English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Güneye

Güneye traduction Anglais

2,883 traduction parallèle
Eminim, Queen Caddesi, güney tarafı. Güneye doğru git!
Definitely Queen Street, South side, going west.
4-9 nolu birlikten, SRU birimine! Olası saldırgan şahıslar, Simcoe yönünden güneye gidiyorlar.
Unit 4-9 to SRU, possible Amber Alert vehicle, going southbound Simcoe.
Duncan'dan güneye yöneliyoruz.
We'll head south on Duncan.
Güneye gitmesi için bir orduyu davet etmek üzereyim.
I am about to invite an army to march south.
Güneye geldiğimizde, büyük Floransa Cumhuriyeti var,... - Kimin kontrolünde?
Moving south, we have the great Republic of Florence, ruled over by the...?
Burada, güneye doğru büyük Napoli Krallığı var.
Now, here, to the south, is the great kingdom of Naples...
Fakat Alplere doğru güneye indiğimizde karşımıza Milan Dukalığı çıkıyor.
But travelling south across the Alps... we find the dukedom of Milan.
Peki neden Fransız Kralı güneye yönelsin ki?
But why would the French King march south, hm?
Beyaz Liman'da güneye giden bir gemi bulurum.
I'll find a ship heading south in White Harbor.
Çok daha güneye gitmek niyetindeydim.
Meant to get much further south than this.
Uzun gece gelmeden önce olabildiğince güneye gidecektim.
As far south as south goes, before the long night comes.
En son dörtnala güneye giderken görülmüş.
Last seen galloping south in some haste.
- Güneye.
- South.
Kuzeye, güneye değil!
North, not south!
- Güçlü bir orduyla güneye gidiyor.
- He moves south with a strong host.
20.000 kuzeyli, altın sıçıyor mu diye bakmaya güneye geliyor.
20,000 northerners marching south to find out if he really does shit gold.
Merkez, Ethel'de güneye doğru aşırı hızla giden, beyaz bir kamyoneti takip diyoruz.
Squad, we have a white van traveling at a high rate of speed, southbound on Ethel.
1933 yazında, Charlie Houston kendisiyle birlikte okul şartlarını araştırmak için külüstürüne atlayarak güneye gelmemi istedi, ben arka koltukta oturacak kucağımdaki daktilomla not tutacaktım.
In the summer of 1933, Charlie Houston asked me to drive down South with him in his beat-up old jalopy to study school conditions, me sitting in the backseat, typewriter on my lap, taking notes.
Güneye giden bir trene her binişimde, geri dönüp dönemeyeceğimi bilmiyordum.
Every time I got on a train headed down South, I didn't know if I was coming back.
Gidebildiğin kadar güneye git!
Go as far south as you can!
Güneye ne kadar gidersen o kadar güvenli olur.
The further south you go, the safer it is.
Kral Renly'e olan bağlılık yeminimizi yapmak ve güneye gidip güçlerimizi onunkiyle birleştirmeliyiz.
Pledge fealty to King Renly and move south to join our forces with his.
Oğlunuzun kuzeyli ordusuyla güneye geldiğini biliyor musunuz?
Did you know that your son is marching south with an army of northmen?
Güneye gidiyormuş.
He's heading south.
Gözcülerimiz, Stark ordusunun Lord Frey'in askerleriyle birlikte İkizler'den güneye ilerlediğini bildirdi.
Our scouts tell us the Stark host has moved south from the Twins with Lord Frey's levies in tow.
Ve bu şekilde güneye yaklaşık 1,000 km hızla devam ederseniz Güney Afrika'nın ucuna ulaşırsınız.
And you know, if you carry on that way, so south, about... I don't know about 1000 kilometres you get to the end of South America and from then on there's nothing till the Antarctic.
Fakat insanlar kuzeye yönelirken dev buz duvarı güneye doğru hareket ediyordu.
But while humans head north, a giant wall of ice travels south.
Güneye gitmemizi istiyor. New Paltz, Jersey Delaware, Florida.
He has us going south- - New Paltz, Jersey,
Kuzeyden güneye inanılmaz bir çeşitlilik vardır.
The variation from north to south is extreme.
Güneye gittikçe daha da kuraklaşır.
And the further south you go, the dryer it gets.
Yeterince güneye gidince ada bir kez daha değişerek çalılıklar ve iğneli ağaçlarla kaplanır.
Go far enough south and the island changes once more into a landscape of scrub and spines.
Bir kaç haftaya güneye gideceğim.
I'm heading south in a couple weeks.
Anladım, planım biraz burada, yukarıda, çalışmak ve daha sonra güneye doğru devam edip ;
Got it, well, the plan is to do a little more work up here.
- Güneye dopru gitmek mi? - Kuzey senin kafansa- -
Head down South?
Güneye. Morgan'ın benzin tüketimi teorisine göre kazadan 105 kilometre önce depoyu doldurmuş olmalılar.
Morgan has a theory that, based on the gas mileage, they must have filled up within 70 miles of the accident.
Portekiz üzerinden, güneye ilerlemek.
To the south, via Portugal.
Kuzey gökyüzünü taramak için Hawai'deki Keck teleskobunu, güneye bakmak içinde Şili'deki geniş teleskobu kullanıyor.
He used the Keck Telescope in Hawaii to look at the northern sky, and a very large telescope in Chile which looks out on the southern sky.
Güneye, sarayın olduğu istikametten.
Due south, towards the palace.
... gemi şu anda rota değiştirdi ve muhtemelen güneye yol alıyor.
... as we speak, is changing its course and possibly heading south.
Şimdi ya batıya yönelip Brest'e gideriz, Ve şehre ulaşmadan sınırı geçeriz, Ya da güneye, Ukrayna'ya yöneliriz.
Now, we can either go west towards Brest and cross the border before we hit the city, or we can go south towards Ukraine.
Güneye
Southern.
Birkaç sokak güneye.
A few blocks south.
Alison'ın büyükannesini hatırlıyor musun? Güneye taşınan.
You remember Alison's grandmother, the one who moved down South?
Güneye veya batıya git.
Go south or west.
Güneye doğru gidip karşısına çıkmalısın.
You should be hitting a one-way. Head south to initiate intercept.
Güneye uçmak için çok soğuk.
Well, it's too cold to fly South now.
Kuzeye mi yöneleceğim yoksa güneye mi?
Do I follow it to the North or South?
RR ile hat anlaşması yapabilirim. Ya da daha güneye inip MM ile işi bağlarım.
I can build a beltline to the RR or to the MM line, further south.
General Sherman'la beraber güneye inenlerdenim.
I was with General Sherman on his march south.
Güneye dön, alçaktan uç.
Due south. Fly low.
Güneye dön.
'Cept for the South.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]