Inanıyorum ki traduction Anglais
1,941 traduction parallèle
CTL's ve Mankowski nin zaman teorilerini, fakat inanıyorum ki sıkılacaksınız, ve yinede anlamıyacaksınız.
CTL's and Mankowski space theories, but I believe you would be bored, and you still wouldn't understand it.
Ben inanıyorum ki...
So I believe...
Ve inanıyorum ki Tanrı benim Başkan olmamı istiyor.
And I believe that God wants me to run for president.
Bildiğin gibi, ben inanıyorum ki Max Reinhardt'a söyleyen Stanislavsky idi.
You see, Betty, I believe it was Stanislavsky who said to Max Reinhardt -
Ama ben inanıyorum ki, Aang dünyayı kurtarabilir.
But I believe, aang can save the world.
Sen bir şeyler görüyorsun, davranıştan bir şeyler okuyorsun. Ben inanıyorum ki, dışa doğru formlarda büyük kolaylık olacak.
you see things, you read things in behavior, that i believe cut across the variations of outward form.
Sen bir şeyler görüyorsun, davranıştan bir şeyler okuyorsun, ben inanıyorum ki, dışa doğru formlarda büyük kolaylık sağlayacak.
You see things, you read things in behavior, that I believe cut across the variations of outward form.
Gerçekten inanıyorum ki, Alphonse Gangitano o kulübe, olabilecek en büyük zararı vermek için gitti.
I truly believe Alphonse Gangitano went to that club intending to inflict as much damage as possible.
Ama ben inanıyorum ki, Aang dünyayı kurtarabilir.
Aang can save the world.
Efendim, neler olduğunu çözmemizi istiyorsanız, inanıyorum ki ekip istihbaratlara ulaşmak için tam yetkiyle donatılırsa daha verimli çalışacaktır.
Sir, if you want us to work out what's going on, the team would be more effective if they had authorisation to the information. No!
Güzel gözlü bu kız çok özel ve inanıyorum ki o da ablasının yolundan gidecek.
You keep an eye on her, she's very special and if I'm right she'll follow in her sister's footsteps.
Bu geceki yardımlarınızla inanıyorum ki bu çocukların geleceği ciddi bir şekilde daha aydınlık olacak.
With your contributions tonight, I believe that the future of these children will be significantly brighter.
Yaşıyorsun, bu yüzden hayaletini göremedim, fakat hala inanıyorum ki o senin ruhundu.
You're alive, so i didn't see your ghost, But i-i still believed that it was your spirit.
O zaman inanıyorum ki şu an tam bir taş, kağıt, makas, kertenkele, Spock anına geldik.
Then I believe we've arrived at another quintessential rock-paper-scissors - lizard-Spock moment.
Cuma gecesinin şakası çok hoş olacak inanıyorum ki.
And I truly believe Friday night's prank will be our finest hour.
Ve şuna inanıyorum ki ikimizi de çok gururlandıracaksın
And I have confidence that you will make both of us very proud.
Şuna kesinlikle inanıyorum ki, dünya sadece yaşayanlara aittir ve bir nesil, diğerine yasalarını ve hükümlerini kabul ettirmesi hususunda bağımsız bir ulusun diğerini yönetme hakkından daha fazlasına sahip değildir.
I am increasingly persuaded that the earth belongs exclusively to the living and that one generation has no more right to bind another to its laws and judgments than one independent nation has the right to command another.
Dört vale, inanıyorum ki, dört 9'dan daha iyidir.
FOUR JACKS, I BELIEVE, IS BETTER THAN FOUR 9s.
O ismi bir daha duymaya zorlanırsam inanıyorum ki...
I believe if I am compelled to hear that name again...
Bayan Durbeyfield, benden nefret etmek için yeterince sebebiniz var, ama emin olun ki kızınızı çok seviyorum. Ve inanıyorum ki, ona yaptığım onca kötülükten sonra bile o da hala beni seviyor.
Mrs. Durbeyfield, you have many reasons to hate me, but be assured, I love your daughter very much, and I believe that she still loves me too, despite all the wrong I've done her.
- inanıyorum ki öyle.
- I believe.
Ve inanıyorum ki ciddi bir şekilde bir daha asla ama asla bir şey yazmazsın.
I also believe that you should honestly consider never writing anything ever again.
İnanıyorum ki bugün cenneti görecek çünkü çile çekenler orayı görür ve çile çektirenler parçalanacak.
I believe that he will see the Heavens today, because the suffering ones will be lifted and the violent will be crushed.
İnanıyorum ki, en kısa zamanda sizin bir şeyler sakladığınızı kanıtlayacağız.
... that you're hiding something of importance. - How you plan to do that?
İnanıyorum ki profesyonel sporcular kötü örnek oluşturuyorlar ve onlar çocuklarımız arasında steroid kullanımının artmasında en büyük hızlandırıcı görevini üstleniyorlar.
I believe the poor example being set by professional athletes is a major catalyst fueling the high usage of steroids amongst our kids.
Suçluluk duyguları... bir organda tutuluyor olsa... ki böyle olduğuna inanıyorum.
If you hold on to this organ... called guilt feelings... And I believe that's what it is. It's an organ.
Mesele şu ki, Doktor, artık hepsine inanıyorum.
'Cause the thing is, Doctor, I believe it all now.
İnanıyorum ki, eğer partisinde eğlendirecek birilerini arasaydı bu konuda bilinçli olur ve nerede bulacağını bilirdi.
I've got to believe that if he's looking for party entertainers he has the means and the wherewithal to find them on his own.
İnanıyorum ki Nagata Bira ve şirketiniz birlikte çalışabilir.
I believe Nagata Beer and your company can work together.
İnanıyorum ki bu Stephen Cambone'nin yetki alanında, efendim.
I believe that it's Stephen Cambone's jurisdiction, sir.
Bu parçaları sıfır noktasında ( 3 * ) buldum. İnanıyorum ki siz, Bay Foss bunları özellikle dikkate değer bulacaksınız.
I found these fragments at ground zero, and I believe you, Mr. Foss, will find these of particular interest.
Ama ben inanıyorum ki, Aang dünyayı kurtarabilir.
But I believe Aang can save the world.
İnanıyorum ki bu Eddie Olmos'un fikriydi.
I believe that was Eddie Olmos'idea.
O kadar ki ; küçük fikrimin bu karakolun pek çok kişi tarafından tanınmasına neden olacağına inanıyorum.
So much so that I believe that my little idea will generate a lot of publicity for this station house.
- Senin ailen şuan buradakiler. İnanıyorum ki onlar da çok değerli, bunlar da.
Your family is here now, and it is large and very important.
İnanıyorum ki bu değişiklikler daha iyisini sağlamak için.
Changes for the better, I believe.
Geçen gün, radyoda. Oldukça tuhaf biriydi. Dedi ki ; "atomlara hiç kanıt olmadan inanıyorum, çünkü hiç atom görmedim."
Yeah, I was challenged on that, I was challenged on that on the radio the other day by someone who appeared to be fairly Ö who said ìI believe in atoms on no evidence, ëcause Iíve never seen oneî.
İnanıyorum ki, Dr. Arrow'un ölümünden dolayı senin pişmanlık dediğin şeyden hissediyorum.
I believe I am feeling what you would call regret For causing dr. Arrow's death.
İnanıyorum ki ben mektuplar sayesinde yapılan bir dolandırmanın kurbanı oldum, bu yüzden...
I believe that I was the victim of a scam perpetrated through the mails, so- -
Tamam.İnan ki yapmaya çalışıyorum.
'Kay, I'll start working on that.
- Tabii ki, inanıyorum.
- Of course I do.
İnanıyorum ki bir gün Sheldon inanılmaz derecede fazla Tayland yemeği yiyecek ve iki Sheldon'a bölünecek.
I believe one day Sheldon will eat an enormous amount of Thai food and split into two Sheldons.
İnanıyorum ki yeni icadım daha hızlı yüzmenize yardım edecek.
I believe my new invention will help you to swim quicker.
O kadar büyük şeyler planlıyorum ki onun bütün birikmiş pozitif enerjisini etkisiz hale getireceğime inanıyorum.
See, I'm operating at a much higher vibration which I think is gonna counteract his attempts at positive energy.
İnanıyorum ki, böyle fedakarlıklar insan uygarlığının tepe noktaları arasındadır.
Such altruism is, I believe, among the pinnacles of human civilisation.
İnanıyorum ki onun kastettiği de bu.
I believe that's what she's getting at.
İnanıyorum ki yeni uçaklar yollarımızı yenilerken insanları çok rahat ettirecekler.
The Lagos airport runways are a mess. I believe new airplanes will make people feel comfortable, while we renew our runways.
Bayan General, İnanıyorum ki hayal edebilirsiniz!
Mrs General, I believe you can!
İnanıyorum ki o beni bulacaktır.
For I believe she will find me.
"İnanıyorum ki silahsızlanmış gerçekler ve ön şartsız sevgi, son sözün sahibi olacaktır"
"I believe that unarmed truth and unconditional love will have the final word in reality."
Sana öğrettiğim ilkelerle yaşa. İnanıyorum ki, zaman içerisinde gelmiş geçmiş en büyük büyücü olacaksın.
Live by the tenets I have taught you, and I believe you will, in time, become the greatest warlock ever.