Onu yap traduction Anglais
7,331 traduction parallèle
Ne için geldiysen onu yap.
Do what you came for.
Eğer verdiği cevaplar seni tatmin ederse ne istersen onu yap.
If you're gonna answer them to your satisfaction, do what you will.
Ne yapıyorsam onu yapıyordum.
I knew what I was doing.
Yani canın ne isterse onu yapıyorsun.
So you just do as you please?
İçeri girdiğimizde sana ne dersem onu yap.
Once we're inside, just do everything I say.
Ne yapıyorsak, onu yapacağız.
We do what we do.
Bak Dave ne istiyorsan onu yap.
You know, Dave... Do what you think you must.
- Ne diyorsam onu yap!
- Just do as you're told.
Ben de onu yapıyorum şimdi.
I'm way ahead of you.
Çocuklarımız için en iyisi neyse onu yapıyoruz.
We do what is best for our children.
Babaları ne derse onu yapıyorlar.
They do what their father tells them.
Dönüp de ona, "Git ne istersen onu yap" diyemeyiz.
We can't just roll over and say, "Yes, have it. Do what you like."
Ne istiyorsan onu yap.
Do what you want.
Ne istiyorsan onu yap, Les.
Do what you want, Les.
- Ne yapmak istiyorsan onu yap.
Oh, do what you want to do.
O daha çocuk. Sen ne yapıyorsan onu yapmak isteyecek.
He's gonna want to do whatever you want to do.
Onu sen yap!
You did that!
Tanrı tek oğlunu bir intihar görevi için buraya gönderdi, fakat biz yine de seviyoruz onu, çünkü bize ağaç falan yapıyor.
God sent his only son on a suicide mission, but we like him anyway because he made trees.
Onu ön cama yapıştıracağım.
I'm gonna put it in the front window.
Ben de onu su "Kendin Yap" cömlek atölyelerinden birine göturdum.
So I took him to one of those "Do it yourself" pottery studios.
- Bu tür çıkışları onu seksi yapıyor.
- It's a good thing he's hot.
Öyle görünüyor ki kel sarılık hastası bir çocuk olan Bob ünlü kılıcı taştan kaldırdı ve efsaneye göre bu onu yeni kral yapıyor.
Bob, who appears to be a bald jaundice child Has pulled the famed sword right from it's stone which legend dictates, makes him the new king,
"piliç sitesi" tabirini kullandı ve onu söyledikten sonra hiç bir şey duyamamaya başladım anlaşılan, elbise satmak bizi piliç sitesi yapıyor yani, gerçekten mi?
I believe the term he used was a "chick site." And I didn't hear anything he said after that. Apparently, selling clothes makes us a "chick site."
kız arkadaş, sanırım onu biraz daha fazla erkek gibi hissettirir bazen emin değilim nasıl yapıldığını biliyorum.
Girlfriend, I guess, makes him feel more like a man. Sometimes I'm not sure I know how to do that.
Bu Goblin de, onu ihmal etmeyelim diye, elinden geleni yapıyor.
That's goblin making sure we don't ignore him.
Bu, onu öldürmeyi tamamen daha az karışık yapıyor.
This makes killing him decidedly less complicated.
- Sen iki yap onu.
Make it two.
12 yap sen onu.
Make that twelve of us.
Yapılacak en doğru şey ise onu kesip atmak.
And the only proper thing to do is to cut it out.
O vahşiler onu kaçırdılar Tanrı bilir, ona neler yapıyorlardır ve oyalandığımız her bir saniyede...
God knows what they're doing to her and every second that we delay, we...
Onu tweetlediğinde, # thug life # wemadeit yap.
Hey, yo. When you tweet that, hashtag thug life, hashtag we made it.
Onu nasıl yapıyorsun?
How are you doing that?
Biz de Moğolların yaptığı gibi onu öldürüp yapılması gerekeni yapmalıyız.
We should do what the Mongols do. Kill it and be done.
Bir insan üç kamera onu çekerken nasıI rol yapıp araba sürebilir?
How can a person act and drive with three cameras in his face?
Onu bulmak için elimden geleni yapıyorum.
Look, I am doing everything that I can to find him.
- Sen onu 7 saat yap.
- About seven hours.
Khushal'ı dövdüğümü, sonra da Atal'ı kurtardığımı söylüyor... ama onu odama götürdüğümde ona tokadı bizzat yapıştırıyorum.
He's saying I beat Khushal and then I protect Atal... but when I take him to my room, then I myself give him a slap.
Onu yere bırakıp, dediklerimi yap.
Put down the Proto-Baby.
Bunu unutma. Adonis Creed, Ricky Conlan'a baskı yapıp onu dövüşmeye zorlamakta başarılı oldu.
Adonis Creed has succeeded in pressuring Ricky Conlan and making him fight.
Bu da onu özellikle tehlikeli yapıyor.
Makes her particularly dangerous.
Ama sen onu iki yap.
Make it a double, though.
Bu onu benzetmeni meşru mu yapıyor?
Like that makes it okay to beat the shit out of her.
Bu onu dokunulmaz mı yapıyor?
Does that make him untouchable?
Her gün ne yapıyorsam onu tekrar yapıyorum.
Doing again what I do every day
Plaj vücudu için egzersiz nasıl yapılır onu öğretmişti.
He taught me this workout to get me a beach bod. Okay.
Ve bu da, değer zincirinin en üst kısmında yer alanların, üretimin nerede yapılacağını seçmesi ve örneğin eğer bir fabrika, bu işi bu kadar ucuza yapamayız derse, onu değiştirmek anlamına gelmektedir.
And what that means is that those at the top of the value chain, they get to choose where the products are being made, and they get to switch if, for example, one factory says, "We can't make it that cheap anymore."
Kafanı yere yapıştır yoksa onu patlatacağım.
You keep your face superglued to the floor or I'm going to blow it off.
18 yıldır kimseyle çıkmadım, randevuda neler yapılır onu bile bilmiyorum!
I haven't had a date in 18 years, I don't even know what to do anymore!
- Nasıl yapıyorsunuz onu?
And how are you doing that?
Acınası şekilde başarısız olanlar ne yapıyorsa onu :
Do what everyone who just failed miserably does :
Nasıl yapıyorsun onu?
How do you do that?
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yapma ya 98
yaptılar 29
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yaptık 46
yapamaz 108
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51
yapın 121
yaptılar 29
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yaptık 46
yapamaz 108
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51
yapın 121