Kedi mi traduction Anglais
746 traduction parallèle
O azgın kedi mi?
- That tomcat?
Dilini kedi mi ısırdı?
Has the cat got your tongue?
Dilini kedi mi yedi?
Cat got your tongue?
Bilmek istediğim biz kedi miyiz yoksa fare mi?
What I'd like to know is whether we're the cat or the mouse.
Ne oldu, dilinizi kedi mi yuttu?
What's the matter, cat got your tongue?
Kedi, kedi mi?
Cat, cat?
Ah! Kedi mi?
You see... [gasps] Cat?
- Kedi mi?
- Cat?
- Kedi mi?
Cat! Cat!
- Dilini kedi mi yedi?
- Has the cat your tongue?
Dilini kedi mi yuttu?
Cat got your tongue?
Kedi mi?
The cats?
- Dilini kedi mi yuttu?
- Cat got your tongue?
Dilini kedi mi yedi?
Well, have you given your tongue to the cat?
Dilini kedi mi yedi?
Cat got your tongue? .
Ne oldu, dilinizi kedi mi yuttu?
What - cat got your tongue?
Uyandığında insan mı kedi mi olduğunu bilememiş.
When he woke up, he didn't know whether he was a man or a cat.
Kedi mi?
A cat?
Bulutlara dokunup kedi mi yağdıracaksın?
Will you beat the clouds with a stick and make it rain cats?
Çin tanrısına yakarıp bira içen kedi mi isteyeceksin?
Will you pray to your Chinee god and have him reply with a beer - drin king cat?
Kedi mi?
- A cat?
Dilini kedi mi yuttu?
Cathouse got your tongue?
Kedi mi?
The cat?
Dilini kedi mi yuttu?
The cat stole your tongue?
Sen kedi misin yoksa köpek mi?
Are you a cat or a dog?
Reginald, hayatım. O kedi gitti mi acaba?
Reginald, darling, has that cat gone yet?
- Beyaz kedi mi?
A white cat?
Vahşi kedi ve çıngıraklı yılanla ne demek istediğimi şimdi anlıyorsun, değil mi?
Now, you see what I meant about the wildcat and rattlesnake, don't you?
Kedi mi?
Cat?
- Yine mi şu kedi insanlar...
- Oh, the cat people.
Kedi olduğunu bilebilir mi?
Will he know it's a cat?
Ne yapmaya çalışıyorsun Tetley, onlarla kedi fare mi oynuyorsun?
What are you tryin'to do, play cat and mouse with'em?
Dilinizi kedi mi yuttu?
The cat got your tongues?
Yine mi siyah kedi.
Another black cat
Bale kıyafeti kraliçe elbisesi çay seti yavru köpek, kedi ve tavşan. - Çiftlikte mi yaşıyorsun?
I want a ballet dress... a queen dress... a tea set... a puppy, a kitten, a rabbit.
Şimdi nereye gidiyoruz? Altın Kedi'ye mi?
Where to now? "The Golden Cat"?
Acaba şu şeritli kedi sizin olabilir mi?
Would that striped cat be yours, by any chance?
- Benim şarabıma kedi çişi mi dedin?
My wine cat pee? - Taste for yourself.
Tamam. Kedi haklıydı, değil mi?
The cat was right, wasnt it?
Sen, patron, hırsız bir kedi değilsin, değil mi?
You, boss, are not a thieving cat, are you?
Seni korkak kedi, sonsuza dek mi yaşamak istiyorsun?
You cowardly kitten, you want to live forever?
Çok uslu bir kedi, değil mi?
He's a bloomin'pussycat, he is.
Güzel. Şimdi, kedi pijaması değil di mi?
Well, now, ain't you the cat's pajamas?
Eskiden neşeli ve şen bir kedi olmasına rağmen mi?
When a pussy used to be so sunny and full of fun?
- Bir kedi, bir köpek mi?
A cat, a dog?
Kedi adeta doğuştan balık gibi, değil mi?
Oh, he takes to water like a fish, doesn't he?
- Kedi gömmek için 4 saat mi? - Evet.
Four hours to bury a cat?
- Bay Marlowe, markete mi gidiyorsunuz? - Evet, gidip birkaç kutu kedi...
Mr Marlowe, are you going by the store?
Curry'nin kedi maması değil mi? Bana göre uygun.
So it's not Coury's cat food.
Değil mi kedi?
Wasn't he, cat?
İnsanlar hiç kedi görmedi mi?
People have never seen a cat?