Meşgul traduction Anglais
12,680 traduction parallèle
Biliyorsun, konuklarımız bizi geri çevirdi ve.. ve "Yıldızlarla Dans Etmek" ile ne kadar meşgul olduğunu biliyorum faka..
You know, we had guest fall out, and... a-and I know how busy you are with "Dancing with the Stars."
- Dale Florida'da meşgul oluyor.
- Yeah. Dale's getting busy in Florida.
Aklını Rebekah'la meşgul etmene lüzum yok.
You needn't concern yourself with Rebekah.
Evet, kendisi meşgul Sayın Yargıç.
Yes, she's busy, Your Honor.
Meşgul, sadece yol o seviyorum.
Busy, just the way I like it.
Meşgul, sadece yol o seviyorum.
Not busy, just the way I like it.
Etrafınızı tıkınmakla meşgul domuzlar çevirmiş, gözünüz, kulağınız kapalı, kim size hakikati söyleyecek?
Surrounded by pigs busy stuffing themselves, with your eyes and ears shut, who'll tell you the truth?
Anladığım kadarıyla herkesin geçirdiği meşgul günü duydun.
So I take it you've heard about the busy day everyone's had.
Anladığım kadarıyla herkesin geçirdiği meşgul günü duydun. everyone's had.
So I take it you've heard about the busy day everyone's had.
Ama o, kendi kişisel işiyle meşgul oluyor.
Yet here she is, going about her business, like it's another day at the fucking office.
Ne kadar meşgul olabilirler ki?
How busy can they be?
En azından beni becermekle meşgul olmadıkları zaman.
At least when they're busy trying to screw me over.
Bu hafta kötü adam olmakla çok meşgul olacaksın çünkü.
Well, you're doing a pretty lousy job of being a villain this week.
Şöyle diyelim 2 sıkılmış kız kolay hedef dolu olan bir kampüsteler. Ama şansımıza Damon Oscar problemini çözmeye çalışırken onları meşgul edecek çok zekice bir plan yaptım.
Let's just say that it involves two bored mean girls on a campus full of easy targets, but fortunately, I have come up with a genius plan to keep them occupied while Damon sorts out his Oscar problem.
Jackson'in büyükannesi gelmiş. Kendisinin bir yerlerde surat asmakla meşgul olduğunu düşünürsek, çok tuhaf ama onu suçlayamam.
Jackson's grandmother just showed up, which is very strange, considering that he's out sulking in the bayou, not that I can really blame him, considering
- Kral meşgul ama Alfred'i seveceksin.
The king is busy. But you will like Alfred.
Tamam, öyle yap. Biz de onları meşgul edelim.
Yeah, you do that, and we'll try to keep them occupied.
Kafanızdaki çatı, çocukların okulları,... sen bunu yapamayacak kadar meşgul olduğun için içeride çocuklarına bakan kadın...
_ _ _
Ne kadar meşgul olabilir ki?
He's playing us.
Meşgul değilsen uğrayıp bırakabilirim.
I can come by and drop them off if you're not busy.
Tamam, bak babam gerçekten meşgul.
Okay, look, my dad is really busy.
Eşim, tahmin edeceğiniz üzere meşgul.
My wife, as you may have guessed, is otherwise occupied.
Aklını başka şeylerle meşgul etmeye çalışıyorum.
Uh, yeah, just trying to take your mind off things.
Görünüşe göre Delilah da adamı bayağı meşgul tutuyormuş.
And looks like Delilah herself kept the guy pretty busy.
Kanını boşaltma işlemi, vücudundaki gücü meşgul ediyor.
Draining your blood keeps that powerful body of yours occupied.
Meşgul olduğunu biliyorum.
I know you're busy.
Büyük kurt adam avcısı Ölü Ayı Deresi'nde muhtemelen zavallı bir kurt adamın kafasını şişirmekle meşgul.
The great werewolf hunter is in Dead Bear Gulch... probably talking the ear off of some poor werewolf.
Uçak gemisinin cerrahi bölümünde olduğunu unutmayın. Çok meşgul olmalılar.
Well, don't forget, it's the surgical ward of an aircraft carrier, so they're probably quite busy.
- Meşgul olmasa telefonda olurmuş.
She said he was otherwise occupied.
Babanın döndüğünü söylüyor olabilir. "Meşgul" ün anlamı bu.
She could be saying that your father has been turned, that his mind has been occupied.
Beni bir süre meşgul edecek, ama ondan sonra bilemiyorum.
It's gonna keep me busy for a while, but after that, I don't know.
Behar çok meşgul birisiymiş.
That Behar's a busy man.
Meşgul mü dedin? Stew?
"A busy man." Hmm. Hey, Stew?
Meşgul olduğu için gelemedi ama yine de doğum gününü unutmadı.
We don't know what he's been busy with, but he still remembers your birthday.
Vega, adam meşgul biri.
Vega, the man is busy.
- Onu çağırmaya çalışıyorum ama Terrence Fowler oldukça pahalı bir avukatı olan meşgul bir adam.
I'm trying to bring him in for an interview, but Terrence Fowler is a very busy man with a very fancy lawyer.
Evet, meşgul olduğumu söylemiştim.
Yeah, I told you I've been busy.
Bazı günler meşgul oluyoruz.
Some days we're busy.
Tüm acil servis doktorlarımız meşgul.
All our ER docs are busy.
Diğer dedikoducu ve kendiyle meşgul kızların aksine ayakları yere basan bir kız.
She's really just grounded instead of preoccupied with herself and all gossipy like some of the other girls.
Ejderha-nefesi benim için meşgul et!
Just keep dragon-breath busy for me!
Onu nasıl meşgul edeceğim?
Keep him busy how?
- Kendini yakan adam hadisesiyle meşgul dedim ya sana!
I told you, he's busy with the burning man incident.
- Meşgul müsün?
- Are you busy?
Elleri bir kaç saat meşgul olacak.
He'll have his hands full for a couple hours.
Bir steteskop al, böylece ellerin bir şeyle meşgul olur.
Hold a stethoscope so you've got something to do with your hands.
- Meşgul.
- Busy.
Müdüre çok meşgul olduğunu söylemiş.
He's a hitman in prison.
Sağlık görevlileri çok meşgul.
Paramedics are swamped.
"Meşgul.".
"Occupied."
Siz meşgul değilseniz.
I mean, if you guys are free.
meşgulüm 281
meşguldüm 69
meşgulsün 16
meşgul müsün 55
meşgulüz 22
meşgul mü 20
meşgul olduğumu görmüyor musun 21
meşguldüm 69
meşgulsün 16
meşgul müsün 55
meşgulüz 22
meşgul mü 20
meşgul olduğumu görmüyor musun 21