English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ O ] / Onu yakalayacağım

Onu yakalayacağım traduction Anglais

401 traduction parallèle
Onu yakalayacağım!
I'll get him!
Onu yakalayacağım, tamam.
I'll get him, all right.
Eğer Leggett, Buchanan'ı öldürdüyse, onu yakalayacağım.
If Leggett killed Buchanan, I want him.
Eninde sonunda onu yakalayacağımızı söyleyin.
Tell him we'll get him, if we have to blow up the whole block.
Çünkü eğer oysa onu yakalayacağım.
Because if he's the guy, I'm going to catch up with him, Charlie. Remember that.
Sizin için onu yakalayacağım.
I'LL GET HIM FOR YOU.
Patronumu ortaya çıkartmak zorunda kalsam bile onu yakalayacağım!
Yes, sir, I'll lag the blighter there if I have to turn out the Governor to do it!
Bakın, atladığında ben onu yakalayacağım, sen yarı yolda iken yakala ve sen de çarptığında...
Look, I'll catch him when he jumps, you catch him half-way down, and you catch him when he hits.
Onu yakalayacağım!
I'll get her!
- Onu yakalayacağım.
- I'll get her.
Ve, Baylar, onu yakalayacağım.
And, gentlemen, I mean to have him.
Ama şu tünel, işte onu yakalayacağımız yer orası.
But that tunnel, that's where we're going to catch him.
Aşağıya inip onu yakalayacağım.
I'll climb down and get him.
Onu yakalayacağım ve eğer korkusundan kaçmışsa kafasını kıracağım.
I'll catch him and break his bones if he fled from fear.
Vanucci'ye söyle, onu yakalayacağım.
You tell Vanucci I'll get him.
Onu yakalayacağım.
I'll get him.
- Meraklanma bayan, onu yakalayacağım.
- Don't worry, ma'am, I'll get him.
Ve ben onu yakalayacağım. Ya da senin canına okuyacağım.
I'll have it, or I'll have your skin.
Onu yakalayacağım, Kaptan. Yemin ederim.
I'll get him, Captain. I swear it.
Ama onu yakalayacağım. Tanrım!
He's the one.
Çok yakında onu yakalayacağım.
I'll soon find him.
Cehenneme bile gitsem onu yakalayacağım
I'll catch him even if I must go through hell.
Ama ben onu yakalayacağım. Kökünü kazayacağım.
But I will catch him and root him out.
Buraya lanet Charnier için geldim ve onu yakalayacağım.
I came over to get that fuckin'Charnier, and I'm gonna get his ass.
Charnier'in peşinden geldim ve onu yakalayacağım!
I came over after Charnier and I'm gonna get his ass!
Sizin için onu yakalayacağım.
I'll catch this bird for you.
Onu yakalayacağım!
I'm gonna have him!
Oh kimin umrunda.Onu yakalayacağım.
Oh, who cares! I'll get him
Senin şu tilkin neredeyse Chief'i öldürüyordu ve onu yakalayacağım!
That fox of yours almost killed Chief, and Im gonna get him!
Bir adım sonra onu yakalayacağım.
One more step and I got him.
Onu nasıl yakalayacağımız asıl mesele.
How we will catch this one... is important.
Neler olduğunu bilsem de onu gidip yakalayacağım.
I don't really know what is going on, but I'll go and come back.
Ben gidip yakalayacağım onu!
I'm gonna beat him to it!
Onu Placerville'ye kadar kovalamak zorunda kalsam bile bu sefer yakalayacağım.
I'm gonna get him this time, if I have to chase him clear to Placerville.
- Evet, onu yakalayacağım.
- Yeah, I'll get her.
Meslektaşım diyor ki.. .. mahkum şayet bu sabah kaçtıysa.. .. onu yakalayacağız.
My colleague says... if the prisoner really escaped this morning... we'll find him.
Seni beklemiş. - Pinto'nun mezarından uzanıp onu yakalayacağını da mı? - Ona anlattık, İone.
We told him, ione.
Bir gün onu üniformasız yakalayacağım ve...
One of these days I'm gonna catch him outta uniform, and then...
- Sen dur, onu ben yakalayacağım.
- Wait here. I'll take him alone.
Onu tekrar yakalayacağım.
I'm going to get her again.
Onu yakalayacağım.
I'm going to get him.
Onu bu şekilde... yakalayacağını mı sanıyorsun!
You can't expect us to barge in and arrest him!
Onu bugün yakalayacağım.
I'll have to catch her today.
Onu yakalayacağınızı sanmıştım.
I sure thought you'd catch him.
Onu yakalayacağım.
I'm gonna rush him.
Çünkü onu ben yakalayacağım!
Because I'm gonna get him.
Mişko oğlum, sana yakalayacağım onu.
Misko my son, I will catch it for you.
Fare bu tarafa mı kaçtı, onu pençelerimle yakalayacağım.
The mouse jumps this way, and I grab him with my paw.
Kütüphaneye gidiyor, Efendim. Yakınında mı? Onu yakalayacağız.
What, terraforming as well as bio-forming?
Lastik izlerini gördüm Gert, onu bir gün suçüstü yakalayacağım.
I see them, Gert, and when I catch him, I'll catch him.
Onu kendi usulümle yakalayacağım.
We'll get him my way.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]