English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ H ] / Hayal

Hayal traduction Anglais

44,114 traduction parallèle
Yiyorum, pencereden dışarı bakıyorum, buraya geliyorum, sanırım, hayal de kuruyorum.
I eat, I look out the window, I come out here, I think, I daydream.
Ve bu teselli sayılır mı bilmiyorum ama bir sonraki hayal cumamız...
And I don't know if this is any consolation, but at our next Dream Friday...
- Hayal gücüm mü acaba?
my imagination?
Buraya giden bir camelade hayal edemiyorum.
I can't really imagine a whole camelcade going through here.
♪ hayal gücün en büyük İnci olduğunu ♪ ♪
♪ your imagination is your greatest Pearl ♪
Hayatımın nasıl bir şey olacağını hayal etmişimdir.
It's not what I imagined my life would be like.
Hayal gücü başka bir dünya var ♪
♪ Imagination is there another world ♪
♪ hayal gücün en büyük İnci olduğunu ♪
♪ Your imagination's the greatest Pearl ♪
Tam da böyle hayal etmiştim.
Everything I imagined it would be.
Başarısızlığından hayal kırıklığına uğramış olan Kuratov Iri- -
Disappointed by his failure, Kuratov iri- -
, Ben kızımı hayal ettim,
, I dreamed about my daughter,
Müziğimiz gerçek, hayal falan değil.
Our music is a reality. Ain't no fucking dream.
Hayatın boyunca bunu hayal ettin.
This is what you dreamed of your whole life.
Onlara baktım ve baba olduğunu hayal etmekten kendimi alamadım.
I was looking at them, and I.. And I couldn't help but too imagine what you'd be like, if you were dad.
Bana hayal kırıklığı yaşattın, Dom.
I'm disappointed in you, Dom.
Kusura bakma ama seni bir takım elbise içinde hayal edemiyorum.
Sorry, but I just can't picture you in a suit.
Hayal edebiliyorum.
I would imagine.
Çünkü tek yapmak istediğin oturup game of thrones'u izlemek ve Jaime Lannister'ı hayal etmek.
Because all you wanna do is sit around watching "game of thrones" and fantasize about Jaime lannister!
Peki, paraları geri ödemeyi nasıl hayal ediyorsun?
So, how you figure on paying this monies back?
Böyle birisini çay torbasıyla doldurduğunu hiç hayal etmemiştim.
I've never even imagined tea-bagging someone like that.
- Yalnızca hayal edebiliyorum.
One can only imagine.
Elçiliğe girip ortalığı kimsenin burnu bile kanamadan temizleyeceğimizi sanıyorsan hayal görüyorsun.
You're dreaming if you think we're gonna go in there and clean this up nicely.
Önceden gerçek bir hayatı hayal bile etmemiştim.
I never dreamed before of having a real life.
Korku filmi gibi bir yer hayal etmiştim. Daha çok bağımsız bir film setinden fırlamış gibi.
I was expecting something out of a horror movie, this is more like something out of an independent movie.
Daha az pozitif bir ek yapayım, seni hayal kırıklığına uğrattığıma inanıyorum.
On a less positive note, I believe I failed you miserably.
Kendimi ara ara hayal kurarken buluyorum. Bir gün biri karşıma çıkıp bana bir şey diyecek veya yapacak ve bana kendimi telafi etme fırsatı verecek diye bekliyorum.
So much so, I find myself fantasizing that somebody will come along one day and say or do something to me that'll offer me the chance to redeem myself.
Beyler, sıradan askerlerin zaaflarını taşımayan bir ordu hayal edin.
Gentlemen, imagine an army not burdened with the weakness of ordinary soldiers.
Biraz hayal kırıklığı yaratıyor.
It's kind of disappointing.
Her kız çocuğunun günün birinde yapmayı hayal ettiği şeyi yapacağım.
I'm gonna do what every girl dreams of doing at one point or another...
Biliyorum ama sanırım birlikte alışverişe çıkıp halk içinde el ele tutuştuğumuzu hayal ettim. Daima elimizin altında bir silah ve kaçış planı tutmak değil.
I know, but... guess I just imagined us going grocery shopping together, holding hands in public, not having to have a gun and an escape route handy at all times.
Val sana bizzat ilgi göstermediğim için hayal kırıklığına uğradığını söyledi ben de Ajan Trumbull'ı evine yolladım.
Val said you were disappointed I wasn't giving you enough personal attention, So I sent agent trumbull home.
Bilmiyorum, her zaman onunla tanıştığımı hayal ettim.
I don't know, I always imagined that when I'd meet her,
Ya o hayal ettiğim gibi değilse?
What if she's nothing like I imagined?
Ya ben, onun hayal ettiği gibi değilsem?
What if I'm nothing like how she imagined?
Bütün hayatım boyunca nasıl olacağını hayal ettim ve sonunda onunla tanıştığım an, kendimi burada buldum.
My whole life, I imagined what it would be like, and... the moment I did finally meet her, I was taken here.
Sadece hayal görüyorum.
I'm just dreaming.
Hayal meyal hatırlıyorum, biri beni kollarında taşıdı. Yerimi değiştirdi.
I kind of remember someone carrying me in his arms.
TJ'i yıllardır tanırım ve helikopterden atlayacağını hayal bile edemiyorum.
I mean, I've known TJ for years and I can't imagine him jumping out of a helicopter.
Onu hayal kırıklığa uğradığını görmekten nefret ediyorum.
I'd hate to see him disappointed.
Hayal etmek zor.
It's hard to imagine.
Hayal edebiliyor musun?
Can you imagine?
Çocuklar hayal dünyası ve gerçek dünya arasında bir yerde sıkışmışlardır.
Children often get caught halfway between fantasy and... and reality.
Bir çiftle ilk tanıştığımda, onları cinsel münasabet halinde hayal ederim.
When I first meet a couple, I visualize them fornicating.
Şehirdekilerin Ziggy'nin rızamla yapılan sevgi dolu bir seks ürünü değil de tecavüzle doğan bir bebek olduğunu öğrendiklerini hayal edebiliyor musun?
Can you imagine if the people in this town found out that Ziggy wasn't a product of consensual, loving sex, but a product of rape?
Hayal görüyorsun, dostum.
Well, I think you're seeing things, man.
Sana dönüp bakmamayı hayal edemiyorum.
I mean, I can't imagine not looking back at you.
Çoğu zaman seviyorum. Çünkü camın kırıldığını ve dışarıda olduğumu hayal edebiliyorum.
Most days I love it, because I can imagine the glass falling away and I'm outside.
Kendimi hep New York'ta bir pastanede çalışırken hayal etmişimdir.
I always imagined myself working in a bakery in New York.
Belki de hayal ürünümdür.
Yeah, maybe he is a figment of my imagination.
Hayal gücüm mükemmeldir.
I have a really excellent imagination.
Annemin dediklerinden sonra bir an hayal etmeye başladım. Olly araba yoluna park ediyor.
After what my mom said, I started imagining this moment where Olly pulls up in the driveway.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]