English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Konuşmamız gerek

Konuşmamız gerek traduction Anglais

3,524 traduction parallèle
Tabii ki, şu şeyi kesinlikle konuşmamız gerek.
Totally. We have to talk about a thing.
Gelin oturun kızlar, sizle bir şey hakkında konuşmamız gerek.
All right, girls, come sit down. We need to talk to you about something.
Konuşmamız gerek.
We need to talk.
- Konuşmamız gerek.
We should talk.
- Konuşmamız gerek.
- We need to talk.
Sandy'yle ilgili konuşmamız gerek.
We really need to hear from you about Sandy.
Konuşmamız gerek.
We should talk.
- Konuşmamız gerek.
- We need to talk. - What?
Bay Lane, üzgünüm.. Şimdi karınızla konuşmamız gerek.
- Mr. Lane, we need to speak to your wife now.
- Birkaç şey konuşmamız gerek. - Dinliyorum.
- We need to talk about a couple of things.
Seninle bir şeyler konuşmamız gerek Robbie.
Just need to have a few words with you, Robbie.
- Konuşmamız gerek.
- We got to talk.
Konuşmamız gerek.
I need to talk.
Hemen konuşmamız gerek.
I need to talk to you now.
Dün gece yaptıklarınızla ilgili konuşmamız gerek.
We need to have a little chat about what you did last night.
- Yüzbaşı Cordero, Bauerle konuşmamız gerek.
Captain Cordero, we just need to talk to Bauer.
Onunla konuşmamız gerek.
We need to talk to her.
Onunla konuşmamız gerek
We need to speak to her.
Randall, konuşmamız gerek.
Randall, we need to talk.
Konuşmamız gerek!
I need to talk to you!
- Konuşmamız gerek!
- We need to talk!
Konuşmamız gerek.
I need to talk to you.
Dinle, konuşmamız gerek.
Listen, we need to talk.
Roman hakkında konuşmamız gerek.
We need to talk about Roman.
- Önce bir şeyi konuşmamız gerek.
- We need to discuss something first.
Bu sabah olanlar için gerçekten üzgünüm ama konuşmamız gerek.
I'm really sorry about what happened this morning, but we need to talk.
- Konuşmamız gerek, John Ross.
We've got to talk, John Ross.
- Selam, konuşmamız gerek.
- Hey, hey, we need to talk.
Bir şey konuşmamız gerek.
I just... I need to talk to you about something.
Simon, fotoğrafçılar hakkında konuşmamız gerek.
Simon, we need to talk about photographers.
Evet, bizim bu konu hakkında konuşmamız gerek.
Yeah, we, uh... We probably need to talk about that.
Sadece sütleri alanla konuşmamız gerek.
We just need to speak to whoever took it.
Ücretim konusunda konuşmamız gerek.
We need to have a discussion about my compensation.
Ve orada göze çarpan başka olaylar hakkında konuşmamız gerek.
And we need to talk about some other salient facts here.
Konuşmamız gerek Mike. Seninle konuşmam gerek.
We need to talk, Mike.
- Ditlev, Ulrik. Konuşmamız gerek. - Şimdi mi?
- Ditlev, Ulrik, we need to talk.
- Kusura bakma, bizim konuşmamız gerek.
I-I'm sorry. We have to talk for just a minute.
- Şirket arabası. - Konuşmamız gerek.
It's a company car.
Charlie, Marcy. Böyle daldığım için üzgünüm ama konuşmamız gerek.
Charlie, Marcy, so sorry to barge in on you guys like this, but I must have a word.
Konuşmamız gerek.
- We have to talk. - Ow!
Sesli fısıldayarak seninle... konuşmamız gerek.
We need to have a conversation in loud whispers.
Pazar günü aradığım için kusura bakma, ama konuşmamız gerek.
Sorry to call a Sunday, but I need to talk to you.
Asıl onunla konuşmamız gerek.
Obviously, we'll need to talk to him.
Sizinle de konuşmamız gerek.
I'm gonna need to speak with you as well.
Ben Detective Sullivan, N.Y.P.D konuşmamız gerek.
I am Detective Sullivan, N.Y.P.D we need to talk.
Sanırım konuşmamız gerek.
I think we need to talk.
- Yani bunu konuşmamız gerek.
And yea, assuming I still got a job I need to get to it, but I mean, we gotta talk about all this.
Bir de kaybolan küçük kız heykeli var, onunla konuşmam gerek işte.
And then there's this little girl statue that went missing, and I just need to talk to him, OK?
Şey konuşmamız gerek. - Hayır, gerekmez.
I think we need to talk.
- Konuşmamız gerek.
Someone's dead?
Konuşmamız gerek.
- Mm-hmm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]