Kazandık mı traduction Anglais
1,054 traduction parallèle
Wally, kazandık mı?
Wally, did we get them?
Yani, kazandık mı?
You mean we won?
- Baba, kazandık mı?
- Daddy, did you win?
Kazandık mı?
Did... Did we win?
Kazandık mı?
Did we win?
Kazandık mı?
We won?
Mary, sanırım bu yarışı kazandık.
Mary, I think we got this race won.
Biletleri kazandığım için kıskanıyorsunuz.
Yeah, yeah, yeah! You cats are just jealous'cause I got the tickets to the concert tonight.
Karım bir çekiliş bileti almıştı, bedavaya bir gezi kazandık ve gemiye bindik, beni deniz tuttu.
My wife bought a raffle ticket, we won a cruise for nothing and got on, and I was seasick.
... ölenleri dirilttiği gibi, kaybedenleri de kazandırabilir. 2 yıl önce anlaşma imzaladığımızda, yenildiğimizi sanmıştık.
Just as he might gain in losing be may lose in winning 2 years agon we thought we were beaten when we had to sign that truce
Kanalımız UBS'nin, kazandığımız 110 milyon dolarla birlikte zarara geçen bir şirket olmaktan çıkıp kâra geçtiğini belirtmek isterim.
UBS was running at a cash flow break-even point after taking into account $ 110 million of negative cash flow from the network.
- Evet, kazandım. - Öyle mi?
- Yeah, I won K.O. in the second.
Senede 30 bin dolar kazandığım bir işim... 2 Yatak odalı bir dairem, 10 bin dolarlık bir spor arabam...
I've got a job that pays $ 30,000 a year, I own a 2-bedroom condominium, I've got a $ 10,000 sports car,
Kazandığımıza çok sevindiğini, artık Florida'da işinin kolay olduğunu söyledi.
He told me to say he's glad we're winnin', cos it'll make it easier to close that Florida deal.
Sanırım bedava yemek kazandık.
Here is a free breakfast.
En son klüpte, havuzda 10 tur yarışmıştık, beni geçmişti ama, ben kazandım demiştim.
The last at the club, we raced in the pool about 10 laps, and he beat me, but I said, "I won."
Kızlar izci grubundayken uzun atlamada altın madalya kazandım.
When I was in the Girl Scouts, I once won a medal for the running broad jump.
Biricik topraklarımızı geri kazandık.
We have won back our dear native land.
Ben mi, baba? Oynuyorum. Şansımla kazandıklarımı da kıyafetlere yatırıyorum.
I play and as I am very lucky, I spend in clothes all the money I win.
Nişancılık ödülünü kazandığımı biliyor musun?
Do you realize I won the marksmanship award?
Yale'deki asıl eğitimden sonra, Damien Thorn, Oxford'a Rodos Bilgini olarak geldi ve kaptanlık yaptığı Oxford takımıyla poloda Westchester Kupası'nı kazandı.
After majoring at Yale, Damien Thorn came to Oxford as a Rhodes scholar, where he captained the Oxford eight to victory and won the Westchester Cup at polo.
Raghu, arkadaşım piyangoyu kazandık.
"Raghu, my friend, we have won the lottery."
Bakalım buna biraz açıklık kazandırabilecek miyim?
Let's see if I can clarify it a little bit.
Dostlarım, savaşçı kardeşlerim, sonunda biz kazandık.
My friends, my fellow conscripts, we have scored.
Birlikte çalışmaya başladığımızdan beri, bir miktar para kazandık.
We earned quite a bit of money since we started working together.
- Ne kadar mı kazandık? Berbat.
- How'd we make out?
Artık bitti. Ben kazandım.
It's all over now.
Ama ben 300. 000. 000 dolarlık bir kontrat bağladım ve bu patrona en az birkaç milyon dolar kazandıracak.
But I'm sitting with a $ 300,000,000 contract which I figure has to be worth at least a couple of mil to yours truly.
Şeyi söylemek istedim, sendika seçimini 80'e karşı 61'le kazandık ve gerçekten çok mutlu oldum.
I just wanted to let you know... that we won the union election 80 to 61... and I'm real happy.
Kübü sen kırdın. Ben kazandım.
You've broken it, and I've won!
Charlie, Charlie bugün para kazandık adamım.
Charlie, Charlie, we won money today, man.
Erkek adını taşıyan ve artık bağışıklık kazandığımız hastalığı
We are keeping the position of non-admission of the infection, which name is a man,
Sanırım bu sefer biz kazandık.
This time I think we ´ ve won.
Biz kazandık! İkinci girişiminde, Yugoslav ulusal takımı Olimpiyatlar'da çeyrek finallere katılmaya hak kazandı.
In its second attempt, the Yugoslav team has succeeded in qualifying for the quarter-finals of the Olympic competition.
" Kasaba için yarışı kazandığında... Seni çarşıda omuzlarımızda taşıdık.
" The time you won your town the race... we chaired you through the marketplace.
Bütün müsabakaları hep biz kazandık. Şanlı bayrağımızı göklerde dalgalandırdık.
"ln sports, we were always the winners... to defend the Argentine flag."
Kaleye atladım, ele geçirdim, maçı kazandık.
I slide home, I steal home, we win the game.
O, biraz sinirli. Annem gitmeden onu durduramadığımız için kızgın ama bir zafer kazandı.
Well, he was a little upset that we couldn't stop her before she'd left, but he did win one victory.
Arılar düşmanı kovdu... Ateşin de yardımıyla savaşı kazandık.
The bees routed the enemy, and aided by fire we've won!
- Bakalım : Bowling topu, kol saati ve tabii ki, arı kovanında kalma süresinin rekorunu kırmakla bir tost makinesi kazandınız. Fakat, daha önemlisi bu haftanın büyük hediyesine sahip olmaya hak kazandınız.
You won the bowling ball, the watch, and, of course, your record-breaking stay in the killer bee booth netted you a toaster, but more important, you're entitled to this week's grand prize,
Artık bağışıklık kazandım.
No, I am already twice separated First a Frenchman.
Leonard'ın size saygınlık mı kazandıracağını düşündünüz?
So you thought Andy Leonard would give you respectability?
Ve böylece, çok kıymetli hizmetkarlarımın yardımıyla... Türkleri mağlup ettim ve zafer kazandım.
And so, with the help of my inestimable servants, l defeated the Turks and saved the day.
Sevgili Harrowlularla ta 96'da oynadığımız oyunu hatırlıyorum da savunma hatlarına hiç hücum yapamadığımızı söylemişlerdi ama, daldık, vurduk, dokunduk oyunu da bir güzel, 15-4 kazandık.
I remember when we played the Old Harrowians back in'96, they said we'd never break through to their back line, but we ducked and we bobbed and we wove and we damn well won the game 15-4.
Şey, bir kaç kalp kırdım ama bazılarının iyi dostluğunu kazandım.
Well, I've broken a few hearts, but gained some good friends.
Sekiz yıllık eğitim ve stajınızın ardından kazandınız. Artık meslektaşımızsınız.
From today on, after four years of study and four years of legal training, please consider yourself our colleague
Dörtlü, bu kısa kariyerlerinde yarım milyar dolar para kazandıklarını belirtti.
The quartet is reported to have made in excess of a half billion dollars... during their short musical career.
En azından kazandığım kadarlık yiyecek alıyorum.
At least I can buy $ 10 to $ 15 worth of groceries.
Ne dediğin önemli değil, Ray en azından kız kardeşinle çıkma hakkını kazandım.
No matter what you say, Ray I've at least earned the right to date your sister.
Kazandığını anlıyorum ve umarım kazanmaya devam edersin. Çünkü kaybettiğin zaman artık işe yaramaz biri olursun.
I see you won, and I hope you continue to win... because the moment you lose, you are not longer useful.
Haftalık maaş çekim vardı, bir haftalık kazandığım maaş.
We're not going to catch him. He's got my paycheck... my whole week's paycheck.