English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Ihtiyacın

Ihtiyacın traduction Anglais

70,460 traduction parallèle
O zaman biraz saçına ihtiyacın olacak.
Um, so you're gonna need some of his hair.
Sanırım evi gezdirmeye ihtiyacın yok.
Right. So I guess you don't need a tour.
Başkasının ihtiyacını benimkine tercih etmeyi hayal etmedim hiç.
I couldn't imagine putting anybody's needs before my own.
Hayır, sizin de kendi yerlerinize ihtiyacınız var.
No, you guys need your own space, too.
Yani, ne kadarına ihtiyacın var?
I mean, how much do you need?
Yardımıma ne ihtiyacın vardı?
So what did you need my help with?
Başka bir şeye ihtiyacınız varsa bana bildirin.
Let me know if you need anything else.
Buna çok ihtiyacın olduğuna emin misin?
You sure you need this much?
Bir şeye ihtiyacınız olursa beni arayın.
Call me if you need anything.
Ona ihtiyacın olduğunda Drake nerede?
Where's Drake when you need him? !
Fazladan bir adama ne zaman ihtiyacın olacağını bilemezsin.
Never know when an extra man might come in handy.
Bana ihtiyacınız mı var?
Do you want me?
- Elinize mi ihtiyacınız var, efendim?
- Need a hand, do ye, sirs?
O silaha ihtiyacın olmayacak.
And you won't need that gun.
Yardımıma ihtiyacın olursa, buradayım ben.
If you want my help, I'm right here.
Güvenli sohbet oturumu için şifreye ihtiyacın var.
You need the password for our secure chat session.
Hiçbir şeye ihtiyacın yokmuş gibi davranman babana yardım etmez.
It doesn't help your dad to pretend you don't.
Tabii ki, neye ihtiyacın var seksi pantolon?
Of course you can. What do you need, hot pants?
Çünkü senin gibi dürüst bir adam başka çaresi kalmadığı sürece benim gibi birine gelmez benim sana ihtiyaç duymamdan çok senin bana ihtiyacın var, o yüzden gerçeği söylemeye hazır olunca beni ara.
Because a squeaky clean guy like you doesn't come to a guy like me unless he's got no choice, and you need me a hell of a lot more than I need you, so why don't you give me a call when you're ready to tell the truth.
Yardıma ihtiyacın olduğu için aradın beni.
You called me'cause you needed help.
- İhtiyacın olabilir.
- You might need it.
- Böyle bir ihtiyaç anında, polis departmanını bırakamam.
I cannot, in good conscience, leave the police department at its time of greatest need.
Yardıma ihtiyacınız var mı?
Do you need help?
Ikiniz de benim için yaptıklarınız için minnettarım ama... Sizin ve benim kendi yerimize ihtiyacımız var,
I really appreciate what you both have done for me, but... you guys need your space, and so do I.
Ve Diana'nın kendi yatağına ihtiyacı var.
And Diana needs her bed back.
- Yardımınıza ihtiyaçım var.
- I need your help.
Bunda yardımınıza ihtiyacım olacak.
I'm gonna need your help on this.
İhtiyacınız olan başka bir şey var mı?
Anything else you need?
Demans durumu kötüye gidiyor. Ve o sallamamalıydı, o woged, Ve yardımınıza gerçekten ihtiyacımız var.
His dementia is getting worse, and he's woged when he shouldn't be woging, and we really need your help.
Eğer bu kadar çok kurşuna ihtiyacım olacağını bilseydim,
If I'd known I was gonna need this many bullets,
Ne karımın ne de doğmamış çocuğumun senin yardımına ihtiyacı yok.
Neither my wife nor my unborn child require your assistance.
Geoffrey Charles'ın neden mürebbiyeye ihtiyacı olsun?
Why would Geoffrey Charles even need a governess?
Tanrı'nın işlerime müdahale etmesine ihtiyacım yok ya da sizin!
I don't require the Lord's intervention in my affairs, nor yours!
Halkın kendi taraflarında olan birine ihtiyacı var.
Common folk d'need someone on their side!
Peder Odgers, batı kapısının tamirata ihtiyacı olduğunu gözlemledim.
Reverend Odgers, I observe the west gate needs repairing.
Tüm saygımla, Sam, Tanrı'nın bazen biraz yardıma ihtiyacı vardır.
With respect, Sam, sometimes the Lord need do a little help.
Tamamdır. İhtiyacımız olan son şey kaçanların oluşturacağı çılgınca koşuşturma.
Aye, the last thing we need is a mad stampede to escape.
Sana hayatta ihtiyacımız var, böylece başkalarını kurtarabilirsin.
We need you alive so you can save others.
Sanki karısının ona ihtiyacı yokmuş gibi.
As if he were not needed here by his wife.
Bir adamın ne kadar araziye ihtiyacı vardır?
How much land does a man need?
Yani paraya ihtiyacı var, ve Fraser'ın şirket için hayati önemi olduğunu biliyor.
So he needs money, and he knows how vital Fraser is to the company.
İhtiyacın olduğu sürece kal.
Take as long as you need.
Sen rahatına bak. bir şeye ihtiyacın olursa yakınlarda olacağım.
You just stay comfortable.
Bana hiç ihtiyacın olmadı.
You never needed me.
Yardımınıza ihtiyacım var efendim.
I need your help, sir.
Bunların yardıma ihtiyacı var.
These kids need your help.
Michael, çocukların buna ihtiyacı var.
Michael, these kids need it.
Ama daha önce ortağımın söylediği gibi sadakana ihtiyacımız yok.
But as my partner told you before, we don't need your charity.
- Dava açarsan öyle ki açmayacak, çünkü zayıf noktasını bulacaklar ihtiyaç duyduğu kadar bir para teklif edecekler o da kabul edecek.
- Because it's illegal. - Only if she pursues them, which she'll never do because they're gonna find out whatever her weak spots are, and then they're gonna offer her exactly the amount she needs to get by, and then she's gonna take it.
Bu ana bilgisayarın yeni bellek çubuğuna daha sık... -... ihtiyacı oluyor.
This main frame needs a new memory stick a hell of a lot more than once a quarter.
! Sana bir fırsat verdim çünkü buna ihtiyacım vardı ama bir tahliye davası için bu kliniğin itibarını sarsarsan, seni kovarım ve duruşma salonuna bir daha asla adım atamazsın.
I gave you a chance, because I needed it, but if you risk the reputation of this clinic over one housing case, i will fire you and make sure that you are banned from ever sitting foot in a courtroom again.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]