Onu yakalayalım traduction Anglais
271 traduction parallèle
- Otele dönüp çıkmadan onu yakalayalım.
- Let's go to the Ritz and catch him.
- Onu yakalayalım.
- Let's get him.
Fırsat olmadı. Onu yakalayalım görürsünüz.
Lady, faster, please.
Ancak gidip onu yakalayalım diyorum başkasının karısına el sürmeden önce.
But I am saying that we ought to get him before he lays his hands on somebody else's wife.
Onu yakalayalım!
Knock on it!
Dışarı adım atar atmaz onu yakalayalım.
Nab him the first time he sets foot out of the door.
Hemen onu yakalayalım.
I say pick him up.
Burada kalıp onu yakalayalım... ve işi bitirelim.
Let's stay here and get him and be done with it.
Hadi, gidip onu yakalayalım.
Come on, let's take him.
Pekala, gidip onu yakalayalım.
All right, let's go get him.
Gelin onu yakalayalım!
Come on, go after him!
Onu yakalayalım.
Let's take him.
Onu yakalayalım!
Lets get him!
- Korkmayın! Haydi onu yakalayalım!
- Show no fear, get him!
Hadi onu yakalayalım, dostum!
Let's get him, buddy.!
Pekala KITT, hadi onu yakalayalım.
All right, KITT, let's get him.
Haydi, gidip onu yakalayalım.
Let's go and get him.
Onu yakalayalım.
Let's nail him.
Hadi, onu yakalayalım.
Come on, let's get him.
Haydi onu yakalayalım!
Let's get him!
Onu yakalayalım!
Let's get him!
Onu yakalayalım.
Let's get him.
Onu şimdi mi yakalayalım yoksa araya kadar bekleyelim mi?
Shall we take him now or wait till the interval?
Yakalayalım onu!
Revolutionary party Grasp
Hadi, hemen yakalayalım onu.
Come on, let's get him!
- Onu sıkı yakalayalım.
- Let's get him hard.
Yakalayalım onu!
Let's get him!
Çabuk olun, onu ileride yakalayalım!
We have to catch up with him.
Haydi evlat, yakalayalım onu. Kaçmasına izin vermeyelim bu sefer.
C'mon boy, let's get her, don't let her get away this time.
- Yakalayalım onu
- Let's catch him!
Yakalayalım onu.
Out. Let's get him.
Yakalayalım onu!
- Catch her! Catch her!
Yakalayalım onu!
- Catch her!
Onu çembere alalım. Etrafından dolaşıp, makas hareketiyle yakalayalım.
We'll circle it, then move in like scissors.
Gidip yakalayalım onu!
The death of Murus will not be in vain!
Koş onu yakalayalım.
Hurry, or we'll miss the bus!
Haydi Tony! Yakalayalım onu!
Come on, Tony!
- Şanslıyız değil mi? - Hadi, yakalayalım onu.
- Feel lucky?
- Hadiyin, millet. Yakalayalım onu.
Come on, guys.
- Yakalayalım onu, yürüyün.
- Let's get him! Let's go!
- Hadi yakalayalım onu!
- Let's go get him!
Hadi yakalayalım onu!
Let's go get him!
İçeri doğru sürelim onu, ve tam bu sırada, ortasından yakalayalım.
Lure him into a staging area, and at the precise moment, slit his belly wide open.
Hadi yakalayalım onu!
Let's get him!
İkimiz birlikte yakalayalım onu.
Let's both go get him.
Haydi çocuklar, yakalayalım onu.
Come on, guys! Let's get him!
Yakalayalım onu! Haydi!
Let's get him!
- Yakalayalım onu.
- Let's get him.
Yakalayalım onu!
JONES : Let's get him!
Yakalayalım onu.
Let's get him.
- Yakalayalım onu! Bin!
- Let's get him!