Hayal bile edemezsin traduction Anglais
333 traduction parallèle
Bunları bulana kadar ne kadar soğuktu hayal bile edemezsin.
You can't imagine how cold I was until I found them.
O manzaranın ne kadar harika olduğunu hayal bile edemezsin.
You can't imagine what a wonderful sight it is.
Ama hayal bile edemezsin.
But you simply can't imagine.
Benimle konuştuğunu onlara söylediğimde bana ne yaptıklarını hayal bile edemezsin.
When I told them down there that you had spoken with me... you can't imagine what they did to me.
Seni ne kadar özlediğimi hayal bile edemezsin!
You can't imagine how much I missed you!
Çektiğim acıyı hayal bile edemezsin.
You can't imagine the pain!
Venedik nasıl bir yer olduğunu hayal bile edemezsin!
You've got to see it. You can't imagine what Venice is like!
Kendisine İngiltere Kralı denen bir adamın kafasına dokunduğumda, hissettiklerimi hayal bile edemezsin.
You can't imagine my feelings, when I touch the head of a man who calles himself the king of England.
Hayal bile edemezsin...
You can't imagine...
Nasıl bir mutluluğun seni beklediğini hayal bile edemezsin.
There is so much happiness waiting for you.
Birini sevmenin ne demek olduğunu hayal bile edemezsin!
- You can't even fathom what it means to love someone!
Ne kadar mutlu olduğumu hayal bile edemezsin.
You can't even imagine how happy!
Hayal bile edemezsin ne kadar şanslı olduğumu.
You can't even imagine how lucky I am!
Yaptıklarını hayal bile edemezsin.
You can't imagine all the things he did.
Nasıl olduğunu hayal bile edemezsin.
You can't imagine how jealous!
Hayal bile edemezsin.
You didn't have to guess what was goin'on there.
Burada başıma neler geldi hayal bile edemezsin.
You can't imagine what my lot was in there.
Bana yaşattığın onca ızdırabı hayal bile edemezsin.
You cannot imagine the grief you cause me.
Savaş boyunca burada neler olduğunu hayal bile edemezsin.
You have no idea what things happened here during the war.
- Oh, hayal bile edemezsin..
- Oh, you have no idea.
Hayal bile edemezsin.
You cannot even imagine.
Korkunun pençesindeki bir kadını izlemenin bana vereceği zevki hayal bile edemezsin.
You cannot imagine the pleasure it gives me to watch a woman in a grip of fear.
3 sterlin ile ne yapacağımızı hayal bile edemezsin.
You can't imagine the things we can do for three quid.
Bunu hayal bile edemezsin.
You can't imagine it.
Hayal bile edemezsin.
Wasn't she wonderful?
Ne kadar güzel olduğunu hayal bile edemezsin.
You don't realize how beautiful you really are.
Ne kadar olduğunu hayal bile edemezsin!
You can't imagine how much.
Sonra cinayet silahını sordum, çünkü herşey inanılmaz karışıktı... Ne kullandığını hayal bile edemezsin.
Then he asked what had been the murder weapon, because looking at the mess... he couldn't imagine what had been used.
- Kim olduğunu hayal bile edemezsin..
- Bet you can't imagine.
Hayal bile edemezsin.
You can't imagine it.
Bununla öyle bir ilgilenecekler ki hayal bile edemezsin.
They'll take care of it... on a level so high, you can't even imagine.
Ev gelştirme işinde ne kadar para olduğunu hayal bile edemezsin.
You can't imagine how much money there is to be made in the home-improvement business.
Öyle duygusal şeyler paylaştık ki hayal bile edemezsin.
We've had experiences of the heart you couldn't even imagine.
Gördüğüm rüyayı hayal bile edemezsin!
You cannot even imagine what did I dream of!
Bu kasabada gördüğümüz acıyı hayal bile edemezsin.
You cannot imagine the suffering we've seen in this town.
Hayal bile edemezsin.
You can't imagine.
Nelere katlandığımı hayal bile edemezsin.
You can't imagine what I put up with.
Çok dayanıklıydı. Yaşadıklarını hayal bile edemezsin.
So resilient--you can't imagine what a life he had.
Buraya gelmek için uydurduğum bahaneleri hayal bile edemezsin.
You can't imagine the excuses I made up to come here.
Bunun nasıl bir şey olduğunu hayal bile edemezsin.
You can't imagine what that was like.
Bana yaşattıklarını hayal bile edemezsin.
You have no idea what you've put me through.
Bu kadar soğukkanlı katilleri hayal bile edemezsin.
You can't imagine such cold-blooded killing.
Onunla olabileceğini hayal bile edemezsin.
You can't even imagine who you've been with.
Seni öyle okşarım ki hayal bile edemezsin.
I'd fondle you im ways you can't imagine.
Ne kadar soğuk olduğunu ve ne kadar sert çizgiler oluşturuğunu hayal bile edemezsin.
You can't imagine how cold it is, and what harsh outlines it creates.
Uygun bir parti teması bulmak ne kadar zor, hayal bile edemezsin?
You can't imagine how hard it is to find an appropriate theme party. And then it hit me.
Belediyede işlerin nasıl olduğunu hayal bile edemezsin.
You can't imagine how things are at the town hall.
Evlat, bunun sebep olacağı baş ağrısını hayal bile edemezsin.
Son, you can't imagine the headaches this would cause.
Loris, ne kadar şey olduğunu hayal bile edemezsin -
Loris, you can't imagine how much I- -
Federasyon bu kolonileri terk ettiğinden beri hayatımın nasıl değiştiğini hayal bile edemezsin.
You can't imagine how my life has changed since the Federation abandoned these colonies.
Onun için bunun nasıl olduğunu sen bile hayal edemezsin.
You can't even begin to imagine how it is for her.
edemezsin 37
hayal 40
hayalet 78
hayaller 22
hayal et 37
hayal kırıklığı 16
hayal meyal 31
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayal gücü 25
hayal 40
hayalet 78
hayaller 22
hayal et 37
hayal kırıklığı 16
hayal meyal 31
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayal gücü 25