandalyede olmayacaktım.
I wouldn't be in this damn chair if it wasn't for you.
Eğer sen olmasaydın... diim Canei'nin av panosunda asıı duruyor olacaktı.
If it weren't for you my tongue would be hanging on Canelli's trophy wall.
Eğer sen olmasaydın buralara kadar gelemezdim bu yüzden sana minnettarım.
If not for you, none of this would have happened... so I wanted to show my appreciation.
Eğer sen olmasaydın... tekrar özgür olmanın nasıl hisettirdiğini asla bilmeyecektim.
If it wasn't for you I would never have known how it felt to be free again.
Eğer sen olmasaydın onu asla bulamazlardı.
If it weren't for you, they'd have never found him.
Eğer sen olmasaydın, Chin'in imparatoru olamayacaktım.
If it weren't for you, I wouldn't be emperor of Chin.
Eğer sen olmasaydın, bir çok şeyi yapabilirdim.
If I didn't have you, I could do a lot of things.
" Eğer sen olmasaydın...
" If I didn't have you
" Evet. Eğer sen olmasaydın ne olurdu?
" Well, how about if I didn't have you?
"Oh, Eğer sen olmasaydın ben ne yapardım"
"Oh, what I'd do if I didn't have you"
" Oh, Eğer sen olmasaydın ben ne yapardım...
" Oh, what I'd do if I didn't have you
Eğer sen olmasaydın, Bütün gün orada kalırdım!
If it wasn't for you, I'd stay in there all day!
Eğer büyülü lambamı kaybetmiş olmasaydım sen de kaybolmazdın.
You wouldn't be lost if I hadn't lost my magic lamp.
Eğer o işi gerçekten sen yapmış olmasaydın, çoktan polise giderdin.
If you hadn't done it, you would have gone to the police.
Eğer sen etrafta olmasaydın ne yapardık ben?
I mean, what would I have did if you hadn't been around?
Eğer bir gösteri yılanın olmasaydı sen onu alır mıydın?
If you did not already have a snake act, would you buy a snake act?
Eğer başımızda sen olmasaydın plajlara bile gelemezdik.
We wouldn't have made the beaches if it hadn't been for you.
Eğer orada bir kum torbası olarak kullanılıyor olmasaydım sen kaçamazdın.
If I wasn't there to be used as a punching bag in order for you to leave fast- -
- Eğer sen böyle iyi bir komşu olmasaydın seni bile tahrik edebilirdi.
If we were not such good neighbors are you telling me she tempts you.
Ve eğer sen o kadar budala olmasaydın... bu haberi senin kendi güvenliğin için bizim yaydığımızı anlardın.
And if you weren't so dumb, you would've realized... that we planted that news story for your own protection.
Eğer karşımdaki sen olmasaydın, bunları asla yapmazdım.
If you weren't who you are, I wouldn't have to.
Eğer bu kadar salak olmasaydın, sen de aynını yapardın.
If you weren't stupid, you'd do the same.
Eğer sen burada olmasaydın, ben de burada olmazdım.
If you weren't down here, I wouldn't be down here.
Eğer bu kız olmasaydı, sen hâlâ Boynuzlu Kral'ın zindanındayın.
If it weren't for this girl, you would still be in the Horned King's dungeon.
Eğer sen ve senin aptalca şakaların olmasaydı, burada olmayacaktık.
If it hadn't been for you and your stupid jokes, we wouldn't be here.
Her neyse... eğer bu sen olmasaydın Başka biri olacaktı.
Anyway... if it hadn't been you, it would have been someone else.
- Eğer ben olmasaydım, sen burada olamazdın.
- You wouldn't be here if it weren't for me.
Demek istediğim, eğer, eğer, sen baygın olmasaydın, Ben bu zor durumda olmayacaktım.
I mean, if, if, you were awake, I-I wouldn ´ t be in this mess.
Ama eğer o olmasaydı sen bu otobüste olamazdın. - Nedenini biliyor musun?
But if it wasn't for him your ass wouldn't be on this bus.
Eğer o olmasaydı, sen şu anda burada olamazdın.
You wouldn't even be here if it weren't for her.
Eğer bana nasıl sevileceğini öğreten kişi sen olmasaydın, Ulysses'le ilgili... şu anda hissettiğim gibi hissetmeme asla izin vereceğimi sanmıyorum.
I don't think I would ever have let myself feel the way I feel now about Ulysses if it wasn't for you teaching me how to love.
Eğer sen ve arkadaşların olmasaydı ben günümü nasıl geçirecektim dostum.
If you hadn't brought your friends along what would I have done with my day, man?
Eğer ki sen Ana İmparatoriçe olmasaydın belki de bu mümkün olabilirdi.
That could have been... were you not... the Queen Mother.
eğer sen 63
sen olmasaydın 39
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
sen olmasaydın 39
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer ben 51
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ölürsem 16
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer mümkünse 45
eğer ben 51
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ölürsem 16
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer mümkünse 45