Hâllederim traduction Anglais
194 traduction parallèle
O sorunu ben hâllederim. Müsaadenizle.
What did she mean by that?
Bunu ben hâllederim.
I'll take care of this one.
Gerisini ben hâllederim.
I'll do the rest.
Ben hâllederim, hadi.
I got it. Come on.
Bana yardım edecek birini istemem, ben hâllederim.
I don't need anybody to help me.
Ben hâllederim.
I can handle it.
- Ben hâllederim.
- l can manage.
Tamam hâllederim.
Oh, I'll get it.
Şurada bir yarık var, onu da hâllederim herhâlde.
I can probably get that out for you.
Ben her şeyi hâllederim.
I'll take care of everything.
- Ben hâllederim.
- It'll hold, I'm telling you.
- Merak etme, ben hâllederim.
Don't worry! I'll cremate her!
Sen seslerle ve ses izolasyonuyla ilgilen. Gerisini ben hâllederim.
You do the sound and the soundproofing, and I'll take care of the rest, all right?
Sen sadece parla. Ben her şeyi düşünür hâllederim.
You shine, I'll think and make it happen, okay?
Hâllederim ben.
I got it.
Hayır, ben hâllederim.
No, I'll take care of it.
Ben hâllederim.
I'll handle it.
Ben hâllederim.
I can do it. I can do it. Thanks.
Dert etme, hemen hâllederim.
Don't worry, I'll be fast.
Ben hâllederim.
I'll do that.
- Hâllederim.
- I'm working on it.
Hasta numarası yapmak daha iyiydi. Daha sonra hâllederim nasıl olsa.
It was better to pretend I was sick then I'll hand it in next time.
Yok, hâllederim ben.
No, it's fine.
Ben hâllederim.
I've got it.
- Hâllederim ben.
- No, that's okay.
Laos'u havada karada hâllederim.
Pretty sure I can handle Laos.
- Hâllederim.
- I've got it.
Sen onlarla takıl, ben hâllederim.
Stay with them. I'm fine.
- Ben hâllederim.
I'll get it.
Efendim, doğal ihtiyaçlar ne zaman derse, o zaman hâllederim.
Sir, nature calls when nature calls, okay?
Hey, git kızını kurtar dostum. Bunu ben hâllederim.
Hey, go get your daughter, man.
- Onu da daha sonra hâllederim.
- l'll take care of that later.
- Sakinleş. Hâllederim ben.
- Relax, I'll take care of it.
Bir şekilde hâllederim.
I'll be okay.
Tek başıma hâllederim.
- No. I'll do this alone.
Karen dönüşürse, bunu kendim hâllederim.
If Karen turns, I will handle it - - my way.
Sensiz de hâllederim.
Go ahead. I'll be fine without you.
Dinleyin, bunu ben hâllederim, tamam mı?
Uh, listen, I have this, okay?
Onu ben hâllederim.
Well, I've got that covered.
Ben kendim hâllederim.
I'll settle it myself.
Ben hâllederim.
I got this.
- Ben hâllederim.
- I got it.
Elbette hâllederim, evlât. Fakat Elias ikimizi de istiyor.
Of course I can, kid, but Elias wants us both on this one.
Squat, ben hâllederim.
Hey, Squat. I got it.
Hâllederim.
I'll get him.
İç yerleşim şemasını ben hâllederim.
I'll get the interior diagram.
Otur sen sevgilim, ben hâllederim her şeyi.
I'll take care of everything.
Hiç de ağır bir iş değil ve en iyisi, herkesin böyle düşünmesi yani oraya çıktığınızda "Evet, hâllederim" diye...
"Oh, yeah, I'll manage." Gimme some more of that.
Bunu ben hâllederim.
Yeah. Good.
Ben hâllederim, ben hâllederim.
Hey. I'll do it. You go.
Ben hâllederim.
I got this one.
hallederim 113
hallelujah 92
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğim 67
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallettik 38
halledebilirim 49
hallelujah 92
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğim 67
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallettik 38
halledebilirim 49