Nın mı traduction Anglais
1,184,115 traduction parallèle
Mung Fasulyesi pizzasının tadı normal pizzadan çok daha güzel. Haksız mıyım?
Mung bean pizza tastes much better than regular pizza... am I right?
Şaka yaptığını sanmıştım.
I thought you were kidding.
Bu, haftalardır orgazma yaklaştığım en yakın an.
Mmm... this is the closest I've come to an orgasm in weeks.
- Siz iyi olacak mısınız?
- Are you guys gonna be okay?
Brad'leyken benim sihirli sayım eksi dokuz. Bacaklarımın arasında kaç kere dondurulmuş bezelyelerle yattığım göz önüne alınırsa.
My magic number with Brad is minus nine, considering how many times I went to sleep with a bag of frozen peas between my legs.
Lütfen "sutyen" demeyi bırakır mısın?
Can you please stop saying "bra"?
Peki, ama bir çuvalın içindeki iki yavru kedi gibi sallanırsam bir özür beklerim.
Fine, but when I'm flopping'around like two kittens in a sack, I expect an apology.
Şunlara bakar mısınız!
Will you look at these!
Burası bana aptalca davrandığımı ve endişelenecek bir şeyin olmadığını söylediğiniz bölüm.
Hey, this is the part where you guys tell me I'm being insane and have nothing to worry about.
Ebeveyn olmanın tanımı :
That's the definition of parenting :
Sorun olmadığı için ücret de olmadığını varsayıyorum.
So I'm assuming no problem, no charge?
Her neyse L.A'de bir müzik yapımcısını tanıyan bir adamla tanıştım ve oraya gider gitmez, bir deneme yapmam için bana yardım edecek.
Anyway, I met this guy who knows a record producer in L.A., and as soon as I get down there, he'll help me make a demo.
- Bunu yapar mısın?
- You would do that?
"Üzgünüm, sadece kafamı Adam'ın eski eşiyle Hawaii'de yatmasından uzaklaştırmaya çalışıyorum."
( gruff voice ) : "Sorry, I'm just trying to keep your mind off Adam banging his ex-wife in Hawaii."
Hayatımın hikayesi.
Story of my life.
Buraya yakın bir yerde tırnaklarımızı yaptırıyorduk böylece uğrayabileceğimizi düşündük.
Well, we were getting our nails done nowhere near here, so we thought we'd swing by.
Kendine, annesinin kafasını uçurmasını izleyen bir geyiğin adını mı koydun?
You named yourself after a baby deer who watched his mom get her head blown off?
Üzgünüm, kartınız reddedildi.
I'm sorry, your card got declined.
Tamam, kartımın neden reddedildiğini öğrendim?
Okay, I know why my card was declined.
Ben artık ciddi bir kadınım.
I am a nice sober lady now.
AARP'ın kartlı bir üyesiyim.
I'm a card-carrying member of AARP.
Erkek kardeşin için de aynısını yapamaz mısınız?
Can't you do the same for your brother?
- Onu aradın mı?
- You already called him?
Evet, sıçıp batırdım ama yetimhanedeki vergi borçlarını hesaba katmamışlar.
Yes, I screwed up, but they didn't cover tax law in the orphanage.
Bu kim, erkek arkadaşın mı?
I mean, who is this, your boyfriend?
Gerçek bir avukat olunca neler oluyor, anladın mı?
See what happens when you have a real lawyer?
- Senin notlarını kullanacağım.
- I'm gonna be using your notes.
Orada yardımın olabilir.
You'd be a big help.
Bir ödül kazandığını mı sanıyor?
Does she think she won an award?
Düzgün davranmayı unutmuşum. Şanslısın ki, ben herkese yetecek kadar getirdim.
I'm actually the Senior Vice President of Research and Development.
Kulaklık aracılığıyla şakalarını mı besliyorlar?
- Oh.
Durgun nehrin modası geçti. Ben Ira Glass'ın ev sahipliğinde doğal bal tadımı yapacağım.
She wanted to do it in her new office.
Arkadaşınım ama ben bile seni dövmek istiyorum şuan.
Emily doesn't have an office.
İnanın bana, kimse bu ofisten kurtulmayı benden daha fazla isteyemez.
You see what she's doing here? No, but I'm very excited to hear what you think she's doing.
O zaman uyuyakalmayın. Aman tanrım, Dorothy. Ya dışarda gazda mahsur kalmışsa?
This is a man who won't let anybody see him sneeze because he thinks it's a sign of weakness.
Korkmayın, tamam mı? Rahat olun. Nefes alın.
Don't just march in there and...
- Hayır ve birisi başka bir şey sormadan ofiste sıkışıp kaldık sınırlarımız bildiğimiz gibi.
Ha! Ha! Oh, snap!
Gazın cildime veya beyaz takımıma ne yapacağını bilmiyoruz.
- You are the fastest. - Does that look like a man who wants to face reality?
Millet, bir saniye didişmeyi bırakıp odaklanır mısınız?
Did you hear that, gang? I love you, Van.
Tıpkı sizi hayatta tutmak için ağzınıza kusan anne kuş gibiydim ve karşılığında ne aldım?
She's gonna see her trademark GF Flame in the sky, zip on down, next thing you know, she's wearing me like a backpack and we're halfway to Tokyo for some Wagyu beef.
Peki, uyum için çok havalıysanız uyumlu gaz maskeleri için de havalısınızdır.
I'm sending a pretty clear one for you to beat it, Ron. Wait... - No, no, no, no, no, no, no.
Size güvenebilmeye ihtiyacım var millet ve bu da aile olmanın bir parçası.
- Emily! I am back! [laughs]
Rekor kıracak mısın süper star?
Gonna break that record, superstar?
Tamam tatlım, o kızın saçını çekeceğini bilemezdin.
Okay, sweetie. You couldn't have predicted he would grab that girl's ponytail.
Birkaç saniyeliğine çıkarır mısın?
Just Can you take them off for just a second?
15 yaşında biri üç kelimelik bir cümle kurdu diye kutlama yapmak saçma gelebilir ama açıkçası o gün hayatımın en iyi günüydü. Pizza partisi yaptık.
And I know it may seem silly to be celebrating a 15yearold making a threeword sentence, but, honestly, it was one of the topfive moments of my life.
Paylaşacağın bir şey var mı?
Do you have anything you'd like to share?
Son zamanlarda aramız iyi ama kızımızın yarışını izlemeye gittiğimiz gün üzücü bir şey yaşadık.
Um... you know, we've been getting along lately, and, um... we had a incident the other day... that was upsetting, at our daughter Casey's track meet.
Sam, bir kızın at kuyruğunu çekti ve ben doğrusu ne yapacağımı bilemedim.
And Sam grabbed this girl's ponytail, and I honestly didn't know what to do.
Elsa'nın destek grubuna gidip konuşmaya çalıştım. Ama yanlış kelimeler kullanıyormuşum.
I actually went to Elsa's support group to try to talk, but they told me that I was using the wrong words.
Bana katılır mısın? Olur.
Hey, you want to sit?