Hatırlarsan traduction Anglais
1,056 traduction parallèle
Hatırlarsanız, ben de görmek istedim, ama vermediniz. ... Ancak resimleri ellemiştim.
Remember I wanted to see'em and you wouldn't let me and I even touched'em?
Senin dilin çok uzadı, Luther. Hatırlarsan Maddox daha önce de sana haddini bildirdi. Bakarsın bu kez farklı bir şeyler dener.
You talk a big noise, Luther, but Maddox put water between your legs once before, and I think maybe the mold is set that way.
- Böcek, hatırlarsan.
- Oh, the insect, you recall.
Hatırlarsan, biz epey yakındık.
We were rather close, if you'll remember.
Hatırlarsan, boşanmıştık.
We were divorced, remember. We had been for two years.
Eğer hatırlarsanız yeni bir şövalyeye ek bir isim bahşetmek adettendir.
If your lordship recalls... it is the custom to grant the new knight... an additional name.
Şimdi yeni bir şeyler öğrendin... ve de... bunu hatırlarsan iyi olur.
Now you've received some new training... as you call it... and you'd better remember it.
Hatırlarsanız o zaman Sussex torpidolanmıştı [3].
An incident after another one...
Henüz sen küçük bir kızken bana bir söz vermiştin hatırlarsan....
Do you remember the promise you made me when you were a little girl? And yet...
Hatırlarsan Cross, dinlediğim tek müziğin ne çaldığımın hiçbir önemi olmadan, diğerleri işe gittiğinde her sabah birlikte çaldığımız o müzik olduğunu düşünürdüm.
You know, Cross, I used to think that the only music I would ever hear, no matter what I was really playing, was the music we played each morning when the others went out to work.
Hatırlarsanız bu birimlere "çocuklarım" derdi.
You remember how he called them "my children".
Hatırlarsan, kadınlar ilk başlarda gevşek davranıyordu.
If you recall, the women seemed listless at first.
Normalde bu tür sorunlarla sizleri rahatsız etmezdim ama, hatırlarsanız şayet, geçen fırtınada savunma devrelerim harap olmuştu bu yüzden, tüm savunma sistemlerini elle aktif hale getirmeniz için 35 saniyeniz var.
Normally I wouldn't bother you boys with this problem... but as you recall my defensive circuits were destroyed in that other storm. Therefore you have 35 seconds to manually activate ALL defensive systems.
Eğer hatırlarsan arasın değil mi?
Well, if it comes back to you... get in touch, eh?
Hatırlarsanız Bay Scanlon, pek çok kez bunu tartıştık. Başkalarıyla birlikte geçirilen zaman çok iyileştiricidir.
Remember, Mr. Scanlon, we've discussed many times... that time spent in the company of others is very therapeutic.
Hatırlarsanız, Helga şarkı söyleyen bir çocuğun yanı sıra bir de evden bahsetmişti.
If you recall, as well as a child singing, Helga also mentioned a house.
# Ve hatırlarsan
And if you remember
Başka bir şey hatırlarsan, bizi nerede bulacağını biliyorsun.
Think of anything else, you know where to find us.
Hatırlarsanız, "penis kıskançlığı" kavramı erkeklerin egemen olduğu bir ortamda ortaya atılmıştı...
Let's remember that the term "penis envy" was created in a predominantly male atmosphere...
Yaşın önemi yok, diye sözleşmiştik hatırlarsan.
I thought we said once that age didn't matter? !
Ama hatırlarsan o ev perili diye ün salmıştı.
But you remember that even then that house had a reputation for being a haunted house.
Resme bak, eğer onu hatırlarsan beni ara.
Well, keep the picture.
Ben de onun gibiydim hatırlarsan.
So was I, if you remember.
Hatırlarsan onu gayet adil bir şekilde kazanmıştım.
Hey, remember you lost her to me fair and square.
Bak, eğer herhangi bir şey hatırlarsan, beni bu numaradan ara, tamam mı?
Look, if you remember anything, call me at that number, all right?
Hatırlarsan fazla şişmandım.
I was always too fat, remember?
Bu arada, bir şey hatırlarsanız, herhangi bir şey... Meselenin Takip Komisyonu'na kadar gitmesine hiç gerek yok.
By the way, if you do have something, anything it wouldn't have to go through the Chase Commission.
Hatırlarsanız beni buna içinizden biri bulaştırdı.
If you two remember correctly... you're the ones that got me into this.
Pekala şarabı hatırladığın gibi Kızıl Boğa'nın ininin yolunu hatırlarsan...
Well, if you should happen to remember the entrance to the Red Bull's lair as well as you remember wine -
Kaptan eğer bir şey hatırlarsanız bizi arar mısınız lütfen?
Captain, if you happen to remember anything, could you please give us a call?
Anlarsınız ya, fikriniz değişirse, ya da kontenjan boşalırsa, benim durumumu da hatırlarsanız, gerçekten sevinirim.
You know, someone happens to bow out, or a spot opens up I would appreciate it if you could keep me in mind.
Birkaç kuruşa çalışmadığınızı hatırlarsanız, üstesinden kolaylıkla gelebileceğimiz bir yorum sorunumuz var.
We have a conceptual interpretation problem, which is easy to overcome if you forget that you're dancers working for a couple of bucks.
Hatırlarsan önce sen bana geldin?
Look, you came to me, remember?
Hatırlarsan, o sabah Surrey'e kadar 30 mil yürüyerek temiz hava aldım.
Remember, I have breathed 30 miles of Surrey air this morning.
Hatırlarsan Bonzo Barry'yle önemli bir randevumuz var.
Remember, we got a very important meeting with Bonzo Barry.
Hatırlarsan geçen sefer, ikimizde emir eriydik.
The last time, as I remember, both of us were taking orders.
Hatırlarsan bir kaç gece önce avludaydık.
Remember a few nights ago in the courtyard?
Birşey hatırlarsanız, çok yardımcı olursunuz.
If you remember anything, let us know. I appreciate your help.
- Sanırım, adımlarınızı hatırlarsanız?
- I guess you'll remember the steps?
Ve, eğer hatırlarsanız, bizim en iyi savunma oyuncumuzdum.
And, if you'll recall, I was our best defensive player.
Hatırlarsan, biz de ona aitiz.
But remember, we belong to him.
Hatırlarsan insanlara karşı güzel davranın, yardımcı olun demiştin.
Remember how you always say it's important to do nice things for other people?
Al, hatırlarsan tekerlerimiz patlak, köprü yıkılmış ve Honolulu'da millet çok eğlenmekte.
Al, may I remind you that somebody has slashed our tires, the bridge is washed out, and somewhere in Honolulu, there's a family going, "Ahh."
Hatırlarsanız, ona Köprü'den uzak durmasını emretmiştiniz.
Remember, you ordered him to stay off of the bridge.
Hatırlarsan ben beğenmemiştim.
No. If you remember, I didn't like it.
Koca Kızıl bilirsin, düşündüm de hatırlarsan geçen ay bir gece yemek tarifi takasından döndüğünde garip bir şekilde, nasıl desem sen azmış bir vaziyette geldin.
Oh, uh, Big Red... you know, I've been thinking. Remember about a month ago, one night you came back from swapping recipes... strangely, how could I say, horny as a toad.
Hatırlarsan çocuklara bir okul projesi için para gerektiğini söylemiştin.
And remember you told me that the kids needed money for a school project?
Hatırlarsan dünyadaki tüm paraya karşılık bile benimle çıkmayacağını söylemiştin.
Remember saying you wouldn't go out with me for all the money in the world?
Hatırlarsan, baban burayı önce avcı kulübesi olarak inşa etmişti.
If you remember, your dad built this as a hunting retreat at first.
- Hatırlarsan, Ashley'in öğretmeni...
- Remember when Ashley's teacher- -
Peg, hatırlarsan ukala bir ağız yalnız kalmış bir ağız demektir.
Peg, remember, a smart mouth is a lonely mouth.
hatırlarsanız 25
hatırlamıyorum 685
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlamıyorum 685
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20