English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Indirectly

Indirectly traduction Anglais

216 traduction parallèle
Bay Marriott'a kiralamıştık. Banka üzerinden kiraya verilmişti.
It was rented to Mr. Marriott indirectly through my bank.
- Dolaylı olarak.
- Indirectly.
Bunların hepsi tekrar adapte olma sorununun özel bir çözümüdür. Film, dolaylı olarak bazı Afrikalıların batı medeniyetimizi nasıl gördüklerini göstermektedir.
It is all part of a particular solution to the problem of readaptation, the film shows, indirectly, how some Africans see our occidental civilization. "
Dolaylı da olsa kocamın ölümünden sorumlu olduğumu mu söylemek istiyorsun?
So you're implying that I indirectly caused my husband's death?
Dolaylı olarak, Owynn adındaki eski bir meclis üyesinden duydum.
I got it indirectly through an ex-Congressman named Owynn.
Bu bilgiyi dolaylı olarak Owynn'den aldığını mı söyledin?
You say you got it indirectly, from Owynn?
Olabilir. Dolaylı olarak.
They might. indirectly.
Yahudilerin yanında İspanyol Cumhuriyetçiler farmasonlar ve çingeneler de vardı. Tüm bu insanlar istek üzerine Almanlara gönderilmişti. O zulümlere katılan insanlar sayıca çoktu.
The people who had participated in these persecutions were large in number, not to mention those who participated indirectly, for their own personal reasons, to be rid of their competitors, etc.
Sevgili vatandaşlarım, insanoğlu hepimiz doğrudan ya da dolaylı gölgelerde yaşıyor olsak da Colossus'un gölgesinde yaşamayacağız.
And so.. my fellow human beings we all directly and indirectly live in the shade but not the shadow of Colossus.
İmzaladığın beyanat ve ifadelere göre Gizli Merkez Komite'yi alenen Gestapo'ya şikâyet etmişsin ve bu dolaylı olarak Fuçik'in idamına sebep olmuş.
According to declarations you signed, and to testimonies you denounced the Central Committee to the Gestapo thus indirectly causing the execution of Fucik.
Dolaylı hipnotize olmak çok olağandır ama dolaylı geriye dönüş alışılmadık olduğu gibi biraz da sinir bozucu.
To be hypnotized indirectly is very common, but to be regressed indirectly is not only unusual but a little nerve-wracking.
Dolaylı yoldansa 65 bin kişi.
Indirectly, 65,000.
Hiç kimse bu durumda Onu suçlamazdı Sorumlulukları ya da niye burada olduğu
No one could hold him liable for anything, either directly or indirectly.
Doğrudan bu işi yapıyorsunuz Ve Washington'da eğittiğiniz adamlarınız aracılığıyla Orada ülkelerine ihanet etmeyi öğretiyorsunuz.
You do it directly, as well as indirectly via the men you send to Washington DC to learn, among other things, how to betray their country.
Öyleyse, kilise tarafından aforoz edilen bu katil doğrudan veya dolaylı olarak bu kutsal yeri kirleten cürümden sorumludur.
So... this heretic, who has been excommunicated by the Church, could be directly or indirectly responsible for the crime which has desecrated this holy house.
Dolaylı olarak tüm bunların sorumlusu benim
I was indirectly responsible for all this
Bir bayan için harika yapacağınızdan eminim. Eğer iyi olduğumu düşünüyorsan, bir de Annabel'i görmelisin.
... Which indirectly led United States intervention into what, class?
Crane buradaki operasyonlarımızla ilgili dolaylı da olsa sana bir şey sordu mu?
Has Crane asked you anything about our operations here, even indirectly?
Gezegenler kusursuz kristal kürelere oturtulmuş olarak, Dünya merkezde olacak şekilde tasarlanmış.
The planets were imagined to go around the Earth attached to perfect crystal spheres but not attached directly to the spheres but indirectly through a kind of off-center wheel.
Dolaylı olarak?
Indirectly?
Çünkü her nedense bugünkü sosyal varlığımızda hislerimizi ancak tuhaf ve dolaylı olarak ifade edebiliyoruz.
Because somehow in our social existence today... we're only allowed to express our feelings, uh... weirdly and indirectly.
Ama Roc, Pan'la tanışmak istediğini söylemiş ve buluşmuşlar Pan planlı olarak onu bir geziye göndermiş ve böylece Findhorn'u kuran diğer insanlarla tanışmış.
But Roc said he would love to meet Pan, and so they met... and Pan indirectly sent him on his way on a journey... in which he met the other people who began Findhorn.
Nota bu öğlen ortak pazar için... ticaret toplantısında bulunan Sovyet Dışişleri Bakanına doğrudan iletildi.
A protest responded to indirectly this afternoon... by Soviet foreign minister's meeting in Brussels for trade talk with the common market. "
Yani Holmes onun ölümünden dolaylı olarak sen sorumlusun.
So you, Holmes, were indirectly responsible for his death.
Dolaylı yoldan babamı öldürdü!
He killed dad indirectly!
Kendisimi..... İtiraf etmeliyimki dolaylı yoldan karıştım.
didn't you- - i'll admit i was indirectly involved.
- Dolaylı olarak, evet.
- Indirectly, yes.
- Dolaylı mı?
- Indirectly?
Dolaylı ya da doğrudan, emin değilim.
Indirectly or directly, I'm not sure.
Buradaki herkes doğrudan, ya da dolaylı olarak... sadece hayatta kalabilmek için, yüzlerce kez... birilerini ya öldürdü, ya da ihanet ettti.
Everybody here has killed or betrayed, directly or indirectly, hundreds of times, just to survive.
Konuyu insanlara açıklamam dolaylı olarak büyük çapta bana yarar sağlayacaktır.
An exposure would profit me indirectly to a considerable degree.
Yani dolaylı olarak, doğanların gelişmesi, torunlarının daha sonra daha da başarılı olmalarını zorunlu kılmıştır.
So, indirectly, it was the improvements in the hawks that made their descendants have to get even better later.
Ama Paul her zaman babamın düşüncelerindeydi.
Indirectly, though, Paul was always present in my father's thoughts.
Sanırım, Richie'nin uyuşturucuya bulaşmasında Kramer dolaylı da olsa sorumlu olmuş olabilir.
You know, I think Kramer might have been indirectly responsible for getting Richie involved in drugs.
Ve dolaylı olarak Beyaz Saray işe karıştırılıyor.
And indirectly it implicates the White House.
Şahsımın röportaj felsefesine göre ki canlı yayınlarımda da böyle yaparım en aydınlatıcı bilgiler, görüşülen kişinin iş sahası ile pek ilişkili olmayan konularda alınır.
I mean, my own personal philosophy of interviewing - and I've done quite a bit of it on the air, as perhaps you know - is that the most illuminating disclosures usually derive from areas... only indirectly related to the interviewee's line of work.
Doğrudan ya da dolaylı olarak yılda 4000 insan yapımda çalışacak.
In fact, around 4,000 workers are directly or indirectly employed in its construction.
Bay Arellano, dolaylı ya da dolaysız olarak Paraguay hükümetine karşı olan eylemlerin içinde bulundunuz mu?
Mr Arellano, have you taken part, directly or indirectly in any violent acts against the Paraguayan government?
Büyük günahlardan sorumlu olan herkesin doğrudan ya da dolaylı olarak cezalandırılması gerektiğini düşünüyor.
He thinks everyone responsible for the atrocities directly or indirectly, must be punished.
Hayır. Dava aniden polis katili durumuna dönüştü, ve de bundan ben sorumluyum.
Suddenly this could be a cop-killer case, and I'm indirectly responsible.
Dolaylı olarak, Sayın Dük, babamın vefatı.
Indirectly, Your Grace, my father's death.
Debra ve endirek olarak benim için.
It's for Debra and for me, indirectly.
Edebilirsin- - ve dolaylı olarak bende size yardımcı olabilirim.
You can... and indirectly, I may be able to help you, as well.
Aslında anne, dolaylı olarak örtüyordum.
Actually, I am covering that sort of indirectly, Mom.
İfadenize bir son vermeliyiz artık.
We must call an end to testimony only indirectly related.
- Aslında doğrudan değil.
Indirectly. Yes.
Dolaylı olarak sorumlu olabiliriz.
I believe we may be indirectly responsible.
Belki de dolaylı yoldandır.
Oh, maybe it is indirectly.
Ve ileri karakollara uğrayarak, son sıçramaya hazır olana kadar, dolaylı bir rota izleyeceğiz.
And we'll travel indirectly... stopping at various outposts until we are ready for the final jump.
Demek istediğim dolaylı olarak duygularımızın....... yönlendirilmesinde çok önemli bir rol oynar.
I mean, indirectly, I believe sex is behind most of our major thought processes.
Dolaylı olarak.
Indirectly.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]