Her zaman söylerim traduction Anglais
282 traduction parallèle
Her zaman söylerim, bu çevrede ki en güzel yerdir.
Loveliest spot in all deepwater, i always say.
Her zaman söylerim "geç olsun güç olmasın."
Well, I always say, "Better late than never."
Her zaman söylerim, "Dakiklik nezaketin en büyük göstergesidir."
But I always say, "Punctuality is the politeness of kings."
Her zaman söylerim "kızını dövmeyen dizini döver."
I always say, "Spare the rod and you spoil the child."
Elbette. "İş eğlenceden önce gelir" her zaman söylerim.
Of course. "Business before pleasure," I always say.
Ben genç çiftlerin beklemesi gerektiğini düşünmüyorum, her zaman söylerim bir erkeğin kendi yerinde çalışırken yardıma ihtiyacı vardır ve bunun en kolay yolu çocuk sahibi olmaktır, özellikle de erkek çocuklar.
You know, I don't believe in young folks waiting. I always say a man needs help on his place, Stick out your tongue. And the only way to get it is to have children, especially boys.
Ona ne yapacağını her zaman söylerim.
Never. He just do what I tell him, always.
Her zaman söylerim, İngiliz erkeklerinin tuhaf zevkleri var.
I always did say that Englishmen have strange tastes.
Ve her zaman söylerim çocuğu olmayan kadın asalaktır.
And I say a woman without a child is a parasite.
Her zaman söylerim, insanın geniş bir bakış açısı olması gerekir.
One must take the broader view I always say.
- Her zaman söylerim... etli börek dedin miydi... akan sular durur... - Tabakları yıka.
Clean plates.
- Her zaman söylerim "Farklı olan ne?"
- I always say "What's the difference?"
Her zaman söylerim, kimse İrlandalılardan daha nazik olamaz.
- Oh, you're all the same. I always say there's nobody like the Irish for manners.
Her zaman söylerim- -
I always say that...
Her zaman söylerim, tüm farklılığı... yeni perdeler yapar.
I always say, new curtains... make all the difference.
Her zaman söylerim. Nüfuzlu dostlar iyidir.
Well, like I always said, it's nice to have influential friends.
Ben her zaman söylerim, Ona öğretmeliyiz, yoksa kimin yapacağını biliyorum.. Polis..
I tell you, Enid... if we don't teach him, I know who will... the police.
Her zaman söylerim, tatmin olduğun kadarı yeterlidir.
Satisfactory is satisfactory, I always say.
" Her zaman söylerim, ben bir gezginim.
''I've always said that I was a rover.
Her zaman söylerim, böyle kadınlar pis bir fahişedir.
I've always said, women like that are filthy whores.
Her zaman söylerim, savunma için milyonlar verilir. Ama haraç için bir sent verilmez.
I always say millions for defence but not one cent for tribute.
Her zaman söylerim :
It's my regular mantra :
Her zaman söylerim benim benzerim seninkinden daha akıllı!
I always said my double was smarter than yours.
Her zaman söylerim, kanıtlamanın en iyi yolu görsel deneyden geçer aksi takdirde hiç bir zaman öğrenemezsin.
I always say it's best to prove things by actual experiment or you'll never get educated.
Ona kiminle olduğumu her zaman söylerim.
I always tell him who I'm with.
Ağabeyin... Paranın, yarın ölmeyeceksen gerekli olan bir şey olduğunu her zaman söylerim. Değil mi, Carl?
Your brother... I always say money's something you need in case you don't die tomorrow.
Her zaman söylerim, ne olacaksa olsun, üzerine git.
I ALWAYS SAID YOU'D GET AHEAD,
Her zaman söylerim, ne olacaksa olsun, üzerine git, Logan.
I ALWAYS SAID YOU'D GETA HEAD, LOGAN.
Paranın, yarın ölmeyeceksen gerekli olan bir şey olduğunu her zaman söylerim. Değil mi, Carl? Naber?
Well, money's only something you need in case you don't die tomorrow.
Her zaman söylerim bir götü takdir etmek için rahip olmak gerekmez!
I always say it takes a monk to take appreciate a piece of ass!
Size her zaman ne söylerim ben elime iyi bir iş geçtiğinde sizi de ortak ederim.
Remember how I always said... when I got something good, I'd cut you in?
Pekala, Jane seni sorduğu zaman gidip onu karşılamaktansa kalıp balık avlamayı tercih ettiğini söylerim.
All right then, when Jane asks for you I'll tell her you'd rather stay and fish than go and meet her.
Zihin sükunu her zaman midede başlar, bunu hep söylerim.
Peace of mind always begins in the stomach, I always say.
Bunu her zaman söylerim!
That's what I always say!
Her zaman plak almanın mal almak gibi olduğunu söylerim.
And I always say buying a record is like owning a possession.
Hep söylerim, açık ve kesin bir dil insanları her zaman biraraya getirir.
That's what I've always said the world needs : More simple understanding to bring people together.
Annemi arayıp ne zaman geleceğini söylerim.
You can call my mom and let her know when you're coming.
Her zaman senin bu bakıcılık işinde çok iyi olduğunu söylerim. |
I always said you'd make a fabulous girl scout. -
Ne zaman olacağını söylerim.
I'm not marrying her yet.
Her zaman bunu söylerim.
That's what I always say.
İşimiz bittiği zaman seni aramasını söylerim.
How'bout if I have her call you back when I'm done.
Çünkü ben her zaman gerçeği söylerim.
Because i always tell the truth.
Sana her zaman doğruyu söylerim.
I always tell you the truth.
- Gerçeğe ulaşmak için her zaman yalan söylerim.
I always lie my way to the truth.
Her zaman kendime söylerim :
I always tell myself
O zaman, yangınla ilgili her şeyi yanlış hatırladığımı söylerim.
Then I'd know I just dreamed the whole thing about the fire.
En başarılı erkeklerin her zaman en iyiler olduğunu hep söylerim.
Why, I always say the most successful men are always the nicest.
Belki o zaman söylerim.
I may feel sorry for her and tell you.
Ben yaşlı bir nineyim ama hoplayıp zıplayabilirim. Bayılana kadar dans ederim hatta arada hip-hop yapıp her zaman şarkı söylerim.
I'm a hip old granny who could hip-hop, bebop, dance till ya drop, and yo, yo, make a wicked cup of cocoa.
Her zaman söylerim.
What a comfy chair.
O zaman kendim söylerim.
I'II tell her myself, then.