Ne diyordunuz traduction Anglais
346 traduction parallèle
Ne diyordunuz?
What were you saying?
O ışığa ne diyordunuz?
What is it you called that light?
- Ne diyordunuz?
- You were saying.
O alete ne diyordunuz?
What do you call that outfit again?
Ne diyordunuz?
And what were you saying?
Ne diyordunuz?
You were saying?
Ne diyordunuz, Bayan Keller?
What is it you were shouting, Mrs. Keller?
- Ne diyordunuz ki?
- You were saying?
Özür dilerim, ne diyordunuz?
- Sorry, sir, you were saying?
- Ne diyordunuz efendim?
- You were saying, sir?
- Ne diyordunuz?
- You were saying?
Hani ne diyordunuz? "Sadakati" hakkında.
What did you call it? Her "devotion"?
Ne diyordunuz Bay Foster?
What were you saying, Mr. Foster?
Ne diyordunuz? Pekâlâ, eğer bir dilek hakkım olsaydı sadece muhabbet olsun diye söylüyorum şu vitrindeki kırık camın düzelmesini isterdim.
Well, if i had a wish, just for the sake of argument, i'd say i wanted that broken glass in that case to be fixed.
Kolesterolünüz hakkında ne diyordunuz?
What was that about your cholesterol?
- Evet, ne diyordunuz?
- Yes, you were saying?
Ne diyordunuz, Dr. Hewitt?
What were you saying, Dr. Hewitt?
Ne diyordunuz? - Dedim ki..
- What were you saying?
Ve Meclis... ne diyordunuz siz ona?
And the Chambre of, what do you call it?
- Ne diyordunuz?
- What did you say?
Ne diyordunuz?
You're telling me what?
Ne diyordunuz, nüfus patlaması mı?
You said the demographic explosion... - What?
- Şimdi, ne diyordunuz?
- Now, you were saying?
Ne diyordunuz, efendim?
What were you saying, sir?
Şimdi, ne diyordunuz, Komiser?
Now, what were you saying, Lieutenant?
Afedersiniz, ama Perugino hakkında ne diyordunuz...
Excuse me, but what you were saying about Perugino...
Bomba hakkında ne diyordunuz?
What was that you were saying about the bomb?
Ona ne diyordunuz, efendim?
What was that that you called him, sir?
Ne diyordunuz...
What you were saying...
- Buna ne diyordunuz?
- What do you call these?
Ne diyordunuz az önce?
What were you saying just now?
Ne diyordunuz, bay Booth, Şayet yetkililer Colombus'u... yeni dünyayı keşfetmeden hemen önce geri çağırsalardı ne olurdu?
What would you have said, Mr Booth, if the authorities... would have called back Columbus just before he discovered the New World?
Ağaçlar için ne diyordunuz?
What were you saying about trees?
Üzgünüm, ne diyordunuz?
What were you saying?
Arkadaşınız Claude hakkında ne diyordunuz?
So what were you saying about your friend Claude?
Ne diyordunuz Bay Marchand?
You were saying, Mr. Marchand?
- Ne diyordunuz ona?
- What do you call it?
Ne diyordunuz, yoldaş? Kapa çeneni!
You were saying, comrade?
Ne diyordunuz, Yüzbaşı?
You were saying, Captain?
Ne diyordunuz, ha, kahyası tarafından.
On... How to call? , Butler.
Hakkında ne diyordunuz?
What were you saying about her?
Ona ne diyordunuz?
what is it?
Cyril ve sen şu şeylerden birini mi... ne diyordunuz?
Have you and Cyril got one of these - what do you call it?
Ne diyordunuz?
You were saying.
- Buraya ne diyordunuz?
- What do toy call this here?
Devam edin. Ne diyordunuz?
A great setup like this, and all he's got in here is film.
Ne diyordunuz bayan?
Lady, what were you saying?
Özür dilerim, ne diyordunuz?
Excuse me, what did you just say?
- Ne diyordunuz?
You were saying?
Devam edin. "Ne şekil alacağı" diyordunuz.
Go on. "What shape it will take..."
Hey çocuklar, siz demin ne iş... olsa yaparız mı diyordunuz?
You boys, did you mean it... when you said you'd take any kind of job?
ne diyorsun sen be 30
ne diyorsun 1616
ne diyorsun sen 551
ne diye 64
ne diyeceğimi bilmiyorum 160
ne diyor 463
ne diyorsun be 24
ne diyor bu 53
ne diyorum ben 45
ne diyorduk 29
ne diyorsun 1616
ne diyorsun sen 551
ne diye 64
ne diyeceğimi bilmiyorum 160
ne diyor 463
ne diyorsun be 24
ne diyor bu 53
ne diyorum ben 45
ne diyorduk 29