Olmaz mı traduction Anglais
22,269 traduction parallèle
Talimatlar İngilizce olsa olmaz mıydı?
The instructions couldn't be in English?
Güzel olmaz mı?
That'll be nice, won't it?
Çocuğu okula giderken kaçırmak daha kolay olmaz mıydı?
I mean, wouldn't it be simpler just to grab the kid on the way to school?
Buranın sıcak olduğunu itiraf etsen olmaz mı?
Can you just admit that it's hot in here?
Daha fazla beklemesek olmaz mı?
Can we stop waiting?
Sırf karın güzel bir iş bulduğu için, her yıl sana... altı sıfırlı bir çek yazsalar sen de mutlu olmaz mısın?
Wouldn't you be if you were getting six figures a year to do nothing because your wife got a big, new job?
Ekibi dışarı çıkarsak iyi olmaz mı sence de?
_
Polisi arasan olmaz mı?
Well, can't you just call the police?
- Elimi tutsan olmaz mı?
Can you just hold my hand? Okay.
İşe sen onun kendini tanımlayışıyla o da senin tanımlayışınla başlarsanız daha iyi bir şansınız olmaz mı? Daha iyi mutabakata varmaz mısınız?
So, if you start by taking his definition of himself and he starts with your definition of you, don't you stand a better chance, have a better shot at getting to some sort of consensus?
Han'la çarpışırsak çok garip olmaz mı?
Won't it be weird if we run into Han?
- Şu işi başka zaman yapsak olmaz mı?
- Can we do this another time?
Cidden, bana sonra mesaj falan atsan olmaz mı?
Seriously, wanna just text me or something?
- Sorun olmaz mı cidden?
Seol, do you really think this is okay?
Ödemesem sorun olmaz mı?
- Really? Is it okay not to?
Fakat birlikte içilirse hediye olmaz mı?
It'd feel less like a bribe if we share it together.
- Bunu bugün yapmasak olmaz mı?
Can we not do this today? Okay, Norman.
- O "tek şeyi" sen söylesen olmaz mı?
Can't you just assign me the one thing?
Çok garip olmaz mıydı?
How weird would that be?
- Daha kısa olmaz mı?
- Can it be less?
Bak, planlar aynı kalsa olmaz mı?
Look, can't we just keep the plans the same?
Şunu yapmasan olmaz mı?
Could you not...
ve bir sürü şeye neden... olmaz mı?
and causes all kinds of... no?
Bunu daha iyi bir zamanda yapsanız olmaz mı?
Do you think you could find a better time to do this?
Birazcık bile olmaz mı, baba?
Oh, give me a little credit, dad.
Burada ikimizi iç çamaşırlarımızla pizza yerken görse rahatsız olmaz mı?
He wouldn't look askance at me being here with you, eating pizza in our underwear?
Birazcık gönlümü yapsan olmaz mı?
Humor me a little, would you?
Bu intikam olmaz mı?
Wouldn't that be payback?
Sence boşalma yetersizliği daha iyi olmaz mı?
Don't you think ejaculatory incompetence would work better?
Kriz zamanlarında destekleri, para ya da asker isteme gibi bir şansım bir daha olmaz.
I would no longer have their support, no chance of asking for money or soldiers in the time of a crisis.
Umarım sorun olmaz, lütfen?
I hope that's ok, please?
O zaman sızdırılan dosyaları bizimle paylaşmanızın bir sakıncası olmaz.
Then I'm sure you won't mind, uh, sharing those leaked files with us.
Olmaz, bugün bir kere hırsızlık yaptım.
No, I already stole once today.
Aman Tanrım, Tucker olmaz mı?
Oh my god, what about Tucker?
Bak, eğer beynin yanarsa bize faydan olmaz tamam mı?
Look, you're no good to us burnt out, all right?
- Umarım bu sorun olmaz.
I hope this is okay.
Böyle konuşurken görülmemiz sorun olmaz mı?
What will you do? Your dad thinks differently than you.
Ama teklifim biraz şey olabilir... Genç bir kral'ın saltanatında bu kadar erken emretmesi pek uygun olmaz.
But what I'm proposing might be a little... unseemly for a young king to authorize so early in his reign.
- Anladım. Olmaz.
- I get it.
- Olmaz tatlım ben...
- No, honey, actually I think...
Buna itirazımız olmaz elbette.
We have no objection to that, of course.
Umarım sizin için sorun olmaz ama bugün geldiğimiz aşamayı kutlamak için renkli kalemler getirdim.
Hope you guys don't mind. I took the liberty of purchasing some colored pens to commemorate what we've accomplished here today.
Bakın, dostlar, ben bir yazarım yani inanın bana, eğer düşman teslim olursa hiç de tatmin edici olmaz.
Listen, fellas, I'm a writer, so trust me when I say if the villain surrenders, oh, it's just so unsatisfying!
Sence biraz daha kalman iyi olmaz mıydı?
I mean, don't you think it would be good to give it a little more time?
Umarım tuhaf olmaz.
I hope it's not weird.
Benim yok ama belki ihtiyacım da olmaz.
I don't, but, um, maybe I don't need one.
- Tılsımı bulana kadar olmaz.
Not until we find the talisman...
Ne olur ne olmaz, ben birkaç örnek bırakayım o zaman hatta belki teşhire de koyulur.
Oh, well, uh, in that case, I'd better leave some pamphlets, maybe even put up a display.
Ben bu fırsatı kullanacağım, Art ve senin istemediğini biliyorum ama belki de sorun olmaz.
I'm gonna take this opportunity, Art, and I know you don't want to, but maybe that's okay.
Üzgünüm ama olmaz.
I'm sorry, but no.
Umarım güvercinler için çok küçük olmaz.
Well, not too small for doves, I hope.